10.BÖLÜM

20.6K 833 11
                                    

Sürpriiiiz :-) oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin arkadaşlar. İyi okumalar :-)

Onu öylece görünce donakalmıştım. İstemsizce ona doğru koşup sarılmam bir olmuştu. Onun da bana karşılık vermesi kalbimin daha da çarpmasına neden olmuştu. Gülerek" merak mı etmiş karım benim?" Dediğinde başımı kaldırıp ona sert bakış atıp azarlamak isterdim ama yapamamıştım. Dolmuş gözlerle sadece "evet" deyip tekrar sıkı sıkı sarılmaya devam etmiştim. "merak etme seni bırakıp bir yere gitmem,bu arada zafer burda elif o yüzden yanlış anlama" dediğini duymak bile istemiyordum. Bütün gece onunla böyle kalabilirdim......Elifim benim gerçekten beni merak etmişsin,ama inan bana bende seni tekrar göremeyeceğim diye öyle çok korktum ki anlatamam. Ahh birde bu icimden geçenleri sana diyebilsem. Saatlerce burda böyle kalabilirdim ama zafere daha fazla ayıp olmasın diye elifi kendimden cekip,zaferin yanına gelmiştim." Nerde kaldın selim,meraktan öldüm,ne istiyorlarmış peki?" "Aşkolsun zafer nerde olduğunu bildiğin halde bana söylemedin ya alcagin olsun" "kusura bakma elif nerde olduğunu söylesem daha da meraklancaktin şimdi" deyip konuyu kapatmıştı. Saat de iyice ilerleyince,başbaşa geçireceğimiz romantik sahneler malesef başka zamana kalmıştı,tabi bir daha böyle şeyler düşünüp hazırlarsa selim bey. Üçümüzde geç kalan yemeklerimizi midemize indirmekle meşgulduk.Zaferin yemek yerken, birden selime bakıp gülerek "sana göstereceğim çok güzel şeyler var,görünce şok olacaksın" demesi zafere tuhaf tuhaf bakmama neden olmuştu. Onların iş konuşmasından sıkılıp telefonumla oynamaya koyulmuştum. Telefonuma bakmasam hiç kardeşimin mesaj attığını göremeyecektim. Bir müddet kafami gömüp telefonla meşgul olunca selimin " kimle mesajlasiyosun hayatım" deyişi tuhaf bakış atmama neden olmuştu. "Ee arada telefona bakarken gülüyorsun da ondan,biz de komik birşey konuşmadığımıza göre" "kardeşim melisa" demek zorunda kalmıştım. Bunu farkettiğine göre arada demek ki beni izliyordu.Melisayla biraz mesajla da olsa hasret giderdikten sonra kalkmamiz icin israr etmiştim. Eve gidip kendimi yatağa atmak istiyordum.Zaferin kendi arabasına binmesiyle ayrilmistik ordan. "Özür dilerim elif böyle olsun istemezdim ama gitmem gerekliydi kusura bakma" "önemli değil selim,iş sonuçta,hem öyle özüre falan gerek yokki sıradan bir yemek yiyecektik" dediğimde sahil kenarına geldiğimizi farketmiştim."Biraz dolaşmaya ne dersin?" "Bu saatte,gecenin biri olmuş" dediğimde kendimi selimin elini tutarken bulmuştum.İnmem için elini uzatmıştı ve ben hiç düşünmeden uzatmıştım.Bir süre sonra sessiz yürüyüşümüzün ardından "zafer yok nasıl olsa,elimi tutmana gerek yok" deyip geri çekmiştim.Aslında hiç istemiyordum elimi çekmeyi ama belki bana açılır da sevdiğini söyler diye,tabi beni seviyorsa,ama sevmese böyle şeyler yapmasına hic de gerek yoktu.Neymiş efendim evli olmadığımızı kimse anlamasın diye milletin yanında saçma sapan şeyler yapıyorduk.Yok hayatım,yok karıcığım,bu ne ya.Ortaya çıkarsa da çıksın ne yapayım.Biraz daha kendi içimle konuştuktan sonra selime dönüp "eve gidelim mi artık?" dememle direk arabaya binmiştik.......Eve gelmemiz üçü bulmuştu.Arabanın kapısını hızla çarparak inip,çantamdaki anahtarla evin kapısını açıp içeri girmiştim.Hemen üzerimdekilerini çıkarıp kendimi yatağa atmıştım. " iyi misin elif? Birşey mi yaptım?" "yok,ne olsun" aslında vardı daha fazla içim de tutamayıp "var aslında" deyip yataktan kalkmıştım. "ne kadar böyle devam edeceğiz biz?" "neyi?" " ya selim görmüyor musun? Biz herkese oyun oynuyoruz,ne zaman bitecek diyorum,yani ne zaman boşanacağız" dediğim de selimin gözlerinin dolduğunu görebiliyordum,öyle bir kaç saniye durduktan sonra,üzerindeki ceketini koltuğa atıp " dur bakalım küçük hanım,daha bir ay oldu,çabuk bıktın benden sanırım" "evet,yani hayır,bu durumdan sıkıldım" demem selimin hoşuna gitmişti. "yani gerçekten de evli olmamızı mı istiyorsun?" "tabi ki hayır onu kastetmedim ben" "saçma sapan şey yüzünden ailemden,sevdiklerimden uzaktayım,okulumu dondurdum onu diyorum" dediğimde, selimin sesinin yükselmesine neden olmuştum.Üzerime gelerek ve ateş saçan gözlerini gözlerime dikerek "ne oldu ahmetini çok mu özledin?" dediğinde adeta donakalmıştım.Selim ahmeti nerden biliyordu ki? Bilmesi imkansızdı.Hem ne demek ahmetini, artık benim için ahmet diye birşey yoktu ki.Kalbim de sadece şuan karşımda duran, kendisini sevdiğimden bile haberi olmayan, sert kayalı duran adam vardı. "Sen nerden biliyorsun,günlüğümü mü okudun?" demem daha da sinirlenmesine neden olmuştu. " bak sen elif hanıma,demek günlüğüne yazıyor o biricik aşkını" demesiyle elimi kaldırıp hızla selime tokat atmam bir olmuştu.Gözlerimden dökülen yaşlarla "aç bak bakalım günlükte ne yazıyor selim bey " deyip çekmecede duran günlüğü alması için uzatmıştım ve açıp okuması için öyle dua ediyordum ki anlatamam,bir yandan alması için teşvik ediyorken, o öylece karşımda sadece duruyordu.Eline ceketini aldığı gibi hızla kapıyı vurarak gitmişti. Olduğum yerde yığılakalmıştım,ben sadece belki dedim ama olay nereye gelmişti.Camdan sadece gidişini izliyordum.Durdurmak o kadar çok isterdim ki,onu sevdiğimi haykırmak ama yapamamıştım..........Kapıyı vurup çıkmıştım. Zaferin evinin önüne gelip saatlerce direksiyona başımı koyup için için ağlıyordum.Kendime kızıyordum gerizekalının önde gideniydim niye durduk yere ahmeti karıştırıyordum? Boşanalım lafını duyunca kulaklarımdan sanki alev çıkıyordu ne demek boşanmak,asla böyle birşey olmayacak elif hanım,sen ne kadar ağlasan da zırlasan da olmayacak.Kendimi biraz toparlayıp zaferin kapısına dayanmıştım.Kapıyı açıp gözünü ovuşturarak "geç mi kaldım yoksa işe?" "merak etme kalmadın,daha var sabaha" deyip koltuğa atmıştım kendimi. "Hayırdır oğlum rüyanda mı gördün? Daha yeni ayrıldık hem,beni bu kadar sevdiğini bilsem yanınızdan ayrılmazdım" "espri yaparken haber ette güleyim bari tamam mi zafer? Uyumadım ki rüya göreyim,elifle kavga ettik" dememle yari uyur gezerin gözleri açılmıştı. " oğlum ne kavgası,yanınızdan ayrılırken birsey yoktu" "ayrılalım diyor,oyun zannediyor ya bitsin diyor hanımefendi" "kusura bakma da dostum bunu sen istedin,başta girmeyecektin böyle oyunlara,simdi al düzeltebilirsen" "ben kötü birşey istemedim ki sadece beni sevmesini istedim" "al bak bakalım ona gore karar ver,sen geç kaldığında deli divane oldu,farkettirmeden video çektim" " az değilsin zafer, bundan mı bahsediyordun yemekte gülerek,bende birşey var sandım,merak etmiş olması hicbir anlam ifade etmez,sonuçta insanım bende,beni gerçekten sevse boşanalım,bitsin artik demez" " Çok zorsun be selim" dediğinde zaferin kucağına almış olduğu yastığı göğsüne bastırır bir vaziyette uykuya daldığını görüp, yanımdaki yastığı ona atmam bir olmuştu. " kalk oğlum uyumak yok bu gece,arkadaşına iyi destek oluyorsun bakıyorum da" dememle hemen kalkıp "nerde kaldık biz,ha bu arada anlatmadın şafak niye çağırmış seni" "hic sorma,görüşmeye gitmedim ya hemen fotoğraf yollamış,hem de babamın, altınada not yazmış simdi gelmek istermisin? Diye,ama gittiğim de ne göreyim şafak beyle babamı gülerek sohbet ederken gördüm,yolda kaç turlu senaryo yazmıştım,ya bir daha elifimi göremezsem diye,öyle çok korktum ki anlatamam" dediğimde aklıma zaferin yaptığı hata gelince çıldırıyordum,hata demeyelim de unutkanlık aradan kaç gün geçti hala söylememişti beyefendi,hatırlatmanın zamanı geldi deyip,elimdeki yastığı habersizce firlatmam canının yanmasına neden olmuştu. "Oğlum sen koskoca şirket yönetiyorsun,oyuncak oynadığını mi sanıyorsun? Niye bana söylemiyorsun bizimle uğraşanların ser yapı değilde bir başkası olduğunu?" "Suçlu ben miyim simdi beyefendi,o gün toplantıya gireceğin gün söylemeye çalıştım ama fırsat vermedin ki,hem bu ihaleyi zorlayanlar şirket sahibi falan değiller,iki üç beş adam bizimle uğraşıyor ama kim oldukları belli değil sadece temsili birini gönderiyorlar o kadar,gerçi ihaleyi aldık ama birkaç kez bizimkilerini tehdit etmişler patronuna söyle onunla yüz yüze gorusmek istiyoruz diye ben de yanıma birkac adam alıp gittim ama görüşmeyi kabul etmediler,benimle degil seninle görüşmek istediklerini söylediler,onunla işimiz var deyip çekip gittiler" "bu oğlum yeni mi söylenir daha,ona gore tedbirli oluruz neyse hallederiz,bu arada safakla babam arkadaş oluyorlarmış daha önceden, onlarda bizim gibi ortaklarmış sonra ayrılmışlar,bize destek için görüşmek istemişler,bizde tam tersini anlamışız" deyip ikimizde delicesine gülüyorduk. En mutsuz anımda bile gülmeyi becerebiliyordum ya pes doğrusu bana. Gülmeyi bir anda bırakıp aklıma tuncayinda evde olduğu gelince duraksamıştım. Yaninda olmadığımı anlayıp,odaya çıkmazdı heralde deyip kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Onun yanında olduğunu dahi bile düşünmek istemiyordum.

BERDEL (Tamamlandı :-) Where stories live. Discover now