chapter eight

3.1K 103 196
                                    

Yatağa kendimi attığımda Atıl elindeki çantaları yere bıraktı. Tişörtünü tek hamlede çıkarttı ve bana doğru yaklaştı. "Senin yatağın yan tarafta." dedim, uyarırcasına. "Görebiliyorum." dedi ve yanıma uzandı.

3 saatlik yolculuk sonrası yatakta uzanmanın keyfini yaşıyordum. Fazlasıyla aç olduğum için arabada midem bulanmıştı ve kusarak rezil olacağımı bildiğim için sessizliği bozup bunu söylemiştim. Ateş bey ise en yakın yerde durup beni tam olarak tok tutmasa da idare edebileceğim bir şeyler almıştı. Arabadayken Atıl'ın dizine yatmıştım, yine de kendimi yorgun hissediyordum.

Atıl omzuma öpücükler kondurmaya başladığında halen beyaz tavanla bakışıyordum. Yavaşça yukarı doğru çıktı ve dudakları boynumu buldu. Nefesini boynumda hissettiğimde huylandım ve geri çekildim. Gülümsediğinde güldüm ve "Huylanıyorum." dedim. Doğruldu ve bana doğru yaklaştı. Dudaklarıma doğru yaklaştığında gözlerimi kapattım ve beni öpmesine izin verdim. Bir buse kondurup geri çekildi ve gülümsedi. Ona gülümsedim ve onu tekrardan öptüm.

Üst dudağımı emdiğinde ellerimi saçlarının arasına koydum. Saçlarını okşamaya başladığımda üzerime çıktı ve kollarını kafamın iki yanına yerleştirdi. "Sevişecek miyiz?" dediğimde boynumu öpmeye başladı. "Bilmem." diyerek mırıldandı ve boynumu naifçe öperek gerdanıma doğru inmeye devam etti. Hareket ettikçe sertleşmiş olan erkekliğini hissedebiliyordum.

Büstiyerimi tuttu ve üzerimden çıkartmak için yukarı doğru çekti. Rahatça çıkartabilmesi adına sırtımı biraz kaldırdım ve o ise büstiyerimi çıkartıp attı. Üstüm tamamen çıplaktı ancak rahatsız hissetmiyordum. Daha önce de göğüslerimi görmüştü. Göğüslerime doğru eğilip göğüslerimi emmeye başladığında, gerçekten şu an da sevişmek için keyfimin olmadığını anlamıştım. Üzerimde bir halsizlik vardı, dahası ise ailesiyle birlikte bir tatile gelmiştik. Ayrıca dediğim gibi, ona karşı eski hislerimi besleyemiyordum.

Odanın kapısının açıldığını duymamla birlikte hızla doğruldum ve kollarımı göğüslerime götürdüm. Atıl ise üzerimden çekilip kendini yan tarafa attı ancak çok geçti. Ateş beyin gözleri üzerimizde geziniyordu. Atıl'ın kapıyı kilitlemeyi unutup böyle bir hataya düşerek bizi rezil etmesini gerçekten anlayamıyordum. Sert ses tonuyla "Ben yemeğe indiğimizi söyleyecektim." dedi Ateş bey. Ardından hiçbir şey olmamış gibi odadan çıktı ve kapıyı kapattı. "Lanet olsun sana!" dedim ve hızla eğilip yerden büstiyerimi aldım.

"Kapıyı nasıl kilitlemezsin?!" diye çıkıştığımda öylece bana bakıyordu. "Bana cevap ver! Tatilimizi ilk günden rezil ettin!" dedim ve büstiyerimi giydim. "Beni utandırıp duruyorsun. Bu kaçıncı oldu Atıl? Sürekli ailene sağlıksız yaşamımdan, hayatımdan veyahut ne sikimse bir olaydan bahsetmen doğru mu?"

"Özür dilerim." dedi ve ayaklandı. "Yemeğe gidiyorum, istiyorsan gel." dedi ve beni umursamadan odadan çıktı. İlişkimi iyileştirmek adına çabalamak istiyordum ancak o çabamı bile hak etmiyordu. Yapmacık bir özür ve anında kaçış. Evet, bu Atıl Atay'ın ta kendisi.

Atıl'dan kelimenin tam anlamıyla nefret ettiğimi anlamıştım. Benim sinirlerimi bozmaktan başka bir halta yaramıyordu bile. Üstelik beni burada bırakıp gitmişti. Ben şimdi onun ailesinin yanına nasıl gidecektim? Ya da buradan çıkıp evime nasıl dönecektim? Arabayla 3 saatte geldiğim yolu, toplu taşımayla kaç saatte gidecektim? Evet, karmaşık sorulardı. Daha da önemlisi, açtım. Ancak bu koşullarda asla ailesinin yanına inemezdim.

Atıl ile an itibariyle kavgalıydık, babası ise Atıl ile beni o durumda görmüştü. Yani masadaki iki erkeğin yüzüne bakamayacaktım. Ancak açtım. Gerçekten fena halde aç hissediyordum.

Otelde otomat olduğunu biliyordum zira giriş katında görmüştüm. Ancak dediğim gibi, giriş katındaydı. Otelin yemek salonu da giriş katındaydı.

you can be the boss, daddy. +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin