chapter sixteen

2.9K 104 86
                                    

"Fazla kadınsı oldu." dedim, şaşkınlıkla. "Koyu kızıl yapsaydık kadınsı olurdun, şimdi tam yaşına göre oldun." dedi, Yağmur'un teyzesi. Yağmur heyecanla ellerini çırparak yanıma geldi. "Çok yakıştı Asena!" dediğinde gülerek ona döndüm. "Aynadaki yansımamı tanıyamıyorum." Yağmur ve teyzesi gülmeye başladı. "Olsun o kadar... Saçlarını ilk kez boyatıyorsun, ilk kez bu boyutta kestirdin ve dalga yaptırdın." Yağmur'un söylediği şeylere katıldığımı belli edercesine kafamı olumlu anlamda salladım. Gülüşümün arasında "Annem beni böyle görünce delirecek." dedim. Yağmur'un teyzesi ellerini saçlarımda gezdiriyor ve volümünü arttırıyordu. "Güle güle kullan birtanem."

Aynadaki yansımama hayranlıkla ve garipseyerek birkaç saniye daha baktım ve ayaklandım. "Ne kadar ödemem gerekiyor?" diyerek Güler ablaya döndüm. "Hmm... Kesim yaptık, bir de dalga yaptık tabii... Boyama için de biraz indirim yapsak... 800." dedi. Fiyatın beklediğimden az çıkması beni şaşırtmıştı. Yaşadığım yer turistik bir yerdi ve yazlık alandı. İzmir'in de en pahalı ilçesiydi ayrıca... Uçuk bir fiyat beklerken, Yağmur'a döndüğümde bana göz kırptı. "Kartla ödesem?" dedim, gülümseyerek. Güler abla gülümsedi ve kasaya geçti. Peşinden ilerledim ve omzumdaki siyah bez çantayı koluma doğru indirip içinden cüzdanımı çıkarttım.

Cüzdanımdan annemin banka kartını çıkarttığımda, Güler abla pos cihazını önüme koydu. Kartı ekranın üzerine uzattım ve birkaç saniye sonra bir ses işittim. Kartı çekip cüzdanıma koydum ve cüzdanımı çantama attım. Çantamı omzuma tekrardan taktığımda Güler abla bana fişi uzattı. "Gerek yok aslında..." dediğimde fişi elinde buruşturdu ve kasanın altındaki çöp kutusuna attı. "Çok teşekkür ederim." dediğimde, Yağmur koluma girdi. "Sağ ol teyzecim."

Güler abla gülümsedi. "Yine beklerim kızlar, çıkın gelin, sohbet ederiz hem." Gülümsedim ve kuaförden çıktık. Yağmur benden daha sevinçliydi. "Çok yakıştı Asena, gözümü senden alamıyorum." dediğinde güldüm. "Abartıyorsun sanki..." dediğimde kaşları çatıldı. "Hayır, aksine abartmam gerekiyormuş gibi hissediyorum. İlk defa turuncu saçı birine yakıştırdım." Gülümsedim ve bakışlarımı kaçırdım. "Ben sanki o kadar emin değilim."

"Alışırsın, boşver. Nereye gidiyoruz şimdi?" dediğinde, benim evime gideceğimizi zannediyordum. Soru sorarcasına "Bana?" dediğimde, dönüp bana baktı. "Ersin'ler ne olacak?" Ah, doğruydu. Saçım boyanırken bizi sahilin oradaki kafelerden birine çağırmışlardı. Aslında Yağmur'u çağırmışlardı ancak ben de Yağmur ile birlikte olduğum için, nezaketen davet edilmiştim. "Ben gelmesem?" dedim, kararsızca. "Saçmalama, seni böyle görmelerini istemiyor musun?"

"Yani, isterim tabii..." dediğimde Yağmur beni çekiştirmeye başladı. "Huysuzluk yapma o zaman Asena! Hadi, gidiyoruz." Kolumu Yağmur'un ellerinden kurtardım. "Bir taksi çevirelim bari..." dediğimde Yağmur afalladı ve cebinden telefonunu çıkarttı.

Biraz telefonuyla uğraştıktan sonra, arada biriyle de konuşmuştu ve bu muhtemelen taksi durağındaki biriydi, taksi önümüzde durdu. Yağmur şoför koltuğunun yanına otururken ben ise bana kalan tek seçenek olan arka koltuğa oturdum. Şoför aracı çalıştırdı ve "Nereye gidiyoruz?" dedi. Yağmur yolu tarif etmeye başladığında, kafamı cama yasladım ve dün gecenin karmaşıklık seviyesini düşünmeye başladım. Ateş bey evimde kalmıştı, onunla birlikte uyumuştum, her ne kadar ben uyuduktan sonra beni odama taşısa da, ve dahası halen o adamın kim olduğunu bilmiyordum.

Sabah uyandığımda annem de, Ateş bey de evden çıkalı çok olmuştu. Odasına gittiğimde onu görmek yerine toplanmış bir yatak ve üzerindeki katlanmış kıyafetleri görmek beni hayal kırıklığına uğratmıştı.

Acaba Ateş bey Dikili'ye dönmüş müydü? Bugün Atıl ile de konuşmamıştım. Birden Ateş beyin orada olup olmadığını sormak çok saçma olacağından ötürü konuşmamanın en doğru karar olduğunu düşündüm.

you can be the boss, daddy. +18Where stories live. Discover now