🦋 Sana uçmayı öğreteceğim

288 35 50
                                    


~İyi okumalar~

"Yani bilemiyorum, acaba gay mısın?" Kang'ın söyledikleri üzerine kaşlarımı çatarak yüzüne bakmıştım.

"Saçmalama,"

"Ne saçmalama, sana gösterdiğim kızların farkında mısın? Hepsi taş gibi. Ayrıca birçoğu onlarla konuşmak istediğinde bacaklarını aralayıp gözlerine sunar çünkü sen Jeon Jungkook'sun. Nasıl olur da bir tanesi dahi dikkatini çekmez. Cinsel anlamda bile hiçbir şey hissetmemen normal mi sence?"

"Gay değilim," dediğimde Kang gözlerini devirmişti. "Bu sefer erkekleri gözüme kestireceğim. Belki de farkında değilsin. Psikopat ruh hâllerinden benliğini mi kaybettin acaba? Sürekli farklı bir karakter kafasına giriyorsun. Belki de gerçekten kendinin ne istediğinin farkında bile değilsin,"

Nefesimi dışarıya salıp başımı önümüzdeki masaya yasladım. Neyseki bir süre sessiz kalıp beni rahatsız etmemişti. Keşke mesajına geri dönüp onunla buluşmayı kabul etmeseydim. Yine bu saçmalıklarla uğraşacağımızı bilsem kesinlikle gelmezdim. En azından şimdi üniversitenin bu kalabalık kafesinde bunalımlara giriyor olmazdım.

"Oha siktir siktir siktir," diyerek tuttuğu kolumla birlikte beni siktir dediği kadar sarstı Kang. "Kaldır şu kafanı. Bak şurada, kasaya doğru gidiyor," öfke dolmuş hâlimle ısrarla işaret ettiği yöne baktığımda kasaya henüz varmış olan oğlanı arkasından görmüş ve dişlerimi sıkarak yüzüne bakmıştım.

"Ciddi misin!?"

"Ciddiyim tabii ki! Üstelik onu tanıyorum. Daha doğrusu adını çok kez duydum. Taehyung'la aynı bölümde, yani o da doktorluk için uğraşıyor. Resmen ruh ikizin. Birebir aynısınız, tek farkı o senin aksine eminim ki bakir değildir. Ayrıca erkeklerden hoşlandığınü duymuştum. Biraz sorunlu biri gibi ama sen zaten psikopat seversin," diyerek güldüğünde gözümün seğirdiğini hissetmiştim. Şimdi suratına sert bir yumruk geçirsem ne olurdu sanki.

"Her an boğazımı kesecek gibi bakacağına git ve onunla tanış. Adı Metawin,"

"Tamam," dedim derin bir nefes alıp ama sinirden titriyordum. "Sırf çeneni kapat diye onunla tanışacağım Kang. Döndüğümdeyse... Umarım bok seviyorsundur çünkü geri döndüğümde bil ki ağzına sıçacağım,"

"Severim," dedi kışkırtıcı bir tonda ve elini sırtıma koyup kalkmam için birkaç kez vurdu. "Şimdi git ve gay olup olmadığını öğrenmek için onunla biraz sohbet et. En ufak bir şey hissedersen, tebrik ederim gaysın." sırtımdaki elini sertçe itip ayağa kalkarak hesabını çoktan ödemiş ve kafeden çıkmak üzerine olan, adının Metawin olduğunu öğrendiğim çocuğa doğru ilerledim. Kang da arkamdan kalkmıştı. Bizi uzaktan takip edeceğine emindim.

Acelesiz bir şekilde ilerleyen çocuğa hızlı adımlarımla yetiştiğimde artık dışarıdaydık. Siyah dar pantolonu ve siyah deri ceketiyle motorcu izlenimi veren Metawin'in kolunu tuttuğumda bakışları önce kolunu tutan -ancak hemen geri çekmiştim- elime daha sonra yüzüme kaymıştı. Beni gördüğünde gözlerindeki o şaşkınlığı yakalamıştım ama kendisini oldukça hızlı bir şekilde toparlamıştı. Evet, kesinlikle yakışıklıydı. Belirgin yüz hatları, dolgun şekilli dudakları, güzel bir burnu vardı ve keskin bakan çekik gözleriyle ben sert bir oğlanım diye bağırıyordu.

Beni ilk görenler yüz hatlarım sebebiyle tanışana kadar tatlı bir çocuk olduğumu düşünürdü. Konuşma aşamasına geçtiğimiz anda ise benden nefret ederlerdi. Şimdi yüzüme tıpkı benim gibi bakan Metawin böyle bir izlenim dahi yaratmıyordu. Aynı ruhu taşıdığımıza çoktan emin olmuştum.

"Jeon Jungkook?" dedi kaşlarını kaldırarak ukala bir ses tonuyla. Şaşkın ancak bir o kadar da umursamazdı.

"Merhaba," dediğimde ise çekik gözleri kısıldı. Koreli gibi durmuyordu. Başka bir ırk olduğuna emindim. Beni tanıdığına göre ya kitaplarımı okumuş ya da aynı üniversitede olduğumuzdan ötürü insanların konuşmaları sebebiyle tanımak zorunda kalmıştı. Burada ünlü bir yazar tarafından tercih edilen üniversite şeklinde zaten bolca reklamım yapılıyordu. Belki de bu reklamlara denk gelmişti.

Eight Letter Love • TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin