23.BÖLÜM

12.3K 514 10
                                    

Korku dolu gözlerle karşılık veriyordum. Üzerindekilerine bakılırsa hic yatmamıştı demek ki kıyafetleri üzerinde aynı duruyordu,saçları karmakarışık,gözleri kıpkırmızıydı. Beni hızla kendisine çekip tek koluyla sarılırken bir anda ölüyorum zannetmiştim,ben başka bir seneryo yazmıştım kesin yine bağırıp çağıracak sanmıştım ama beni merak eden,beni özleyen bir selimle karşı karşıyaydım. "elif başına birşey geldi diye öldüm meraktan,çok korktum" dediğin de alnıma öpücüğü kondurup ağlıyarak sarılmaya devam ediyordu. Ben ne kadar iyiyim desem de duymuyordu beni. Elimden tutup içeri koltuğa oturtmuştu,deli olmuş gözlerle elimi tutarak bana bakıyordu,bense bu kadar sevildigimin hem şaşkınlığını,hem mutluluğunu yaşıyorken birden kayınvalidemin "kızım nerdeydin hepimiz çok merak ettik" demesiyle gözlerim onu bulmuştu,herkes meraklı gözlerle ağzımdan çıkacak cümleyi bekliyorlardı. Buket bile burdaydı hic vakit kaybetmemiş gelmişti,zeliha ablayı da bülentin cenazesinden sonra ilk defa görüyordum o da merak edip gelmiş olmalıydı. Birden selimin beni hızla oturduğum yerden kaldırarak yukarıya çıkarmasına şaşarak izliyordum. Vereceğim cevapta ağzım da kalmıştı. Arkamız dan seslenen annesini bile duymuyordu. Kapıyı kapatıp beni yatağın üzerine oturtduktan sonra sol elini yanagimda gezdirerek ve ağlamaklı ses tonuyla devam etmişti. " özür dilerim elif,sana hic bagirmamam gerekiyordu. Umarım beni affedersin,söz bir daha olmayacak asla,nerde olduğunu da sormayacağım,sen burdasın ya,iyisin ya,geldin ya o bana yeter" dediğin de akmaya hazır olan gözyaşları kendini bırakmıştı,kucağıma kapanarak aglamasına daha fazla dayanmayarak "hadi kalk bakalım koca adam,adamlar ağlar mı hiç?" Diye sarılarak tebessümle karşılık veriyordum. Hala durmadan ağlayarak kulağıma "özür dilerim,özür dilerim elifim" diye fisildiyordu. Elimi cektigimde yaslanmak için arkaya uzandığım da elime birşey gelmişti,donup aldığım da selimin günlüğüydu bu,pis pis siritarak defteri gösterip okumam için göz işareti yaptığım da elimden bir anda gülerek almıştı. "Şimdi değil elif hanım,zamanı geldiğin de" "of selim okusam ne olacak,ne yazdığını merak ediyorum işte" "olmaz elif hanım biraz daha ısrar edersen gıdıklayacağım bak ona göre" "sen tek kolla mı?" Dediğim de kendimi bir anda yerde bulmuştum,gülme sesleri aşağıya kadar gittiğine emindim kesin,buket delirmistir heralde ve meraktan çatlamıştır şuan sanırım...........Sabah selimle aramızdaki buzları eritmenin mutluluğunu yaşıyordum. Güne güzel uyanmak ne kadar da güzelmiş ilk defa bunun farkındaydım. Kahvaltımızı büyük bir sevinçle,mutlulukla yapmıştık,Evdekilerin hepsi sanki böyle birşey yaşanmamış gibi davranmaları mutluluğuma mutluluk katıyordu adeta. Zehra hanim bile ağzını açmamıştı bu konu da, sahi ya bunlar burda kalıcı kalmıştı sanırım,gidecekleri yoktu dediğim de tuncayin birden araya girerek düşüncelerimi bölmesi bir olmuştu. "Size mutlu bir haberim var,artik burdan gidiyoruz,yani buraya yakin bir yere taşınıyoruz,babamı da ikna ettim,anlayacağıniz artık komşuyuz,tabi bunda ihsan amcanın sagolasin büyük bir payı var,o olmasaydı ne bir şirkette çalışıyor olacaktım ne de güzel bir evde oturuyor olacaktık" demesi ilginç bir şekilde öksürmeme neden olmuştu. Herkesin bir anda bana dönerek bakmalarına karşı gülümseyerek karşılık vermiştim. "Portakal suyu boğazıma kaçtı da" diye cevaplamam gamzenin ve selimin gülmesine sebeb olmuştum. Düşüncelerimde haksız çıkmıştım. Kalmayacaklardı ama gitmeyeceklerdi de aman aman ne güzel her gun zehra hanımı görmediğimiz yetmezmiş gibi birde komşu olacaktık,şimdi temelli burdalardı. En azından belli bir süredir benimle ukala ukala konuşmuyordu.
Kahvaltıdan sonra selimin "dolaşmaya çıkalım mı?" Sözünü dahi duymak bile istemiyordum. En son çıktığımızda gulumserek hatırlattığım da yanağımı sıkarak ve gülümseyerek karşılık vermişti. "Söz dedim ya,bir daha olmayacak" "hic de inandırıcı değilsiniz selim bey" "o zaman bizde arka bahçede bu güzel havanın keyfini cıkartırız" Dediğin de çoktan elimi elinde bulmuştum..............Uyuz oluyorum şu kıza nasıl da selimi yumuşattı,keşke gelmeseydi selim de bana kalmis olurdu. Şunlara bak ya birbirleriyle nasıl da mutlular,goren de bunları severek evlendiler sanır,oysaki berdeldi bunlar. "Canım ne yapıyorsun burda?" " hic,sadece bunları mutlu görmeye dayanamıyorum anlıyor musun?" "Güzel buketim benim,anlıyorum seni ama onlar evliler ve hicbir zaman da ayrılmayacaklar boşuna bekleme" "sus duyuyor musun? Beni yalniz bırak,elbette bir gün selim elifi biraktiginda bana gelecek hem de tıpış tıpış" "buket dedim sana,kes şu sacmalamayi,baban da çekti gitti zaten,lütfen beni üzüyorsun ama vazgeç bu sevdadan kızım" "ben senin kızın degilim ve asil sen kes bana öğüt vermeyi anlıyor musun?" Dediğim de dediğim cümleler annemi kırmış olmalı ki artik sesi gelmiyordu bense arkama dönüp bakmaya üşenirken gözlerimi onların üzerinden ayirmiyordum. Varsa yoksa benim için selim vardı ve ondan başkasını beynim kabul etmiyordu,onsuz bir hayat asla, ama zamanı geldiginde ben inanıyorum selim benim olacaktı. Selimle birlikte evlenme hayallerine bir müddet ara verip annemden özür dilemeliydim istemeden de olsa kırmıştım onu hep elifin yuzunden, nerden gelmisti ki,keşke songül hic kaçmamış olsaydı. Annemin odasını tıklayıp içeri girdigim de, kollarını birleştirerek camın önünde öylece duruyordu. Arkasın dan gidip sıkı sıkı sarılarak,uysal bir çocuk edasıyla "özür dilerim annem,inan bana öyle demek istemezdim ama" "Tamam canım benim,gel bakiyim şöyle,birtanem bende senin mutluluğunu istiyorum üzülmeni değil,o yüzden diyorum vazgeç diye" "beni ancak ondan ölüm ayırır" "sus,sakin öyle deme,abinde bizi bırakıp gitti,lütfen böyle deyip üzme beni" " o da elifin yüzünden öldü iste,bu kız hepimize zarar veriyor,özellikle bana" "ah buket ah,sonunda üzülen sen olacaksın" "hic de değil,o elif hanim olacak".............. Buketin gizliden gizliye bizi izlediğini adim gibi biliyordum. O yüzden biraz daha selime yakin davranarak onu gıcık ediyordum. Selim de ayni biraz önce buketin bagirdigini duymuştu. İkimiz de birbirimize bakarak gülümseyip devam etmistik,gerçi onu kıskandırmak değildi amaç,birbirimize aylarca uzaktık birbirimize açılmanın sancısını çekerken şimdi ikimiz de birbirimize hazine sandığı gibi acilmıştık,bizim birbirimize olan sözlerimiz hazinedeydi ve mücevherden daha değerliydi bizimkisi,birbirimize olan özlemimizdi bu sıcaklık tabi arada onu da kıskandırmak vardı düşüncelerimde. Başımı omzuna dayayarak tatlı esen rüzgarın tadını çıkarıyordum. Hic beklemeden birden selimin o meşhur sırıtışıyla karşılaşmıştım. "Elif,söylemeyecek misin o kız kimdi?" "Hani sormayacaktın selim" "ya lütfen,iki saattir bekliyorum belki anlatırsın da merakım geçer diye ama maşaallah ağzını bıçak açmıyor" Daha fazla masum bakmasına dayanamayarak bırakmıştım kendimi "yeni tanıştığım birisi,orda otururken yanıma gelip oturmuştu" "ve sen de tanımadığın bilmedigin birinin evinde koskoca bir geceyi geçirdin,aferim elif,ya birşey olsaydı,ne işin var yabancıların evin de" dediğin de iyi insan lafı üzerine denk gelirmiş dedikleri bu olsa gerekti. Elimdeki çalan telefonu gösterek "bak o arıyor hatta" deyip konuşmak için yanindan ayrılmıştım. "Canım nasılsın? O öküz kocan birşey yapmadı değil mi?" "Merak etme iyiyim ben,sen nasılsın?" "Bilerek mi soruyorsun elif,sen gidince öyle yalnız kaldım ki anlatamam bir günde ne çabuk alışmışım sana,kız keske izin vermeseydim gitmene birkac gun daha kalsaydın" "çok komiksin canim, neyse bir daha görüşürüz hicran,zaten burda arkadaşım yok" "ha yani arkadassizliktan istiyorsun beni" "ya ne olacaktı" " giciksin sen kızım" "tamam tamam şaka yapıyorum,gerçekten sevmesem istemezdim dostum" " Tamam dostum görüşürüz by" hicran gerçekten de iyi birisiydi. Benden sadece bir yas büyüktü,yirmi beş yaşındaydı,ve o talihsiz olayı yaşadığında ise daha on sekiz yaşında genç fidan büyümeye çalışırken acımasız olan bir adam ona kıymıştı,onun büyümesine engel olmuştu. Hicran adi gibi gerçekten de unutulmaz bir acı,keder yaşamıştı. İstemsizce hafif dolan gozlerimi ellerimle silerek selimin yanina gittiğim de buketi yaninda görmem artik alışa gelmiş olduğu için hic şaşırmıyordum,alışmıştım sanırım,hic vakit kaybetmiyordu,olmadigim anda selimin yaninda bitiyordu. Her ne kadar alıştım desem de içim,kalbim bunu kabullenmiyordu.

BERDEL (Tamamlandı :-) Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang