28.BÖLÜM

8.5K 409 10
                                    

Tekrardan Selime ve Bukete bakmam bir olmuştu. Bu nasıl olabilirdi benim haftalarca aradığım her tarafı didik didik ettiğim Selimin günlüğüydu bu. Sadece gözlerimizle üçümüzün arasında olan sert bir muhabbete girmiştik adeta.Ama hic kimse ne olduğunu bilmiyordu,üçümüzün arasında adeta sert soğuk rüzgarlar esiyordu. Selime bakarak bu da ne, senin günlüğün o kızda ne işi var dercesine adeta gözlerinin en iç derinliklerine gizliden anlamasi için mesaj gönderiyordum kızıyordum,bağırıyordum içim de ne tufanlar kopuyordu bir bilseydi. Selim de ise pişman olmuşcasina kaşlarını büzerek bakması içimi acıtsa da ona kizmama engel olamıyordum . Bukete baktigim da ise yine her zaman ki gibi munzirca gulumsemesini de yanina alarak bağlamış olduğu kollarıyla adeta bir sonra ki olacakları keyifle izlemek için hazırlanmıştı adeta. Ama ben ona bu zevki şuan burada asla yaşatmayacaktım. Evet ikisine de soracaklarim vardı ama şuan burda olmayacaktı. Gamzenin birden "aa günlük mü aldın buket?" Dediğin de sessizlik bozulmuştu ama bizim içimizdekiler devam ediyordu kimseden habersiz. Elim de sıkı sıkı tuttugum günlüğü gece boyunca asla elimden düşürmemiştim.
"İnan bana benim bundan haberim yok,bu günlük buketin eline nasıl geçmiş hic bir fikrim yok gerçekten elif,lütfen bana inanmamış gözlerle bakma doğruyu söylüyorum,simdi rica etsem günlüğü asıl sahibine verir misin? Yani bana" "ne yani bunu sana vermemi mi bekliyorsun,bugünden itibaren yeni sahibi benim,bana hediye edilen şeyi sana veremem kocam da olsan" elini günlüğe uzaratarak "lütfen elif verir misin?" "Asil ben rica ediyorum,çeker misin şu elini? Yoksa sinirimden emin ol parmani bükebilirim" dediğim de umursamaz bir tavır sergileyip güldüğün de parmağında aci hissetmesiyle ne kadar da gerçekçi oldugumu anlamıştı. Bense bir an önce günlüğü açıp okumanın isteği ile burdan kaybolmak istiyordum ama selim buna izin vermiyordu gozu hep üstümdeydi. Çok kalabalık değildik o yüzden ortadan kaybolmam biraz zor olacaktı. Günlüğü okumayi bir kenara bırakıp elimde gunlukle beraber hicranin koluna girip selimin yanına getirmem bir olmuştu. Devamlı yeni arkadaşımla tanışmak istediğini söyleyip duruyordu. Selime sinirli olduğum için gayet resmi takılıyordum. Yüzümde tek mimik bile oynamıyordu "Selim bak bu hicran bahsetmiştim daha önce arkadaşım" selimin uzattığı el hava da kalmıştı "memnun oldum hicran" "ben de memnun oldum selim bey,şey biraz takıntılıyım ben de erkeklerle pek tokalasmiyorum,sizinle bir alakası yok" dediğin de onları konusmasi için başbaşa bırakmıştım aslında hicrandan rica etmistim,her ne kadar bir erkekle bas basa kalmak istemedigini söylese de ikna etmiştim onu,cunku bu günlüğü herkes dağılmadan okumalıydım yoksa herkes odasına çekildiginde selim ne yapıp eder elimden alırdı o yüzden çabuk olmalıydım. Hemen arka bahceye acılan büyük kapıdan çıkıp bir ağacın altında elim titreyerek,kalbim çarparak ilk sayfayı açmıştım. İlk basta birşey anlamamıştım. Birisinden bahediyordu aşık olduğu bir kızdan, bu daha da hızlı okumama neden oluyordu.Okumam gereken sayfaları gördükçe burda sabahlardım sanırım o yüzden atlayarak okumaya karar vermiştim..........
