🦋 Sadece bir kere

295 37 98
                                    

~İyi okumalar~

Yatağımda sağa sola dönmekten artık bedenim ağrımaya başlamıştı. Odamın duvarları durmadan üzerime geliyordu ve ben öyle bir baskı altındaydım ki nefes bile almak acı veriyordu. Karanlık odamda gözlerimin önündeki Taehyung sürekli gülümsüyor, sıcaklığı tüm bedenimi sarıyor gibiydi. Tüm organlarımın onun için çalıştığını düşünmeye başlamıştım.

Kabul etmek öyle zordu ki kuzenime aşıktım. Bugün o yanımdayken ve ben çalışma odasında kitabımı yazarken tamamen farkına varmıştım bu hislerin. İsimsiz olarak anlattığım kişi ondan başkası değildi. Oraya yazdığım her şey Taehyung'a karşıydı. Bilinçsiz bir şekilde daha öncesinden belirlediğim kitabın ismine bakmıştım uzun bir süre.

Sekiz Harfli Bir Aşk Yazdım Kalbime.

Başta bunun üzerine düşünmemiştim ancak bugün kitabı yazarken ellerim sürekli Taehyung'un adını yazmak için hareketlenmişti. O an anlamıştım. Ne kadar kabul etmek istemesem de hissettiğim tüm o duygular yalnızca Taehyung adınaydı. Kang da söylemişti; bu duygular aşktı ve ben Taehyung'a aşıktım.

Stres içinde derin bir nefes aldım. Hemen sonra da yatakta doğrulup ellerimi sıkıntıyla saçlarımın arasından geçirdim.

O yan odadayken burada öylece uyuyamıyordum. Bunca zaman nasıl buna dayanmıştım, bilmiyorum ancak artık dayanamıyordum. Beynim sakın yapma Jungkook diyerek beni uyarırken kalbim yanında olabilmek için fazladan kan pompalıyordu sanki. O kanın damarlarımdaki dolaşımını bile hissediyordum.

Bir kere.

Sadece bir kere.

Bir kere diye geçirip duruyordum içimden. Daha sonra yerimden kalkıp ayaklarımın kalbimin isteği üzerine ilerleyişini izledim. Taehyung'un odası önünde duraksamıştı ve ben sessizce kapıyı açıp içeriye girmiştim. Gözlerim büyük pencerenin hemen yanında olan yatağına kaydığında sırtımı kapıya zorlukla yasladım ve nefes almayı denedim. O kadar heyecan doluydum ki sanki Taehyung'u uzun zamandır ilk kez görüyor gibi garip bir hissi tadıyordum. Oysa uyumak için odalarımıza çekilene kadar dibimden bir an bile ayrılmamıştı.

Gözlerimi yavaşça üzerinde gezdirdim. Pencereden yansıyan ay ışığı tişörtsüz olduğundan dolayı esmer tenini yakamozlarla süslüyordu. Karnıma yumruk yemiş gibi hissediyordum. Burada, ondan uzak kalmaya daha fazla katlanamayarak temkinli adımlarla yanına kadar sessizce ilerledim. Kalbim her adımımda acımasızca göğsümü yumrukluyordu. Nefesimi tutarak çöktüm yatağının önünde dizlerimin üzerine ve duygularımı saklamak zorunda kalmadan doya doya izledim güzel yüzünü. Ağzı ve gözleri hafifçe aralık duruyordu. Nasıl böyle kelebeklerle çevirebilmişti etrafımı, anlamıyordum. Nefes alış verişim, kalbimin atışı, bakışlarım hatta hareketlerim bile bir anda değişmişti. Kalbim bu duyguyu kabullendiğimden beri normal, hızlı ya da yavaş atmıyordu... Farklıydı. Çok farklı ve bu yabancı çarpıntıları sevmemiştim. Çünkü ölüyormuş gibi hissetmeme neden oluyordu. Bunca yıldır nasıl kapatabilmiştim bu duyguların üstünü bir türlü aklım almıyordu. Elimi uzattım kararsızlıkla. Öyle hafif bir şekilde yanağına dokundum ki birden uyanır ve beni görür diye ödüm kopuyordu.

Nedensizce ağlayacakmış gibi bir hâldeydim. Dudağımı ısırarak yumuşacık tenini okşadım önce. Sonra parmağımı sırasıyla kirpikleri, kaşları ve burnu üzerinde gezdirip keşfettim her bir detayını. Saç tellerini parmaklarım arasından geçirerek yapısını ezberledim. Hemen sonra başının yanında açık bir şekilde duran eli çekti dikkatimi ve düşünmeden elimi uzatıp avuçlarımızın üst üste gelmesini sağladım. Elleri çok güzeldi. Bir kızın ellrinden dahi daha güzel ve narindi. Taehyung'a ait olan her şey çok güzeldi.

Eight Letter Love • TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin