11.BÖLÜM

19.9K 775 14
                                    

Yine sürpriiiiz arkadaşlar. Umarım beğenirsiniz. Keyifli okumalar:-)

Yaninda olduğunu dahi bile düşünmek istemiyordum. Daha fazla duramayıp hızla arabama binmiştim,sabahın yedisi olmuştu,hava tam da aydınlanmaya başlamıştı,günün ilk ışıklarıyla beraber elifimin yanına gidiyordum,devamlı onu hep üzdüğüm için kendime kızıyordum.Onu bir daha üzmeyeceğim dediysem de hiç başarılı olamamıştım.Yol bitmek bilmiyordu adeta,bir önce onun yaninda olmak istiyordum........
Selim gittikten sonra odada kaç defa tur attığımı dahi hatırlamak istemiyorum. Gerizekalı,koskoca şirket yönetiyor ama hala bir kadının kendisine sırılsıklam aşık olduğunu dahi göremeyecek kadar kördü.Buket acaba nasıl farkettirmiş? Ondan ders alsam iyi olacaktı sanırım. Off saçmala elif ne diyorsun. Günlüğü açıp bir okusa kendisini ne kadar sevdiğimi anlayacak ama hödük ondan da anlamazdı kesin,bunu sen yazmamışsındır gibi laflar ederdi kesin. Kendi kendime söylenirken birden aklıma selimin yazmış olduğu günlük gelmişti,tam sırasıydı aramanın. İlk olarak çalışma masasına gitmiştim,orda duran kitaplığı biraz karıştırıp,masadaki çekmeceleri darma duman etmiştim... Onun sandalyesine oturup,başımı yaslayıp sandalyeyle birlikte dönmeye başlamıştım,acaba nerde olabilir diye de düşünmeden edememiştim,kesin şirketteki odasındadır deyip aramaktan vazgeçip, aşağıda olan mutfaktan su almaya inmiştim. Ev gece vakti ne kadar da sessizdi tam bir korku evindeyim gibi hissetmemle arkayı dönüp bağırmam bir olmuştu. Ağzımı kapatmaya çalıştıkça daha da debeleniyordum elinde,sonunda koltuğa oturtup "korkma ben tuncay" dediğinde korku dolu anlarım yerini rahatlamaya bırakmıştı. Kendime gelip tuncaya kızıyordum "adam gibi seslenmek varken niye korkutuyorsun?" "Korkma diye" "Çok sağol hic korkutmadın,bida olmasın tuncay gerçekten diyorum" " Tamam özür dilerim,hayırdır uyku mu tutmadı? Selimle eve geç geldiniz" "yemek falan, birazda dolaştık o kadar,asıl sen ne yapiyorsun gece gece?" "uyku tutmadı sadece o" dediğinde kendimi odama atmak için saniye sayıyordum adeta. Fazla oyalanmadan direk odama gelip kapıyı içeriden kitlemistim. Yatağımın kenarında duran komidinin üstünde olan mart menekşeleri adlı kitabi okumaya başlamıştım. Hayret birşeydi, kitaptaki günlükte kadın resmen kocasını aldatıyordu. Bir insan kocasını nasıl aldatabilirdi,gerçi zorla evlendiyse belki ama aldatmanın nedeni olmamalıydı olamaz da zaten. Aklıma selimin böyle birşey yapacağı geldikçe kulağımı çekip tahtaya vuruyordum,gerçi kitaptaki kadındı ama olsun ben asla öyle birşey yapmayacağım için direk selimi koymuştum onun yerine. Kitabı okumayı bir kenara bırakıp selimle ikimizin içinde yer aldığı tatlı mi tatlı hayallere dalmıştım. Burda olsaydı kesin laf atardı gulmelerime,hayırdır yine neye gülüyorsun diye...Sabah sekiz olmuştu hala selimden ses yoktu,kaç kere elim telefona gitti ama arayamamıştım. Tekrardan başımı yastığa koyup tam gözlerimi kapattığımda kapının tıklatıldığını işitip apar topar yataktan kalkmam bir olmuştu. "Tuncay sen misin?" "benim elif selim,açarmısın?" dediğin de büyük mutlulukla kapıyı açmıştım,ama malesef güler yuz beklerken sert bir yüzle karşılaşmıştım. "Tuncay mı geldi yoksa,rahatsız mı etti? Ben ona gününü gösteririm" az daha tutmasam Tuncayın yanına gidiyordu "bir dinle, sakin ol biraz,rahatsız ettiği falan yok" "niye o zaman öyle seslendin?" " ya hic,sadece su almaya inmiştim mutfağa,o da orda olunca biraz lafladik o kadar,kapıyı tıklatınca da o sandım" "kapıyı niye kitledin peki?" "Bu ne ya,kendimi sorguya alınmış suçlular gibi hissediyorum. Sadece kitledim o kadar" "elif dedim" " tamam ya, mutfağa indiğimde tuncay arkamdan gelip ağzımı korkmamam için kapattığında ondan korkup kitledim,seninde yanımda olmadığını düşününce, belki ansızın gelip girmesin diye kitledim oldu mu?" "Sapık herif ya,ne istiyor senden,bir çözebilsem,simdi git diyor ağzını yüzünü kır" sinirimden elimi yumruk yapıp, bir kaç tur atıp rahatlamaya çalışıyordum. Tam zamanında gelmiştim,niye kapıyı vurup çıkıyorsun ki bu sana ders olsun bir daha asla elifi yalniz bırakmamalıydım. Tam