24.BÖLÜM

12.5K 448 6
                                    

İçim kalbim kabullenmiyordu bunu.Benim geldiğimi görünce yüzündeki o ifadeyi anlatamam,sanki bir hayvanmışım gibi tiksinerek bakmasi midemi bulandirmişti,sanki aralarına giren bendim,asil o bizim aramıza giriyordu,aslında bir nevi girmiş de olabirim ama bunda benim suçum neydi,evlenmek zorunda kalmistik hepsi bu. Yüzümdeki tebessumden ödün vermeden hızlı hareketlerle gelip çoktan selimin kolunun altına girmiştim bile,buketin sinirinden ellerini bağlayarak ayak oynatması bunun kiskandığının kanıtıydı. "Ee ne diyormuş bu yeni arkadaş?" "Hic sadece merak etmiş beni o kadar" "arkadaş mı?" "Evet buketcigim niye şaşırdın?" Ukala ukala cevap vermesi oldukça rahatsız etmişti beni. "Sen ve arkadaş,güleyim bari,seninle arkadaş olan kız bence hasta olmalı güzelim" "çok komiksin buket,seni de görüyoruz canım,maşaallah arkadaş çokluğundan boğuluyorsun,gamzeden başka bir arkadaşın olmadığını biliyoruz canım" dediğimde selime dönerek elimi tutması için uzattığımda hızla ordan kalkıp gitmemiz bir olmuştu. Arkamız dan şuan nasıl kudurdugunu tahmin bile edemiyordum. Hangi akla hizmet olarak gelip,yanımıza oturup muhabbet edebiliyordu. Selimden ayrıldıktan sonra hızla tekrardan dönüp tam çıkmak üzereyken yakaladigim buketi kolundan tutup bir kenara çekmem bir olmuştu. Nefesimi iyice boğazına kadar hissetmesi için hatta iliklerine kadar,hic çıkarmadığım bir ses tonuyla konuşuyordum,gözlerinden anlaşılan o ki onu bir o kadar korkutmuştum. Bir elim sallama,diğer elim ise buketin kolunu sıkma işlemini görüyordu. "Bak kızım bu sana ilk defa ve son uyarım selimden uzak dur ve benden,kısacası bizden uzak dur,yoksa hic karışmam haberin olsun" "ne diyorsun elif iyi misin canım?" "Anlamamış,bilmiyormuş ayağına yatma,hergun buraya niye geldiğin belli,aptal mi sanıyorsun sen beni,selime yanık olduğun her halinden belli oluyor,şimdi gidebilirsin ufaklık" dediğim de çenesini sıktırarak dönüp gitmem sinirini oynatmış olmalı ki arkamdan avazı çıktığı kadar "sen hastasın kızım" diye bağırıp gitmişti. Gittiğinden emin olmak için arkama hafif dönerek bakıp ilerliyordum. Bu neydi simdi böyle,biraz önceki ben miydim? Bu duruma biraz şaşırıp sırıtarak donakalmıştım,bir gün bile hicranin yanında kalmam yetmişti sanırım diyerek gülümseyerek selimin yanına gittiğim de beyimizi yine telefon görüşmesi yaparken yakalamıştım.Geldiğimi hissetmesiyle bana aşkla bakan gözleriyle karşılaşmam bir olmuştu. Elindeki telefonunu hemen cebine koymuştu................ " Alo yiğit nerdesin ne yapıyorsun?" "Şirketteyim abi ne vardı?" "Selim geldimi bugün?" "Yok ya nasıl gelecek o kolla" "tamam gelişmelerden haberim olsun" ........ "kimdi o?" "Efendim ahmet,bahsetmiştim daha önce, selim beyin şirkete gelip gelmediğini soruyor.Efendim başka bir emriniz yoksa ben şirkete gideyim,şimdi milleti şüphelendirmeyeyim" "tamam gidebilirsin" "yiğit " "efendim şafak bey" "elife bir demet papatya gönderin tam ortasına da bir tane gül, kartın üstüne de kavuşmamıza az kaldı diye not edin,bakalım selim beyimiz bu isimsiz gelen hediyeyi gördüğünde ne yapacak?" "Tamam efendim,hemen hallediyorum" "bu arada bizimkilere söyle bir sonraki ihaleyi bari kaçırmasınlar" O önceki bütün ihaleleri de tek tek almazsam bana da şafak doğan demesinler,elinde ne varsa yoksa almazsam selim alpu,kızıma,eşime yaptıklarının hesabını vereceksin,sende o sevgili biricik karını kaybedeceksin ayni benim gibi. Seni bulmak için kaç senemi aldın,bende de sans olsa zaten, o pisliği yapan arkadaşımın oğlu çıkıyor,o günleri hatırlayınca bütün oda aslan gibi kükrememle dolmuştu,elimdeki cam bardağı sıktigimda duyduğum acı kendime gelmeme neden olmuştu. Özür dilerim dostum ama senin oğlun benim hayatımı mahvetti,onunla birlikte hepinizde yanacaksınız,selimin yaninda olan herkes ama herkes...............
Sabah uyandigim da yanim da selimi görmenin vermiş olduğu mutluluk sarhoşuyla birlikte şapşal gülümsememi de yanıma alarak hayranlıkla onu izliyordum. Kalkmak için arkamı döndüğüm de gül yapraklarıyla karşı karşıya kalmıştım. Çocuksu gulumsememle gulu elime almıştım "ya selim çoktan uyanmışsın ama" "eveet,sırf karımı uyurken izlemek için" yerdeki güllerden bir avuç alarak "bunlar için teşekkür ederim selim bey " dediğimde elimdekilerini çoktan başından aşağı serpivermistim. Böyle şeylere daha önce hiç alışkın olmadigim için hafif yanaklarımın kızardığını hisseder hissetmez kendimi banyoya atmıştım,yüzümü yıkamak için lavaboya geldiğim de selimin de çoktan yanıma geldiğini hissetmiştim. Önce yüzünü yıkamak için beni iteliyordu,hemde tek koluyla,gözlerimi kısarak musluğu açıp selime su firlatmam bir olmuştu. "Ya selim bey tek kolla beni halledebileceginimi sanmıştım,eski kuşaklardanim ben" "kuşakmış" dedigimde kendimi gülmemek için zor tutuyordum,elif ve kuşak ikisini bir ara gözümde bile canlandiramamistim. "canım suyla alakalı bir kuşak olduğunu sanmıyordum ben,benim bildiğim şöyle yumruklarla yapılan şey değil miydi? İstersen gösteriyim " "gösterecekmiş,al sen bakiyim su nasılmış" dediğimde hızlı hareketlerle selimi havuza atılmıştan beter etmiştim. " tamam pes ediyorum yeter artık,sen kazandın tamam" "şöyle kenara alıyım sizi beyefendi" dediğimde musluğu bu kez yüzümü yıkamak için açmıştım,gerçi selimi ıslatacağım diye bende nasiplenmiştim bu durumdan,selime son kez avuçlarımla suyu fırlatıp kaçmam bir olmuştu. Arkamdan her ne kadar "bu haksızlık ama elif " diye tatlı tatlı bağırdığıni duymamazlıktan gelip hemen aşağı inmiştim. Biraz önce kuşak olayında saçmaladığımı düşünüp gülümseyerek mutlu bir şekilde iniyordum. Karşım da onu görmemle yüzüm biraz asılmış olsa da apar topar eski haline getirmeye çalışıyordum. Yine buket hanım bize teşrif etmişlerdi. Aman aman ne hoş sabah kalktığım da sevimsiz fareyle karşılaşmak ne güzel ,en azından fareyi kovaliyorsun bida gelmiyor ya da geldiginde kapanla yakalayıp atıyorsun,peki bunu neyle yakalayıp atacaktım,bu koca fareyi yakalayan büyük bir kapan henüz daha görmemiştim. Sanırım birisiyle baş göz edip kurtulmakti. Yine saçma sapan düşüncelerle sandalyeye oturup,benden sonra gelen selime bile kahvaltısını yapması için yardımcı olmuştum. Kaç dakikadır boyle içimden konuşuyordum ben, buket sayesinde kafayı yemezsem iyiydi,gerçi onu deli edecek birini tanıyordum. Yeni arkadaşım hicran,buketin ağzından kendisinden bir tek o gelirdi. Son yudumlamış olduğum çay bardağını da masaya bıraktıktan sonra selimle beraber oturma bölümüne geçmiştik. Zehra hanımın ve buketin de yanımıza geldiklerine gore ekip tamamdı. Selimle beraber tam biz orta koltukta