chapter fifteen

2.9K 102 201
                                    

Korkunç bağırışlar son bulmuşken, annem Ateş beye gitmesi için bütün ısrarlarını dile döküyordu. "Ateş bey, gerçekten teşekkür ederim ancak gitmelisiniz." dedi annem. Ateş bey biraz daha bu ısrarları reddederse annem oturup ağlayacaktı neredeyse. Ateş bey ahşap sandalyenin üzerinde oturan ve kendine gelmeye çabalayan adamı işaret parmağıyla gösterip "Sizi bu adamın yanında yalnız bırakacağımı sanıyorsanız, yanılıyorsunuz." dedi.

"Bakın, bunu aramızda halledebiliriz..." diye söze girdi annem. Ateş beyin burada kalması için her şeyimi verirdim. Bu karmaşalarla dolu olayda onu dayanağım olarak görüyor ve gitmesini istemiyordum. "Anne." diyerek annemin lafımı böldüm. Kafamla oturan adamı gösterip, sakince "Gönder şu adamı." dedim. Bu tarz bir olayda sessiz kalacak son kişi olabilirdim ancak başımdaki dayanılmaz ağrı sebebiyle sakinliğimi istemsizce koruyordum.

Adam sinirle ayaklandı ve "İstenmediğim yerde durmam!" diyerek homurdandı. Kolumu kaldırdım ve ceketini düzelterek giden adama el salladım. Bu yabancı adamın ukala tavırları bana fazlasıyla itici gelse de, sakinliğimi koruyup onu ciddiye almamak en iyisiydi. Ne yapacağı belli olmayan bir adama böyle davranmak doğru değildi ancak şu an bana dokunmaya kalkarsa Ateş bey muhtemelen onu buraya gömerdi. Bu sebepten rahat hissediyordum. Arkamda dağ gibi bir babam olsa, muhtemelen hayatım boyunca insanları ipleme seviyem bu olabilirdi.

Hızla çarpılan kapı sesinden sonra geriye kalan kuvvetli bir baş ağrısıydı. "Böyle olacağını bilseydim onu eve almazdım." diye lafa giren annemi "Bunları şu an konuşmak istemiyorum." diyerek susturdum. Kafamı kurcalayan çok şey vardı ancak bunları konuşacak halim yoktu. Ateş bey bu konu kendisini ilgilendirmediği için, adamın da kim olduğunu merak ettiğini sanmıyordum, bizi dinlemiyor ve soru sormuyordu. Bana doğru yaklaştı ve başımı okşadı. "Canın yanıyor mu?" dediğinde, olumsuz anlamda kafamı salladım. Canım yanıyordu oysa. "Seni hastaneye götürebilirim." dediğinde ise, "Hayır, gerek yok. Çarptığımda acıyordu ancak artık acımıyor." diyerek reddettim onu. Bu olaydan sonra daha fazla külfet olmak istemiyordum. "İstemeden oldu, sadece aramızdan çekilmeni istiyordum. Kafanı duvara çarpacağını düşünemedim o an..."

"Biliyorum." dedim. Sinirden gözü dönmüştü, o an bunu düşünmemiş olması normaldi. "Sana kasten zarar verecek bir şey yapmam, bunu da biliyorsun değil mi?" dediğinde, sanırım vicdanını rahatlatmak istiyordu. Bana değer mi veriyordu yoksa? "Beni Atıl'dan ayırmadığınızı biliyorum Ateş bey, teşekkürler." diyerek anneme döndüm. Yanlış anlaması, isteyeceğim son şeydi. Ateş bey ise kafamı okşamaya devam ederken anneme saniyelik bir bakış attı. Bana dönüp sırıttı ve göz kırptı. "Öyle tabii. Sen de kızım sayılırsın..." dedi. Annem bizi umursamıyordu bile. Yerdeki çantasının içinden düşenleri toparlıyordu.

Acaba gerçekten kızı sayılır mıydım?

Annem çantasını kolunun altına aldı ve doğruldu. "Her şey için gerçekten çok teşekkürler; Asena'yı da bu saatte getirdiniz, size de zahmet oldu." Ateş bey benden birkaç adım uzaklaştı ve anneme döndü. "Zahmet olmadı, rica ederim." dedi. "Çok geç oldu, siz de yorgunsunuzdur. İsterseniz size misafir odasını ayarlayabilirim." annemin dediği cümleyle birlikte içimde oluşan karmaşık duygular hareketlendi. Reddedeceğini biliyordum ancak içimdeki yeşeren ümitlere engel olamıyordum.

Bana döndü ve cevabı benden beklercesine bana baktı Ateş bey. İstediğimi nasıl belli edeceğimi bilemediğimden, gülümsemekle yetindim. "Size zahmet olmasın..." diyerek lafa girdi Ateş bey. Ayağımla ritim tutmaya başladım. Kalsa hiçbir şey değişmeyecekti, sadece fazla heyecan yapıp sabaha kadar yatağımda dönüp duracaktım. Annem "Saçmalamayın, olur mu öyle şey? Ben hemen misafir odasını ayarlayayım, Asena da size bir şeyler ikram etsin." dedi ve merdivene doğru adımladı. Ateş bey tekrardan bana döndüğünde, "Dikili'ye döneceğinizi sanıyordum." dedim. "Annen haklı, çok geç oldu." dedi. "Saati önemsemediğinizi düşünüyordum." diye cevapladım. "Niye bu kadar sorguluyorsun? Kalmamı istemiyor musun yoksa?"

you can be the boss, daddy. +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin