19.BÖLÜM

14.1K 613 20
                                    

Oflayarak sırtımı dönmüş şekilde uyumaya çalışıyordum. Sabah selime yakalanmamak için erkenden kalkmayı denemiştim ama bir türlü cesaret edip arkamı dönüp bakamıyordum. Biraz daha yatakta kalmayı düşünürken birden "biliyorum uyandın elif hanim hiçbiryere kaçamazsın aksam konuşmadığın şu konuyu konuşmaya nedersin?" Deyip yataktan kalktığını hissediyordum. Benim tarafıma geldiğini hisseder gibiydim öyle de olmustu. Yüz hizama gelip çömelerek ellerini saçlarımda dolastirirken "hadi elif biliyorum uyumadığını kalk artık" Dediğini duymak bile istemiyordum. Uyanmaktan başka çarem kalmamıştı,yeni uyanır gibi yapıp gözlerimi kisarak "aa uyandın mi selim?" Dediğim de alaycı gözlerle bakıp kıkırdamısti. "Rol yapmana gerek yok karicim" "of selim ya,senden de birşey kaçmıyor" "tamam tamam kalk bakalım istediğin gibi olsun,sen ne zaman istersen,biraz daha oyalanirsan kahvaltı masasında bisey kalmayacak" deyip alnıma öpücük kondurup aşağı inmişti. Ben de hemen arkasından yüzümü yıkayıp kıyafetlerimi de giydikten sonra hızlı adımlarla merdivenden keyifle zıplayarak inip,direk selimin yanına oturmuştum. Selimin kahvaltısını yapması için yine yardımcı oluyordum. Kayınvalidem dünkü kahvaltıda olduğu gibi karışmıyordu bu defa,rahat rahat yedirebiliyordum. Arada kayınpederimin şakalarına maruz kalıyordum. "Elif hadi iyisin çocuğuna yemek yedirirken zorlanmayacaksın, babasında alıştırma yapıyorsun " dediğin de selimle birbirimize bakıp gulusmustuk. Sahi ya o günleri gorecekmiydik, ben daha hazır değildim henüz,selimin bana yaklaşmasına müsaade bile etmezken nasıl olacaktı bu. Sanırım bu halim bir kaç güne geçer deyip umursamaz tavırlarla kendi tabagimdakilerini yemeye koyulmuştum.Kahvaltıdan sonra herkes bir tarafa dağılmıştı.

Selimle biraz başbaşa kalmaya ihtiyacım vardı. Hemen şoföre gitmek istediğimiz yeri söyleyip hareket etmiştik. Arabada ikimizden de hic ses çıkmıyordu. Sağ kolu alçılı olduğu malesef arabayı kullanma gibi bir lüksü yoktu. Başımı selimin omzuna dayayıp öyle içten bir ahh çekmiş olmalıyım ki telaşla "iyimisin elif,birşey yok değil mi?" "Bilmiyorum, canım sadece çok sıkıldı bir an" sol koluyla beni kendine çekerek "annenleri uzun zamandır görmüyorsun,nedersin küçük bir kaçamak yapmaya" selimin sanki ağzından imkansız birşey çıkmışçasına şaşırıp hemen omzundan kalkarak "gerçekten mi? Çok güzel olur" deyip kolu aklıma gelince de suratımı asmama neden olmuştu. "Bu kolla mı hem daha tam iyileşmeden olmaz" "itiraz istemiyorum elif" "asıl ben itiraz istemiyorum,gitmiyoruz,başka zaman gideriz,konu kapanmıştır" büyük bir hüzünle tekrardan selimin omzuna kendimi gommustum. Sahil kenarına gelip biraz yürümek iyi gelecekti sanırım. Arabadan inip denizin mis kokusunu içime çekmek için sabırsızlanıyordum. İstanbula geldim geleli daha doğru düzgün dolaşma fırsatım bile olmamıştı. Eve kapanıp kalmıştım ve tabi birde olaylar olunca hic çıkasım gelmemişti. Hayattan bazen kopuyor gibi olsam da selim tutanmama fazlasıyla yardımcı oluyordu. Hem eskisi gibi değildi beni sevdiğini itiraf etmişti. Gerçi daha kaç gün oldu da eskisi gibi diyorum ki,anlaşılan daha çok zamana ihtiyacımız vardı en azından benim. Hemen düşüncelerimden sıyrılıp elimi sıkı sıkı tutmuş olan yanimdaki adama kaçamak bir bakış atmıştım ve yine her zaman ki gibi yakisikliligindan ödün vermiyordu,sanki kaza yapan bendim,gözlerine yine güneş gözlüğünü geçirip,gizemli bir adam edasında yürümesi beni öldürüyordu ve kızların ona bakmasından oldukça rahatsızdım,kolundaki sargı bile engel olamıyordu. Kendisine caktirmadan baktığımı farketmiş olmalı ki elini elimden çekip gözlüklerini aşağı doğru indirerek "birşey mi var? Kaç saattir bana baktığının farkındayım" deyip güldükten sonra tekrar elime yapışmıştı. " hic ben sadece iyimisin diye bakıyordum" utancımdan yüzümu denize doğru çevirerek yürümeye başlamistim. Pis pis siritarak tekrardan bana dönerek "tabi canım kesin öyledir,sen de diğer kızlar gibi çekiciliğime dayanamayıp bakıyordun,değil mi?" Son söylediği söz canımı yakmıştı,demek farkındaydı kızların ona baktığını,bütün erkekler böylemiydi,havadan şişmiş olan vücudunu bir iğneyle indirmeyi düşünürken,birden elimi çekip bos olan banka kendimi atmıştım. "Tamam elif özür dilerim,hadi ver su elini" "niye özür diliyorsun ki anlamadım" " gözlüğünü çıkarıp şapşalca gülümseyerek " biraz önce dediğim şeyden dolayı,yani kızların baktığını ima etmiştim ya" yüzümü daha da sert yaparak " suna bak,hic de değil bana bakıyorlardı bir kere,beni goren herkes vah su güzel kıza bak,nasıl da tipsiz bir adama düşmüş diye vahlayarak geçiyorlar,sen sanırım duymadin selim bey yanından geçerken vah vah dediklerini" ne diyordum ben böyle saçma sapan,iyice kendimi yerin dibine sokmuştum. Hala pis gülüşüne devam edip gözlüğünü taktıktan sonra şöyle bir etrafa çevirip başını "o bir kere vah değil canım karım,ahh ahh su oğlanın yanında biz olsaydık keşke der gibi ahlayıp geçtiler" "beni sinir etmekten ne zevk alıyorsun anlamıyorum,seni git o kız gezdirsin o zaman " " tamam ya sadece karım tarafından kiskanilmak hoşuma gitmişti o kadar,hem benim gözüm senden başkasını görür mü hic" deyip yanağımı sıkıp gönlümu almıştı bile. Bu adam beni gerçekten seviyordu,hem de beni sinir etmekten keyif alıyordu. Bir an selimi unutup elimdeki alyansima baktım simdi ona daha sıkıca sariliyordum. Eskiden öylesine takmış olduğum bir yüzüktü. Selimin bir anda elimi tutup cekistirmesiyle kendime gelmiştim. Yüzüne uzunca bir gülümseme atıp "nereye?" "Hadi kalk oturmaya mı geldik,yürümeye devam" deyip el ele gidiyorduk. Başımı birden denizden çevirip uzaktan siritarak gelen ahmeti görmemiz bir olmuştu. Şaşılacak şeydi yine karşılaşmıştık,bu karşılaşmalar hic hoşuma gitmiyordu. Yanımıza gelip selimle tokalaşmak için elini uzattığında seliminde elini uzattığını