Murphy'nin Kiti olmama izin vermediği bir dünya

1.2K 152 27
                                    

Bir zamanlar Antik Mısırda yaşayan bir satanist olduğuma gerçekten inanıyordum. Antik mısırda yaşayan tüm kedi katili satanistlerin laneti üzerime kalmadığı sürece böyle talihsiz bir kaderimin olmasının başka açıklaması yoktu çünkü. Düşük beli ben bulmamıştım. Atom bombasını da ben icat etmemiştim çünkü hiçbir gerçeklikte o kadar zeki olmadığıma emindim. Bu talihsiz kaderin hiçbir açıklaması yoktu yani.

Belki de Adolf Hitler'i kabul etmeyen Viyana Akademisinin başkanıydım. Üzerimdeki onlarca yahudi ahının sebep olabileceği bir karmanın gücüydü bu.

"Zıkkımlandıysan yat artık." Konuştukça battığımı fark ettikten sonra 7 yaşındaki bir çocukla sözlü tartışmaya devam etmekten vazgeçmiştim.

"Nerede?" Güzel soruydu. O kadar sinir bozucuydu ki bodruma geri göndermeyi bile düşündüm ancak insanlığımı bu kadar da kaybetmemiştim. Salonda uyumasını söylesem, gece kaçabilirdi. Gece kaçması belki de daha iyi bir ihtimaldi ama kaçıp polise şikayet etme ihtimali de vardı. Aslında beni polise şikayet etmesinin her zaman ihtimali vardı. Vini'yi babasına teslim ettikten sonra beraber el ele tutuşup polise gidebilirlerdi. Vini kaçırıldığı için muhtemelen hangi kasabada olduğumuzu bilmiyordu yani olur da onu babasına bırakırsam sonraki gün evimi polislerin basmasını istemiyorsam Vini'nin nerede olduğumuzu asla öğrenmemesini sağlamalıydım. Aksi halde bu evden ayrılmam gerekirdi ki bunun için param olduğunu sanmıyordum. Küçük bir sandıkta altın paralar bulmuştum ama bunun yeni bir ev almak için yetmeyeceğine emindim. Acilen dolandırıcılık ve hırsızlık dışında bir mesleğe ihtiyacım olduğu kesindi.

"Benim odamda." En iyi seçenek buydu. Başka odada olsa ben mışıl mışıl uyurken kalkıp gidebilirdi ama aynı yatakta yatarken hissederdim. Ayrıca salon dışında yatabileceği tek oda benim odamdı.

"Birlikte mi yatacağız?" İğrenir bir ifade ile yüzüme baktığında itiraf etmeliyim ki incinmiştim. Benim de bir çocukla yatmaya hevesli olduğum söylenemezdi. Çocuklar korkunç yaratıklardı. Özellikle de geceleri... Önceki hayatımda bu talihsizliği deneyimlemiştim. Şartlar öyle gerektirdiğinden birkaç kere küçük kuzenlerimle yattığımı hatırlıyorum. Hepsi de korkunç deneyimlerdi. Rüyalarında kıkırdamaları, uyurken aniden uyanıp saçma cümleler kurmaları, gece en az 4 kere garip sebeplerden beni de uyandırmaları ve kaçta yatarlarsa yatsınlar güneşin doğuşu ile erkenden uyanmaları... Uyurken her an altına yapma ihtimalleri olmasını saymıyorum bile... Bir çocukla beraber uyumak yerine şeytanın koynunda yatmayı tercih ederdim.

"Küvette mi yatmak isterdin?

"Koca evde başka oda yok mu? Salonda yatabilirim." Salonda camdan bile kaçma ihtimalin varken mi? Asla!

"Salonda yatak yok, rahat edemezsin." Göz devirdi.

"Ben günlerdir yerde yatıyorum." Baygın bakışlarla bana bakması bir kere daha laf yediğimi hissettirdi. Soğuk topraktan bir bodrumda yatması teknik olarak benim hatam değildi! Aslında teknik olarak benim hatamdı. 1 hafta boyunca orada aç kalması da öyle ama...

"İstersen bodruma geri de dönebilirsin tabii." Bana sinirli bir ifade ile baktı.

"Peki." İlk zaferimi almış olmanın verdiği haz ile sırıttım. 7 yaşındaki bir çocuğa karşı bir tartışmayı kazanmanın mutlu etmesi acınası hissettirse de burada kimin patron olduğunu öğrenmesi gerekiyordu.

Beraber yukarı çıktığımızda önden ilerleyip odama girdi. Ben de arkasından girdiğimde kapıyı kilitleyip anahtarı cebime attım.

"Bu ne içindi?" Bana kaşlarını çatarak baktığında omuz silktim.

"Hırsız girerse diye geceleri her odayı kilitli tutuyorum." Hayır sadece olur da fark etmezsem diye gece kaçmaması için aldığım bir önlemdi ama bunu yüzüne söyleyecek halim yoktu.

Hayalet kız, cep problem ve var olmayan babasıWhere stories live. Discover now