Hicranin yanındaydım ama aklım,gözüm,kalbim elifin kendisin de ve elinde olan günlüğümdeydi. Açıp okumaması için içten içe dua ediyordum. Hicrana sorduğum da selma teyzeyle birlikte mutfaga doğru gittiğini söylemişti. İçim rahatmıydı? Tabiki hayır tam herşey ama herşey düzeldi derken günlükte yazanları okudugun da ben bitmiştim. Onu kandırarak evlendigimi öğrenecekti,üstelik bunun içerisin de herkes vardı,benim ailem ve kendi ailesi de bu işin içindeydi. Niye güzel iyi olan şeyler cabuk bitiyordu. Umarım beni dinlemesine müsaade ederdi. Onun benden uzaklaşmasına,benden ayrılmasına asla müsaade edemezdim. O benim yaşadığım şu dünyada en değerli varligimdi. Ne zenginligim,ne işim,ne itibarım hicbirsey umrumda değildi sadece o benim yanim da olsun o bana yeterdi. Beni sevmesine bile gerek yoktu sadece yanım da olsun,yanım da nefes aldığını bileyim,hergun onu görerek uyaniyim tıpkı eskiden olduğu gibi o bana kâfidi. Eski günleri bir an hatırlayınca istemsizce tebessüm etmeme neden olmuştu. Kendi kendime eski hayallere dalmıştım ama bana dikkatlice bakan hicranin gözleriyle karşılaşmam eski hayallerimden çıkmama neden olmuştu. Yanımıza gelen zaferi hicranla tanıştırmayı ihmal etmemistim belki zaferle hicran arasında yepyeni bir filizlenme tomurcuklanma olurdu. İkisini başbasa bırakıp gitmeye karar verdiğim de hicranin aniden "nereye? Sohbet ediyorduk işte" demesiyle kalakalmıştım. " acil telefon etmem gereken birisi var" deyip nazikçe yanlarından ayrılmıştım. Ayrılma sebebim tabiki de elifdi uzun süredir ortalar da gözükmüyordu. Gözüm onu aradığın da pisce sırıtan buketle göz göze gelmemiz kaçınılmaz olmuştu. Öyle bir yere geçmişti ki oradan bütün her yeri gözlemliyordu adeta ama ben bunu onun yanına bırakır mıydım? Hızlıca buketin yanına ilerleyip kolundan tutarak kimsenin farketmemesi için arka bahceye çıkarmıştım. Kolundan hızlıca ileriye savurup öfkeli gözlerimi olabildiğince gözünün içine sokuyordum. Yanına yaklaşıp saçından tutup çektiğim de bağırmamasi için diğer elimle ağzını sıkıca kapatarak devam etmiştim. Canını biraz daha yakıyordum saçını biraz daha çektiğim de,acıdan ve korkudan gözleri kocaman olmuştu. "Ben sana demedim mi? Bizden uzak dur diye buket hanım ha söylemedim mi?" Her kelimem de daha da sertçe sarsıyordum. "Simdi sesini çıkarmadan söyle o günlüğü nasıl buldun?" Korkmuş ve titreyen vücuduyla zorda olsa cevaplamıştı. Kekeleyerek "siz balayına gittiğinizde bir gece gamzeyle kalmıştım o sırada odana girip almıştım" "içindekilerini okudun mu peki?" Başını sallayarak cevaplamıştı. Ve bir o kadarda kendisinden emin olarak "siz berdel falan değilsiniz herşeyi sen ayarlamışsın ve şuan sevgili karın emin ol bir yerde o günlüğü okumakla meşgul hatta şuan buralar da bir yerde olmalı en son bu tarafa çıkarken görmüştüm. Senin ne kadar hayvan,acimasiz,yalancı bir herif olduğunu da görmüştür selim bey" dediğin de bu defa daha fazla canını yakarak saçlarını çekiyordum. "Anlamadin mı hala seni ne kadar sevdiğimi kör musun? Şuan canımı yaktığın için senden vazgecmemi bekliyorsan yanılıyorsun selim bey, yapamiyorum anlamıyor musun?" "Sen de sunu anlamıyor musun? Ac kulaklarını da iyi dinle o zaman ben elife asigim,hem de deliler gibi sırılsıklam aşığım duydun mu? Simdi burdan gitmen için 5 saniye veriyorum,gittin gittin gitmedin şimdi şuan saçından sürükleyerek bir paçavra gibi kapıdan atmam an meselesi bir,iki dedim buket üç " "gidiyorum ama emin ol ben giderken elifin şuan sana hesap sorması an meselesidir,gidiyorum ama sizi yıkarak,yakarak ve dağıtarak selimcigim " "dört" dediğim de hızlıca uzaklaşması bir olmuştu. Arkami yavasca döndüğüm de elifin olmamasi için içten içe dua ediyordum ama onunla yuz yüze gelmemiz bir olmuştu. Her ikimizin de akmaya hazır olan gözyaşlarımizi tuttuğumuzu görebiliyordum adeta.
