🦋 Aşk yazmak

358 43 44
                                    


~İyi okumalar~

Başımı ellerimin arasına alarak gözlerimi sıkıca kapattım. Aklımdan bir dünya düşünce geçiyordu. Onlarca sahne, yazabileceğim binlerce fikir... Ama olmuyordu. Ellerim tuşlara uzandığı anda sanki her şey yok oluyor gibiydi. Oldukça yüksek bir şekilde çalan ilham müziğim bile durumuma yardımcı değildi. Kocaman karanlık bir kuyuya düştüğümü hissetmeye başlamıştım artık. O kuyu beynimin çaresiz kısmıydı.

"Jungkook! Tanrım, yine mi bu iğrenç müzik! Saatin kaç olduğundan haberin var mı? Ne zaman vazgeçeceksin kendine işkence etmekten!" Taehyung'un sesi kulağıma dolunca gözlerimi aralayıp ona baktım. Acele bir şekilde müziğin sesini kısıp yüzüme onaylamaz bir ifadeyle bakmıştı. Şu an farkına vardığım dağınıklık durumun ne kadar vahim olduğunu gözler önüne seriyordu. Çalışma odamızı müsveddelerle altüst etmişim. Üstelik yalnızca benim kısmım da değil; dağınıklığım Taehyung'un tarafına da yansımıştı.

"Apartmandakiler şikayet ediyor artık. Çocukları senin yüzünden geceleri uyuyamıyormuş, onu geçtim bu müzikle insanların ürkmesine neden oluyorsun, üstelik bu saatte." umursamayıp sırtımı sandalyeme yasladım ve başımı geriye attıktan hemen sonra gözlerimi tekrardan kapattım. Müzik gerçekten ürkütücüydü ama psikolojik gerilim yazıyordum gidip ne dinleyecektim ki Selena Gomez mi?

"Yazamıyorum," diye itiraf ettim. Tepkisini görmek için de gözlerimi açıp ona bakmıştım. Tek yaptığı devam et der gibi yüzüme bakmak olmuştu. "Yeni kitap hakkında iyi bir fikir buluyorum ama sonra birden aptalca bir fikir olduğunu düşünüp yazmaktan vazgeçiyorum. Her şey birbirine girdi. Sanırım gittikçe tükeniyorum,"

"Öncelikle kendine sendrom yaratmaktan vazgeç çünkü tükendiğin falan yok," dedi ve ellerimi tutarak beni sandalyeden kaldırıp odadaki koltuğa yerleşmemi sağladı. O da yanıma oturmuştu ama hâlâ bir elim avucunun içindeydi ve baş parmağı beni rahatlatmak adına nazikçe tenimi okşuyordu.

"Geçenlerde senin hakkında bir yorum gördüm. Aslında çok sinirlendim, sana söylemeyecektim ama şimdi düşünüyorum da kesinlikle söylemeliyim," birleşmiş ellerimizde olan gözlerimi ona çıkarıp dikkatle yüzüne odaklandım. O an söyleyecekleri için merak duymuştum.

"Senin tek taraflı bir yazar olduğunla ilgiliydi. Yalnızca yapabildiğin insanları geren ve psikolojilerini etkileyen şeyler yazmakmış. Farklı bir tür yazamayacak kadar başarısız olduğunu söylüyordu,"

"İstediğim her türde yazabilirim ve tercihim kimseyi ilgilendirmez," dedim omuz silkerek, açıkçası umrumda olmayan bir yorumdu. Daha kötülerini de okumuştum.

"Biliyorum ama üzerinde durunca... Ben de böyle düşündüğümü fark ettim," bir anda umursamaz hâlimden sıyrılmıştım ve yüzünde gezinen bakışlarım ciddileşmişti.

"Siktir etsene! Neden böyle düşündüğünü biliyorum,"

"Sadece bir düşün Jungkook. Bir kez olsun farklı bir şey deneyemez misin? Yani... kendini onlara kanıtla demiyorum, bunu asla yapmazsın. Zaten bu düşünceyle yapmanı ben de istemem, biliyorsun. Yalnızca... kendine zarar vermeni gerektirmeyen şeyler yazmanı istiyorum," önümde bir anda beliren görüntüleri yok etmeye çalıştım ama film şeridi gibi geçip gidiyorlardı ve istesem de engel olamıyordum.

"O türde psikolojik kitaplar yazmanı istemiyorum," dediğinde başımı iki yana sallayıp düşünmüştüm.

"Her yeni kitabında biraz daha korkutuyorsun beni. Özellikle-"

"Tamam." dedim ve susmasına neden oldum. Nasıl devam edeceğini çok iyi biliyordum çünkü gözleri bileklerimdeki izlerdeydi. Üzerimdeki kazağın kollarını bileklerime kadar çekip derin bir nefes aldım.

Eight Letter Love • TaekookDonde viven las historias. Descúbrelo ahora