sakinleştikten sonra kendimi toparlayıp elifden özür dilemeyi planliyordum ki arkama dönmemle elifi yatağa girmiş halde bulmuştum. Yine sessizce yanına gidip tam saçını okşamak için elimi kaldırdığım da, elifin beni alıp götüren o güzel gözleriyle karşılaşmam aniden heyecanlanmama neden olmuştu. Az daha yakalanıyordum. "Ş-şey ben,özür dilerim elif,istemeden seni kırdım,kusuruma bakma ne olursun" dediğinde onun gerçekten pişman olmuş sesini hissetmem gücümün yerine gelmesine neden olmuştu. Kendimi hemen toparlayıp "peki ahmeti nerden biliyorsun?" "Ona hic girmesek ha elif" "peki öyle olsun ama şunu bilmeni isterim,hayatımda ahmet diye birisi yok artık,ben sevdiklerimden uzak dememle ailemi,arkadaşlarımı kastetmiştim. Bu arada, al günlüğümü okumak istersen,boyle anlaşmamıştık,her ikimizde tuttuğumuz günlüklerimizi birbirimize verecektik ama olsun,ac oku yanımda"deyip günlüğü alması için uzatıyordum ama hala elini kaldırıpta almıyordu. " anlaştığımız gibi yapalım o zaman ama sırası geldiğinde,bu arada ahmet için de bir açıklama yaptığın için ayrıca tesekkur ederim" deyip hızlıca büyük bir sevinçle banyoya girip,güzel bir duş almıştım. Çıktığımda elifi balkonda oturuyor vaziyette görmüştüm. Hemen üzerime spor kıyafetleri giyip elife seslenmiştim aşağı inmemiz için. Merdivenlerden inerken birden elifin elini elimde hissetmem sevinçle ona doğru bakmama neden olmuştu. Bugün uykusuzdum,yorgundum ama elimi tutması bir anda,herşeyi unutturmuştu bana. Büyük bir keyifle kahvaltımı yaptıktan sonra bahçede kahvelerimizi içmemiz için çıkmıştık babam,tuncay ve ben. Biraz Şafak Beyden konuştuktan sonra,babam lafı tuncayin bizim şirkette çalışması için uygun bir konumda yanımızda çalışabileceğini söylediğinde babama konuyu kapatması için ne kadar kaş göz hareketi yaptıysam da olmamıştı. Bu benim için sinir bozucu bir durumdu,ne kadar bize yakin o kadar elife yakın olacaktı buna asla müsaade edemezdim.Tuncayin babamın teklifini kabul etmesini onlemeliydim ama nasıl........Bugün kendime izin vermiştim elifle güzel birgün geçirmeyi planlıyordum tam elife hazırlanması için dönüp seslendiğimde orda olmadığını farketmiştim,anneme sorduğumda buketlere gittiğini söyleyince şaşırıp kalmıştım,elifin buketi sevmediğini düşünüyordum.Yan taraftan seslenmek yerine cebimdeki telefonu çıkarıp aradığımda bülentin yanında olduğunu ve ona bir özür borçlu olduğunu söyleyip kapatmıştı. Elifin bulente ne özrü olacaktı ki?.........Bulente geçen defa istemsizce bağırmamdan dolayi ona bir özür borcumun olduğunu düşünüp kendimi direk kapılarında bulmuştum. Kapıyı buket açmasın diye öyle dua ediyordum ki, birden kapının yavaşça açılmasıyla,karşımda duran yardımcıları esrayla karşılaşmam istemsizce bir gülüş atmama neden olmuştu. Bülenti sorduğumda beni direk arka bahçeye almıştı,bulentin ağaçlarla,çiçeklerle arası gayet iyiydi. Boş zamanlarında hep onu bahçe sularken ya da uğraşırken görürdüm. İlk zamanlar evin bahçıvanı sanmıştım... Habersizce arkasına gelip "misafir kabul ediyormusun?" "Aa elif,tabi buyur gel,hangi rüzgar attı seni?" "Hiç,biraz uğrayayım dedim,hem sana geçen gün istemeden bagirdigim için özür dilerim" "orda mı kaldın sen? Ben unuttum bile" demesiyle derinden bir nefes almıştım.Sohbetimizin koyulaşmasıyla birlikte buketin de evde olmadığı ortaya çıkmıştı.Sohbetimizi bülentin çalan telefonu bozmuştu,çıkması gerektiğini söyleyip apar topar çıkmıştı. Tam ben de çıkıyorken zeliha hanım kahve içmemiz için ısrar edince geri dönmek zorunda kalmıştım. Kahvelerimizi havuza bakan ferah balkonda yudumlarken diğer yandan da yan tarafta oturan selimleri izliyordum. Bu tarafa dönüp bakmasıyla göz göze gelmiştik ve elini sallayarak tebessüm etmesi yanında oturan kayınpederimin ve tuncayin da dikkatinden kaçmamıştı,bu tarafa dönüp baktıklarını farketmemle başımı zeliha hanıma çevirip kaldığımız yerden devam etmiştik. "Zeliha hanım çok ayıp olmazsa birşey sorabilirmiyim?" "tabi ama öncelikle şu hanımı kaldırıp zeliha ablaya nedersin?" Dediğinde sormam gereken soruyu sorup,aldığım cevab üzerine şok olmuştum.

BERDEL (Tamamlandı :-) Onde histórias criam vida. Descubra agora