Bir anda yaklaşarak günlüğü suratıma fırlatması bir olmuştu. " bunu nasıl yaptın bana,aa bir dakika bunu bana nasıl yaptınız hepiniz, sen, ailen ve benim ailem ya nasıl? Sizin yüzünüzden okulumu yarıda bıraktım ben be,berdel olduğumuzu sanıyordum. Zira kendime soruyordum hep,hatırlıyor musun ilk düğün gecemizi, o gün bana oda da sadece bir oyun demistin gerçek bir es olmayacağız demiştin,sonra ne olduysa selim beyimiz bana aşık oluyor ne kadar ilginç diye kendime soruyordum meğersem başından beri asikmisin bana,gelip güzelce konuşabilirdin,bahsedebilirdin ama siz naptınız bunun yerine berdel oyununu oynadınız hepiniz, ne kadar da safmışım ya,hemen de yemişim ne güzel vay arkadaş ya,üstelik benim için kardeşini yaktın be hic tanımadığı bir adamla evlendirdin sırf sen sevdiğinle evlenmek için kardeşini yedin, sen nasıl bir adamsın selim?" dediğim de selimin gözlerinden bardaktan boşalırcasına gözyaşları dökülüyordu. Her bir gözyaşında adeta bin bir pişmanlık özür vardı ama bunu kabul edemezdim,resmen kandırılmıştım ve ben beni kandıran adama aşık olmuştum. "Elif lutfen beni terketme,herşey evet doğru orda yazılan herşey doğru, sadece sana şunu söylüyorum seni çok ama çok seviyorum,gözüm inan bana senden başkasını görmüyordu, ne olacak olaylar umarımdaydı ne de kardeşim sadece sen vardın,seni unutmayı denemedigi mi sanıyorsun? Kaç kez denedim ama olmadi anlıyor musun? Bu aşağılık adam sevdiği kızdan bir türlü vazgeçemedi,ben sadece sevdim elif hem de çok,lütfen yalvarıyorum sana tamam git kafanı dinle yüzümü görme bir süre ama ne olur beni sensiz bırakma,ben sensiz yaşayamam nefes alamam o zaman yaşayan bir ölüden farkım kalmaz anlıyor musun beni? " ayaklarıma kapanan su adamın üstünden çiğneyip geçesim geliyordu ama buna içim el vermiyordu ben de onu seviyordum hem de çok ama şuan bunu göremeyecek kadar hissetmeyecek kadar ofkeliydim sinirliydim. Sesimize çıkan kalabalığa karşı dönerek hepsini de adeta öfkemi kusuyordum. Ailem ve onun ailesine. Sakinleşmem için hicran beni ordan alıp dışarıya çıkarmıştı ama bir türlü sakinleşeyemiyordum git gide bütün vücudumu titreme kaplamıştı. "Elif,canım sakin olur musun lütfen? Geçti bak tamam rahatla hadi" "geçmedi anlıyor musun? Geçmedi" diye bağırdığım da hicrana sarılarak aglamami dindirmeye çalışıyordum ama olmuyordu. "Hadi bize gidelim" deyip beni arabasına bindirmeye çalıştığın da arkamız dan gelen bağrışmalara dönmemiz bir olmuştu.

BERDEL (Tamamlandı :-) Where stories live. Discover now