kalmıştık. İkisi de karşılıklı yerlerine kurulmuştular. "elif kızım,hadi bakalım komşu oluyoruz,bugün geçiyoruz evimize inşaallah" sanki kendisinden kurtludugumu,sevindiğimi hisseder gibi büyük mutlulukla söylüyordu. Zoraki tebessümle karşılık vermiştim. Her ne kadar yanımızda olmalarını istemesem de "evet iyi oldu zehra teyze,artık devamlı burdasınız ne güzel,devamlı da gelip gideriz çok iyi oldu inanın" dediğimde yüzümü olabildiğince gülümseme pozuna getirerek ağzımı olabildiğince genişletiyordum. "İnan çok iyi oldu elif kızım" "hayırlı uğurlu olsun zehra teyze,hangi ara kalmaya karar verdiniz?" "Ayy buketcigim haberin nasıl olmadı senin,hayret" Yanağını sıkarak "aa uğraşma benim arkadasimla yengecim" dediğin de hızla gamzenin elini ittirmisti. "Aman buket takiliyoruz şurda,hemende afra tafra da yaparmış canım arkadaşım benim oyy " dediğinde bir tane daha yanak almıştı. Gamzenin yaptığı bu hareketler delice kahkaha atmama neden oluyordu ve tabi ki buketin de sinirlerini altüst ediyordu. Buda benim çok hoşuma gidiyordu. Daha fazla yanlarında kalmamak için selimin elinden tutarak arka bahçeye yöneltmiştim. Olabildiğince selimi ondan uzak tutmaya çalışıyordum ama imkansızdı bu. Biranda selimin pis pis sırıtıp bana baktığını farketmiştim. "Ayy karım beni kıskanırmış aman aman" "ne kıskanması canım benim,hayırdır?" "Aman aman buketten de uzak tutarmış beni,yeme beni elif ya,niye kaldırdın o zaman beni elimden tutarak" dediğinde hala gülümsüyordu. " sen zaten farkındasın canım benim,onun için öyle oyunlar yapmama gerek yok" dediğim de beni hafiften tek eliyle ittirmesiyle kendimi havuzda bulmuştum. Selimin kocaman kahkahalarıyla bütün ev halkı başımıza toplanmıştı. " birileri kendisini tek kolumla yenemeyeceğini mi söylüyordu acaba? Nasılmış elif hanım? Kaçıncı kuşaktın sen hayatım? Duyamıyorum?" "Çok kötüsün selim,yazıyorum bunu" dedigim de kayınvalidemin,zehra hanımın,buketin,gamzenin güldüklerini görmem sinirlerimi yerinden oynatmıştı,hepsi gülebilirdi ama buketin gülmesine izin veremezdim. Simdi git diyor kaktır gitsin,gerçi onun ne suçu var,hepsi selimin yüzünden olmuştu. Sinirle havuzdan çıktığım da selimin kollarında bulmuştum kendimi. Gülerek yaptığı kabahati ortercesine şapşallıklar yapıyordu. Tam dönüp gidecekken selma teyzenin elinde papatyalarla bize doğru geldiğini görmüştüm. "Elif kızım bu sana" dediğin de selime gülümseyerek dönüp baktigim da "hepsini planlayarak mı yaptın? İlk önce havuza ittir sonra bu papatyalarla gönlümü almaya çalış ama ben bu papatyalara kanmam selim bey" "iyi de elif ben göndermedim ki bunu" "e kim o zaman" dediğim de üstündeki küçük zarfı açıp okuduğumda selimle göz göze gelmemiz kaçınılmaz olmuştu.

BERDEL (Tamamlandı :-) Where stories live. Discover now