13.BÖLÜM

17.6K 688 12
                                    

Sesleri duymamızla disari çıkmamız bir olmustu. Sanki on iki sene önceki olay,simdi yeniden canlanıyordu adeta. Bülenti kanlar içinde arabanın önünde yatarken bulmam çığlık atmama neden olmuştu. Herkesin müthiş şekilde kulağını tırmalayacak şekildeydi ki, kendimin atmış olduğu çığlık titrememe neden olmuştu. Bunun sorumlusu bendim,bulente birşey olursa asla kendimi affetmeyecektim,sanki affetmeyisim bulenti geri getirecekti. Ambulans doktorunun " yaşıyor hadi çabuk olun" demesiyle kırılan umudum tekrar filizlenmişti adeta. Bulenti hastaneye kaldırmalarıyla birlikte selime donup beni de hastaneye götürmesini istemiştim. Hastaneye geldiğimizde direk ameliyata almışlardı. Ameliyat kapısında beklemenin ne kadar da zor olduğunu bugün tadıyordum, hem de benim yüzümden olan birseyden dolayı. Ameliyattan sağ salim çıkması için titreyerek dua ederken,bir yandan da koridorda volta atıyordum. Selimin arada gelip,beni sakinleştirmesi için destek olması bile işe yaramıyordu. Mustafa beyle göz göze dahi gelmek bile istemiyordum. Zeliha teyzeyle arada göz göze gelerek birbirimize bakıp ağlıyorduk. Ağzından birşey çıkmıyordu ama o ağlayan gözleri bana sanki "nerden sordun? Sen sormazsan boyle olmayacaktı" der gibi neler neler anlatıyordu. Karşıdan gelen, herşeyden habersiz olan buketi görmemle daha da titremelerim artmıştı. Buketin geldiğini gören mustafa beyin, kolumdan tutup dışarı çıkarmasi bir olmuştu. Elini bana sallayarak "sakın bukete birşey anlatmıyorsun?" Dediğinde selim hemen müdahale etmişti. " mustafa abi ayıp oluyor lütfen,bülente de elif demiş gibi davranma" " seliiim,senin bu karın gelip hiçbirşey sormasaydı,şuan bülent burda olmayacaktı" dediğinde buketin yanımıza geldiğini farketmiştim. Babasına dönüp "abimin kaza yapmasıyla elifin ne alakası var da kızın üstüne gidiyorsun şimdi?" Demesi içimin rahatlamasına neden olacağına daha da alevlenmesine neden olmuştu,onunda herşeyi öğrenmesine çok az kalmıştı. Simdi beklenen soruyu sormasından korkuyordum ki birden "Kusura bakma ama abimin kaza geçirmesiyle,senin bu kadar ağlayışını anlamıyorum elif, demek ki abime deger veriyormuşsun,aranızın bu kadar iyi olduğunu bilmiyordum" "sonuçta bir insan olduğu için bu kadar üzülmem yetmez mi? Hem de kanlar içinde görmüş olmam"
Mustafa Beyin tekrardan yanımıza gelerek,buketi alması ve bana kızgın bakış atarak, zeliha ablanın yanına götürmüştü. Selime sarılarak destek almaya çalışıyordum ama olmuyordu. Onunda gözlerinin içine bakınca da gözlerinin dolduğunu görebiliyordum... Görevlinin bir anda çıkıp "acil kana ihtiyaç var"dediğinde, o kanın bende olmasını ne kadar çok istemiştim ama benim kanım uyumuyordu. Herkes bir anda kan bulma telaşına düşmüştü ki,tam o sırada zeliha ablanın görevlinin arkasından bagirdigini duymamla içeri girmesi bir olmuştu. Şansa bakın ki,bülentin,o kadın dediği ve üzerine yürüdüğü kadın kurtaracaktı. Belki gerçek anlamda kan bağları yoktu ama bundan sonra onun vermiş olduğu kanla hayata tutunacaktı. Tam dört saattir bulentten gelecek iyi haberleri bekliyorduk,ama saatlerce bekledigimiz dakikalar,sanki senelerce bekliyormuşuz gibi geliyordu. Bütün aile herkes oradaydık. Zehra hanımlar bile. Herkesin öfkeli ve sabırsız oldukları anda bile zehra hanımın,zeliha ablaya sorular yönelttiğini görüyordum. Zeliha abla kendisini daha fazla tutamayıp,zehra hanıma donup bağırarak yanından geçip gitmişti. Bende hemen arkasından gitmiştim. Öfkesinden bir oyana bir buyana giden zeliha ablayı durdurup,aniden hızla sarilmam bir olmuştu. "Çok özür dilerim zeliha abla bunlara sebep olduğum icin" deyip kendimi kolunda ağlamaya bırakmıştım. Ağladıkça adeta bir anne şefkatiyle karşılaması beni daha da derinden etkilemişti ve içimin daha da yanmasına neden olmuştu. "Senin hiçbir suçun yok elif,suç bende, benim sana bunları anlatmamam gerekliydi. İkimizde bilemezdik bulentin bizi duyduğunu. Üzülme artık sen,olan oldu,dua edelim ki bülent yasasın" deyip yanımdan gitmişti............... Elifin nerde olduğunu merak edip dışarı çıktığımda,onu baygın halde yerde bulmamla hemşireleri çağırmam bir olmuştu. Hemen sedyeye kaldırıp,odaya yatırmıştık. Bu olanları bünyesi kaldıramamıştı. Elifin daha fazla üzülmesine müsaade edemezdim. Kendine geldiğinde onu burdan götürmeliydim... Birden koridordan çığlık sesleri gelmeye başlamıştı. Dışarı çıkmamla,tuncayin bana doğru gelerek o aci haberi vermesi bir olmuştu. Duyduğumda yere yığılmamak için kapidan destek alıyordum. Elif bunu duyduğunda çok üzülecekti,o yüzden uyanınca eve gitmeliydi. Bunun için tuncaya rica etmiştim. En son isteyeceğim kişiden yardim istiyordum. Elifi tuncaya emanet edemezdim ama buna mecburdum.Annem ve zehra teyze buketle,zeliha ablanin yanındaydılar,babamla bende mustafa abinin yaninda olmalıydık. Sakinleşmesi için çabalamalıydım,aksi takdirde bulentin ölümünden elifi sorumlu tutacaktı. Tuncaya elifi eve götürmesini ve buraya gelmek istediğinde engel olmaya çalışmasını soylemistim. Simdi sevdiğimi bir başka adama emanet edip,gözüm arkada kalarak mustafa abinin yanina ilerliyordum. Kalbimin sesini dinlesem çoktan elifin yanındaydım ama onu susturmuştum,simdi kıskançlığın sırası değildi.............En son gözümü açtığımda hastane odasında olduğumu ve kolumda serumun olduğunu görmüştüm. Kolumdakini hemen çıkarıp kapıya yöneldiğimde tuncay önüme geçmişti. Tuncaya sinirli bir şekilde bağırarak
" çekil surdan adam,çıkmak istiyorum"
"tamam çıkıyoruz,kızma ama bu taraftan" dediği yolu göstermesiyle dışarı çıktığımızı anlamıştım. "Nereye gidiyoruz biz,ne oluyor tuncay? Selim nerede?" " tamam sakin ol,bak yine düşüp bayılacaksın. Eve gidiyoruz,selim öyle istedi" "selim senden beni eve götürmeni mi istedi? Emin ol en son isteyeceği kişi sensin" "Gerçekten mi?" "Pardon ya ben ne dedigimi biliyormuyum özür dilerim, telefonunu verir misin Selimi arayacağım" hemen telefonu alıp selimi aramıştım. Telefonu açtığında arkadan gelen bağrışma seslerini duyabiliyordum. " selim o seslerde ne,yoksa bulente birşey mi oldu?" "Yok elif değil,sen nerdesin şimdi tuncaylasin değil mi?" " evet onunlayım da niye beni eve götürmesini söyledin" "iyi değilsin elif görmüyor musun? Eve gelince beni ara" "tamam,ama sende bülent ameliyattan çıkınca haber et tamam mı?" Dedigimde başımı araba koltuğuna yaslayıp,gözlerimi kapattığımda o sahneler tekrar canlanıyordu adeta. Bulentin bizi duyması,mustafa beyle kavga etmesi,onu kanlar içinde yerde görmem hepsi tek tek gözümün önünden geçmesi ve o çığlık seslerini hatırlamamla, boğazımı tutup nefes almaya çalışmıştım, zor da olsa. O korkunç anlar eşliğinde eve gelmiştik. Dinlenmem için odama çıkarmak isteyince,çıkmamak için direnmiştim adeta. Selma teyzenin yapmış olduğu bitki çayını yudumlarken birden kapının açıldığını duymuştum. "Ben geldim millet nasılsınız?" Dediğinde o koskoca salonda sadece tuncayla ben vardım. Elindeki çantayı hemen yere bırakıp yanıma koşması bir olmuştu. "Ne oldu sana boyle elif" " Birşey olmadı gamze,sadece yorgunum o kadar" "tuncay abi ne oldu soylesenize annemler nerede? Yoksa birşey mi oldu? Çıldırtmayın da söyleyin ne oldu?" Dediğinde tuncayin bana dönüp bakmasiyla olanları söylemişti. "Bülent kaza yaptı,herkes orda,hastanede şimdi" demesiyle gamze de şoka girmişti. "Nasıl peki iyi mi?" "İyi iyi biz buraya gelirken ameliyattaydı simdi çıkmıştır" tuncayin dedigiyle birlikte hemen çıkıp gitmişti gamze. Tuncayin bana dönerek "evde ne oldu da bulentin ve sizin seslerinizi duyduk" dediğin de tekrar o ana gitmiştim adeta. Zor da olsa cevap vermiştim. "hic sorma tuncay lütfen " dedigimde telefonum calmisti. Arayan selimdi. Geldiğimizi sormasıyla cevabı vermem üzerine hemen telefonu kapatmıştı suratıma..............Mustafa abinin yanina geldigim de,ateş saçan gözleriyle karşılaşmıştım. Direk gömleğimin yakasını tutarak "karin hesap verecek,nerde o,senin karın katil duydunmu selim. Hep onun yüzünden oldu,şuan benim oğlum senin karın yüzünden can verdi" mustafa abinin daha fazla hakaretlerine maruz kalamazdım. Ellerini sert bir şekilde üzerimden çekip "yeter artık elifi suçlamaktan vazgeçin,yıllardır saklamış olduğunuz gerçek ortaya çıkınca, ortaya bir suçlu aramayın. Tek suçlu varsa da o da sizsiniz,kusura bakma mustafa abi ama gerçekler bunlar,tekrardan başımız sağolsun" deyip ordan uzaklaşırken mustafa abinin arkamdan bağırarak "karin hesap verecek selim " diye bağırdığıni duyabiliyordum.

BERDEL (Tamamlandı :-) Where stories live. Discover now