farketmiştim. Bana da yüzüne yapıştırmış olduğu kocaman yalancı gulumsemeden gönderip devam etmişti. "Çifte kumrular,gezmelerdesiniz bakıyorum da,cabuk ayağa kalkmışsın selim" "ya öyle oldu,elif sağolsun durmadan benimle ilgileniyor,kusura bakma ama bizim biraz işimiz vardı,bizi tutmasan iyi olur" deyip tokalasmadan yanından ayrılmıştık ahmetin. "Selim ayıp olmadi mi?" Beni hic bile duymuyordu........Yüzsüz herif bide gelip,çifte kumrular diyor,suyun ısınıyor ahmet,haberin olsun,ben bilmiyor muyum sanki sırf elifin peşindesin ama ben sana pabuç bırakacak adam mıyım lan? Elifin bagirmasıyla kendime gelmiştim. "Selim elimi sıkıyorsun,lütfen bırakır mısın? Selim sana diyorum" "pardon elif, ozur dilerim,inan ki istemeden oldu hep şuu ad" "hep şu da ne" elimi hızla bırakıp,sesini yükselterek "hep şu ahmetin yüzünden anladın mı? Öfkeli gözlerini gözlerime dikip niye bu adam durmadan etrafımızda elif,ben yoğun bakımdayken,çıkınca,şimdi bir de bu,soyler misin bana niye?" "Selim tamam sakin ol,ben nerden bilebilirim" sesini daha fazla yükselterek "sen bilmeyeceksin de kim bilecek,o senin eski sevgilin değil mi?" Etrafımızda ki toplanan insanlara hiç aldırış etmeden bağırmadan devam ediyordu,gözümden gelen yaşlara hiç aldırış etmeden ben de bağırarak karşılık vermiştim. Cümleler boğazımdan adeta zor çıkıyordu. İçeri de sanki biri zincirleriyle konusmamam için susturuyordu ama benim susmaya hic niyetim yoktu,aksi takdir de simdi susmayi tercih edersem omurboyu selim ahmeti sevgilim olarak bilecekti. "Aramızda hiçbirşey yok anlıyor musun selim? Biz sevgili falan da değildik sadece ben" gözyaşlarıma daha fazla engel olamayıp oracıkta yere yığılıp hıçkırarak ağlamaya devam ediyordum. Selim ise durmaya hic niyeti yoktu haksızca hakaretlerine devam ediyordu. "Sadece sen ne" tek eliyle omzumdan tutarak hirpaliyordu. Bense ağzımdan çıkan son kelimenin pişmanlığı yaşıyordum. "Sadece hic" deyip ellerimle yüzümü kapatarak ağlamaya devam ediyordum. Ta ki bir teyzenin kolumdan tutup beni kaldırmasıyla sakinleşmeye çalışıyordum. Herkese rezil olmuştuk. Niçin,gereksiz biri yüzünden aramız açılmıştı. Tek istediğim o an o ortamdan yok olmakti,o kalabalıktan,selimden,ahmetten kaçmak istiyordum. Hic düşünmeden hızlı adımlarla birden bizi çevreleyen kalabalığı delip arkama bakmadan koşar adımlarla oradan uzaklaşıyordum. Selimin arkamdan bağırmasına hiç aldırış etmeden koşuyordum. Biraz daha uzaklaştıkça selimin sesi kaybolmuştu,sanırım arkamdan gelmeye cesaret edememişti. Bense yine tek başıma kalakalmıştım,kimsesiz,bilmediğim bir yere gelerek bir banka oturup kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Sakinleştirmeye çalıştıkça inadına daha da artarak ağlamalarım devam ediyordu...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Arkadaşlar hikâyeyle ilgili görüşlerinizi belirtirseniz sevinirim. Oylarınızı da bekliyorum.Sevgiler :-)

BERDEL (Tamamlandı :-) Where stories live. Discover now