5.BÖLÜM

26.5K 1K 4
                                    

Aşağıdan gelen sesleri duyunca hemen inmiştim. Selimin sesiydi bu,çok şükür gelmişti.Büyük bir sevinçle koşarak selimin boynuna sarılmıştım. Ne olduğunu anlamadan o da karşılık verip kulağıma "çok mu özledin "diye fısıldayıp gülmesi,herkesin içinde utanmama neden olmuştu. Zehra hanımın bizi öyle görmesiyle "maşallah" dediğini duyabiliyordum... Selimin eve birlikte geldiği arkadaşı zaferi sonradan farketmiştim. Selim bana dönerek " bu zafer, hem arkadaşım,hem ortağım" diye bizi tanıştırmıştı. Başımı olumlu şekilde sallayıp,hemen yemek masasına yöneltmiştim. Bu akşam yemeğimi rahatça yiyebilecektim,çünkü buket kaçıp gitmişti korkusundan.Sohbet eşliğinde hep birlikte yemeklerimizi yedikten sonra,kahvelerimizi de içmek için salona geçmiştik hepimiz, tam o sırada da kayinpederim bana dönüp " kahvelerimizi gelinim elifin elinden içelim " dediğinde eyvah demiştim. Çünkü daha kahve yapmasını bilmiyordum. Mutfağa ağır adımlarla ilerlerken gamze koluma girip " merak etme selma teyzem yardım eder,çok belli ettin bilmediğini" deyip kikirdeyerek mutfağa gelmiştik.Mutfağa geldiğimde kahveler hazırdı bile.Selma teyze elime tepsiyi tutturduğu gibi içeri gitmemle gelmem bir olmuştu.Gülerek salona girmemle,kayınpederimin şakasına maruz kalmıştım. " maşallah kızım elin çok hızlıymış" demesiyle herkesin gülmesi bir olmuştu. "Selma teyzem sağolsun" deyip bende kahvemi alıp afiyetle yudumluyordum. Neyseki sabah zehra hanımla esen sert rüzgar yerini tatlı rüzgara bırakmıştı. Tatlı tatlı sohbet edebiliyorduk. Başımı dönmemle selimi,tuncayi,zaferi bir köşede konuşurken bulmuştum. Her ne konuşuyorlarsa önemli olmalıydı heralde...Saatin iyice ilerlemesiyle zaferi yolcu etmiştik. Zehra hanım ve tuncay bir kaç gün misafirimiz olacaktı sanırım. Herkesin odasına çekilmesiyle bizde odamıza geçmiştik.Selimin kıyafetlerini değiştirip hemen gelmesiyle birlikte " bugün nasıl geçti bakalım,buket canını sıkmadı inşallah" dediğinde,bir çocuk gibi buketi şikayet etmeye hazırlanıyordum adeta. "Keşke öyle olsaydı" dememle selimin kaşlarını çatması bir olmuştu. " ne yaptı" dediğinde geçiştirip konuyu kapatmıştım. "Bu arada kusura bakma işten gelince direk sarıldığım için özür dilerim, kendimi tutamadım.Hep buketin yüzünden oldu" dediğimde, gülerek " e iyi o zaman,ben bukete biraz daha seni sinirlendirmesini soyleyeyim o zaman" deyip pis pis gülmeye devam ediyordu. Ciddi ciddi bakmamla "tamam şaka yapıyorum elif,seni üzmesine izin vermem merak etme sen"deyip gönlümü almıştı adeta.....Yine ben yatağa, o koltuğa uzanmıştı. Bu defa yerleri değiştirmeyi söylemiştim ama kabul etmemişti. İçim rahat etmiyordu koltukta yatmasına,benim yüzümden rahat uyuyamıyordu belki...Lambayı söndürüp uykuya dalacağım tam sırada birden yağmur yağmaya başlamıştı.Cama vuran sert yağmur taneleri ve şimşeğin sesi oldukça ürkütücüydü. Şimşeğin aniden gürlemesiyle yatağımdan kalkmam bir olmuştu. Selime bakıyordum ama çoktan uyumuştu sanırım çıt çıkmıyordu. Odamda tur atmaya başlamıştım,selimi de rahatsız etmek istemiyordum. Acaba gamzenin yanına mı gidip yatsam diye düşünüyordum, gece iki olmuş ben hala dolanıyordum.Bu defa niye geldin abim var ya diyecekti. Selimin yanına kıvrılmayı düşündüm ama koltuk ikimizide almazdı. Uyandırıp yanima gelir misin de diyemezdim.Ne yapacaktım şimdi. Yastığımi da alıp selimin baş ucuna koyup yatmayı denedim ama olmadı. Şu yaptığımı bir görse rezil olurdum.Selimin baş ucunda oturur vaziyetteyken birden gülme sesini duymuştum. Dönmemle selimi koltukta oturur vaziyette görmem bir olmuştu. Gülerek " iki saattir seni izliyorum,etrafımda tur atıp duruyorsun,madem korktun niye uyandır mıyorsun da dolanıp duruyorsun. Gel hadi gel yatağa yatıyorum haberin olsun,geçenki gibi bağırarak uyandırma tamam mı?"Deyip yastığı aldığı gibi yatağa girmişti bile. İnat edip gitmemiştim yanına "hiç de korkmadım selim bey,uyku tutmadığı için etrafta dolanıyordum sadece " dememle,koltuğa yatmam bir olmuştu. Tekrardan gülerek " tabi tabi öyledir,gel hadi bak yatıyorsan yat,yoksa çağırsan bile gelmem bak " deyip,şimşeğin tekrar gürlemesiyle,yastığı aldığım gibi selimin yanına gitmem bir olmuştu. Bu halim onun daha çok hoşuna gidiyor olmalıydı ki gülme krizine girmişti adeta. "Sen hala gülüyormusun" diye bağırmamla susup tekrar gülmeye başlaması beni daha da sinir etmişti. Yan tarafa dönüp bende ona eşlik edip,kendi halime gülüyordum.... Sabah uyandıgim da sağ tarafıma dönüp,onun yüzüyle karşı karşıyaydım,daha uyanmamıştı henüz ve dünkü geceden eser kalmamıştı. Etraf günlük güneşlikti. Tekrar ona baktigim da uyanmış olduğunu ve bana baktığını görmüştüm. İkimizde sanırım uyku sersemligiyle olsa gerek, öylece bir süre birbirimize bakışmıştık. Gülümseyerek "günaydın elif hanım,umarım rahat uyku uyuyabilmişinizdir,bu arada beni geçenki gibi bağırarak uyandırmadigin için teşekkür ederim" deyip yataktan hızlıca kalkmıştı....Yüzümü bir çocuk gibi asarak "Bu günde mi şirkete gidiyorsun? Gitmesen olmaz mı?" Dediğimde kendime bunu sorduğuma inanamıyordum. Ne yapıyorsun kızım sen,kendine gel,kendisine bağlandığımı zannedecek deyip kendimi engellemeye çalışıyordum. Gerçi çoktan bağlanmıştım bile,ama farketmesini istemiyordum. Hemen ilgilenmiyormuş tavır sergileyerek,kollarımı birleştirip,önümde duran devasa camdan dışarı bakmaya çalışıyordum. Tam da o sırada arkamda hissedip dönmem bir olmuştu. Göz göze geldiğimizde kravatını göstererek "bağlamam için yardımcı olurmusun? Düzgün durmuyor sanki" demesiyle ellerimi kravatın da bulmuştum. Ne yapıyordum ben böyle.." kendine bu işleri yaptırmak için adam bulmam lazım" "e sen varsın ya" demesiyle boğazındaki kravatını sıkmam bir olmuştu. " Ne demek sen varsın,ben senin hizmetçin miyim?"dememle "anlaşıldı bugün ters tarafından kalkmışsın. Ben sen varsın derken eşim anlamında söylemiştim. Şimdi sen dururken birini almam,doğru olur mu? Demeyecekler mi karın var oğlum diye" " tamam sende söylersin işte,gerçekten evli olmadığımızı,hem daha ne kadar böyle devam edeceğiz" dememle hızla kapıyı vurup çıkmıştı. Ne yaptım ben diye kendime kızıyorken birden kapıyı açıp " ben ne zaman bitti dersem,işte o zaman elif hanım" deyip sert bir tavırla kapıyı tekrar kapatmıştı. Bunu duyduğumda çocuk gibi sevinmiştim....Hemen üzerimi değiştirip kahvaltı için aşağı indiğimde selimi ve tuncayı görememiştim,çıkmış olmalıydılar....Kahvaltımı yine büyük bir iştahla yapıyordum.Çatalıma zeytini sapladıktan sonra zehra hanım birden "bu buket kızımız,kaç yaşında acaba,bizim oğlana nasıl olur zeynep hanım "demesiyle öksürmem bir olmuştu.Bence çok güzel olurdu.Zehra hanım,buketin hakkından gelirdi.Durmadan birbirlerini yer dururlar artık...kayınvalidemin "daha yirmi yaşında " demesiyle şok olmuştum.Çünkü yaşından büyük duruyordu. "şimdi gençlerin kendisi buluyor zehra hanım,tuncay oğlumla konuş sen,tamam derse bir aile ziyaretine gideriz" demesiyle zehra hanım bana bakarak son lokmasını da ağzına atmıştı.Gayet niye baktığı bariz ortadaydı ama hiç aldırış etmemiştim....Kapının zili çalmasıyla birlikte buketin içeri girmesi bir olmuştu. Yine mi buket? Benim bu kızdan kurtulmam şart.Bari tuncayla evlense de kurtulsak.Hemen ayağa kalkıp buketin kolundan tuttuğum gibi zehra hanımın yanına getirmiştim. "Bak buketciğim,zehra hanım seni oğluna düşünüyormuş " dememle buketin yüzü bembeyaz olmuştu. "ne evlenmesi daha,düşünmüyorum ben "diye sert bir tavırla azarlamıştı beni. "aaa buket öyle deme ama yaşında gelmiş,eli ayağı düzgün çoçuk,hem bundan daha iyisini bulamazsın" dediğimde "iyi o zaman sen evlen "diye çıkışmıştı. " hayatım biliyorsun ben selim abinle evliyim " dediğim de buketi sinir ettiğimi biliyordum.Dediğime kızıp çantasını da aldığı gibi bahçeye çıkmıştı.Kayınvalidemle göz göze geldiğimiz de birbirmize bakıp gülüşmüştük......Selimin ve tuncayın gülüşme selerini duyunca geldiğini anlayıp,hemen karşılamak için kapıya geçtiğim de selimin bana bakmadığını görüyordum.İnatla bana bakması için gözünün içine bakıyordum ama boşunaydı,sanırım sabah kızdırmış olmalıydım.Bilse kendime ne kadar kızdığımı beni affederdi ama bilmiyordu.Bukete bile güler yüzle hoşgeldin diyordu.Sırf beni sinir etmek için yapıyordu bunu biliyordum.ben onların konuşmasını izlerken tuncayın bana baktığını hissedip dönmemle "sanırım,selimi bugün kızdırdın "deyip tebessüm ederek elini çenesine götürmüştü.Başımla onaylayıp "sanırım,biraz öyle oldu" dediğimde selimin bize baktığını farkedince hemen ona dönüp tebessümle bakmıştım, ama karşımda duvar vardı sanki.Kaşları çatık bir şekilde tekrar dönmüştü..Hayır ne var ki bunda, bu kadar kızacak bir şey yapmamıştım ki..

Serife0046, esra_bayanbas, gulezgi12, s1e9m9h9, pltsadik, hulyasunbul ilk göz ağrılarım oylarınız için çooook teşekkür ediyorum. Bu bölüm sizlere gelsin.. :-)

BERDEL (Tamamlandı :-) Where stories live. Discover now