3.BÖLÜM

38.7K 1.2K 12
                                    

Hemen tıklatıp içeri girdiğimde,selimin birisiyle telefon görüşmesi yaptığı ve önünde duran deftere birşeyler yazdığını görmüştüm. Benim girdiğimi farkedince de hemen telefonunu kapatıp,önündeki defteri de hemen yanında duran çekmeceye gelişigüzel atmıştı. "Seni de uyku tutmadı sanırım,hava almaya nedersin"deyip balkonu göstermişti. Sessizce ikimizde bir süre konuşmamıştık. "Kız arkadaşın mı var senin? biraz önce istemeyerek kulak misafiri oldum da,onu çok seviyorum falan demiştin telefondaki kişiye,tam anlamadım ama, sordum diye kızmadın inşallah" gülümseyerek,kollarını birleştirerek,sandalyeye yaslandiktiktan ve derin bir nefes aldıktan sonra "yok,sen yanlış anlamışsın,hem olsa bile senle evlenirmiydim hiç" "kız arkadaşın olsa bile buna mecburdun,töre diye sen dedin mecburduk dedin,unuttun mu?" Pis pis sırıtarak "evet öyle de,senin uykun gelmedi mi? Ben yatıyorum,yarın bizimkilerin yanına gideceğiz,uyusan iyi olur elif hanım "deyip,yanımdan kaçar gibi gitmişti. Geceyi balkonda geçirmeyi karar vermiştim. Tatlı esen rüzgara karşı uyumak istemiştim....Sabah uyandığımda kendimi yatakta,selimide yatağın kenarında kıvrılmış olarak bulmuştum.Gözümü açtığımda afallayarak selimi uyandirmıştım. "İnsan bir günaydın kocacığım diye kaldırır,böyle iteleyerek değil,biraz daha uyuyayım lütfeeen"dediğinde sesimi daha fazla yükselterek "selim dedim sana kalk çabuk,ne işin var yanımda" gözlerini oynayarak " tamam,sakin ol ya,dün gece balkonda uyuduğunu görünce üşüme diye buraya taşıdım seni,iyilikte yaramıyor sana" deyip yüzünü yıkamak için banyoya girmişti. Ben de o sıra da yan tarafta kıyafetlerimi değiştirmiştim.Selimde hazırlandıktan sonra kahvaltı için aşağı inmiştik...Annesigile gitmek için arabaya bildiğimizde bu defa kapıyı kendim açmak zorunda kalmıştım,imalı imalı bakıp "ne oldu o kapıları açan selim beye "diyerek gülmeyi de ihmal etmemiştim. Gözlüklerini takarak tebessümle "sana iyilik yaramıyor elif hanım,balkondan yatağa taşıdım diye,bir dovmedigin kalmıştı." " Özür dilerim,sabah seni öyle yanımda görünce ani hareketle bağırdım"deyip gönlünü almaya çalışmıştım. Sonuçta gerçekten de eşim olmasa bile ona iyi davranmak zorundaydım. Çünkü kendimi onun yanında güven de hissediyordum,tek sığınabileceğim oydu. " bu arada uyku sersemliğiyle bana ne dediğini hatırlıyormusun?"Dediğimde, anlamamış gözlerle bana bakıp "ne dedim ki" ,"İnsan uyandırırken kocacığım diyerek uyandırır,dedin. Sanırım sen kendini iyice kaptırdın bu işe " deyip gülmüştüm. Hayretle başını bana çevirip "hayır canım,ben sadece rol yapıyordum,biliyorsun annemlerle beraber yaşayacağız onun için "deyip gülmeyi de ihmal etmemişti. Sanki kırk yıldır tanıyormuşum gibiydi,rahattım yanında,güzelce sohbet edebiliyorduk....
Trafik yüzünden eve gidesiye kadar akşam olmuştu. Sonun da eve gelmiştik. Evin kapısına yavaş yavaş adımlarla ilerliyordum. Evi görünce o an anlamıştım,uzaktan olan akrabalarımızın zengin olduğunu,gerçi düğünü,davetiyeleri de bunun içine katarsak öyleydi ama ben daha yeni farkedebilmistim. İyice kafam karışmıştı,hem zengin olup,görgülü olup berdel yapanını ilk defa görüyordum. Sanırım zenginlikle,görgülükle bunun alakası yoktu. Birisi tutturmuş töre Allah töre diye bizim gibi genç kızlar hayatlarından oluyorlardı. Gerçi benim durumum biraz farklı olsa da,zengin birinin oğluna düşmüş olsam da,sevdiğim
adamla evlenmeyi tercih ederdim...Kapıya geldiğimde kalbim yerinden çıkacaktı sanki. Selim evin tek oğluydu,songül de bizim gelinimizdi,bir de küçük kız kardeşi gamze vardı. Selim yanıma gelip "heyecanlı mısın?Hadi başlıyoruz ,müsadenle" deyip elimi tutup tebessümle zile basmıştı.Kapıyı kız kardeşi gamze açmıştı güler yüzle,arkasında anne babasıyla birlikte bizi guler yüzle karşılamışlardı. Bu nasıl berdellik anlamamıştım. Gülen yüzlerini görünce biraz daha rahatlamıştım. Düğün gecesinde bana sinirli bir şekilde bakan,gamzenin arkadaşı bukette vardı. Elinden gelse beni parça pinçik edecekti. Onu görünce rahatlamış halim,kendini gergin bir hale sokmuştu adeta. Gamzeye hiç uygun bir arkadaş değildi,onun tam tersiydi,açık saçlı,kumral,yeşil gözlüydü. Üstelik mini bir elbise vardı üzerinde. Ailesi nasıl da buna izin veriyordu anlamıyordum. Adım gibi eminim gözü selimdeydi,yoksa niye beni yiyecek gibi baksın. İnadına selimin elini daha bırakmamıştım,sıkı sıkı elini tutuyordum. Selim bana dönerek "eliiiff,elimi bırakabilirmisin" deyince kötü kötü ona bakış atmıştım..Kayınvalidem zeynep hanım "hoşgeldin,güzel gelinim" diye içten sımsıcak sarıldıkça buketin çıldırmış oldugunu farketmemek zor değildi...Güler yüzle bizi salona almışlardı. Selma teyzenin yapmış olduğu kurabiyeleri,kekleri,börekleri büyük bir keyifle yiyordum.Kayınvalidem önümdeki tabakları doldurmuştu.Güzel gelinime afiyet,bal,şeker olsun deyip yanağımı da sıkmayı ihmal etmemişti. Keyifli,güzel bir sohbetimiz olmuştu. Hava almak için gamze,buketle birlikte beni arka bahçeye davet etmişti. Arka bahçedeki havuz,ve etrafta çevreleyen büyük ağaçlar ortama ayrı bir hava katmıştı.Buket kollarını birleştirerek,sert bir tavırla,birden "selimle aranızdaki durumu merak ediyorum,hani berdelsiniz ya,nasıl birşey berdel olmak" deyince,gamze arkadaşının kolunu hemen dürtmüştü. "Berdel olmayı tabiki istemezdim ve asla böyle birseyi destekleyenlerden değilim ama,selimle biz gayet iyi uyum sağladık birbirimize,vee iyiki selimle evlenmişim diyorum,ama yine tekrarlıyorum bu şekilde olmasa daha iyi olurdu buketcigim "dediğimde buketin gülen yüzü birden solmuştu adeta.Tam o sırada da selim gelmisti.Yanıma oturup elimi tutarak,"nasılmış güzel karım" dedikce sinir oluşunu büyük bir zevkle izliyor ve gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Neden böyle birşey yaptığımı bende anlayamamıştım....Biz gerçekten de evli bir çift olmasakta, buketin evli olan bir adama karşı duygular beslememesi ve sevmemesi lazımdı,üstelik karşılıksız birşeydi...Akşam yemeğini yemek için salonda büyük bir ihtişamla duran masada yemiştik...Akşam geç olunca kayinvalidem zeynep hanım,selma teyzeyi gösterek "odanızı göstersin selma hanım" deyip,bizi yatmak için yönlendirmişti. Selimle aynı odada kalacaktık,nasıl olacaktı bilmiyorum. Gerçi otelde de aynı odadaydık ama odanın içinde oda vardı. Bu nasıldı kimbilir,benim yüzümden selimde rahat uyuyamıyordu.... Odaya çıktığımızda büyük bir yatak odasıyla karşılaşmıştım. Beyaz ve gri renkleriyle donatılmıştı oda,ve tabi büyük camların önünde duran beyaz ve lila renkli orkideler odaya ayrı hava katmıştı.Sanki benim için hazırlanmıştı oda,çünkü orkideleri ve beyaz rengi çok seviyordum.Ben odayı incelerken,birden selim " umarım,sabah kızmadın elini tutup,karım dediğim için." Der demez beni gülme krizi almıştı,sabahki buketin halini hatırlayınca gülmemek elde değildi. Selim ne olduğunu anlamaya çalışarak,o da benim halime gülmeye başlamıştı. Odanın içinde ikimizinde gülme sesi yankılanıyordu.Üstelik buket daha gitmemişti,yan odada gamzeyle birlikte uyuyacaktı. Bizim gülme seslerini duyduğunu düşündükçe daha da gülüyor ve kendime engel olamıyordum. Selim elimi tutarak " ne olursun dur, gülme artık catlicam",dediğinde,ben gülerek "sen neye gülüyorsun" dediğimde,elini yana açarak,bende bilmiyorum dedikce bu defa ona gülüyordum. Kendimi sonunda koltuğa atmıştım,gözlerimden gelen yaşları silerek,karnımı tutarak" çok güldüm,pardon,kendimi tutamadım. Bu buket var ya senden hoşlanıyor haberin olsun. Sende gelip elimi tutunca daha da sinirlenince yüzündeki ifadeyi gormen lazımdı, ona gülüyorum" dediğimde bile hala gülüyordum. Selimin" biliyorum,farkındayım zaten" demesiyle gülmem durmuştu.

BERDEL (Tamamlandı :-) Donde viven las historias. Descúbrelo ahora