🦋 Umarım

262 36 46
                                    


~İyi okumalar~

Gözlerim öyle bir gün için aralanmıştı ki bugünü nasıl akşam edeceğimi bilmiyordum. Aynı anda hem mutlu hem de huzur doluydum. Yaşam ilk kez bu denli güzel geliyordu gözüme ve ilk kez yaşadığımı bu kadar yoğun hissediyordum. En büyük hayallerine kavuşmuş bir insandım sanki. Tanrı istediğim her şeyi bir Taehyung ile bana sunmuştu. Aklıma geldikçe hâlâ nefesim kesiliyor gibi hissediyordum ve bedenim tir tir titriyordu. Taehyung ile öpüşmüştük.

Normalde sıkıntıyla daralan göğsüm bu sefer heyecandan daralıyordu. Elimi kalbimin üzerine bastırıp başımı çevirdim ve yanımda uyuyan Taehyung'uma baktım. Yüzüstü, benim yastığıma sarılmış bir şekilde uykusunu sürdürüyordu. Muhtemelen kendisine gelmesi zor olacaktı çünkü dün gece fazlasıyla sarhoş olmuştu. Bu konuyu hatırlayınca bir anda yine vicdan azabıyla kasıldım. Dün banyodan çıkıp salona geçtiğimde ve Jay yanıma gelip benimle konuşmak istediğinde başlamıştı her şey.

"Hyung ben özür dilerim," diye odaya girdiğimiz anda konuşmuştu. Tuttuğu kolumu ondan çekip yavaşça yatağıma oturdum.

"Ne özürü Jay?" derken o da yanıma geçmişti.

"Sabah öyle tepki verdiğim için özür dilerim. Ben... sadece bir an şok oldum. Seni ya da Tae hyungu yargılandığım için öyle bir tepki vermedim. Evet başta çok tuhafıma gitti ama şey... Ben zaten biraz hissediyordum," sondaki çekingen sesi üzerine gözlerimi devirmiştim. Kang da önceden farkına vardığını söylemişti. Şimdi de Jay söylüyordu. Yani Taehyung hariç herkes benim ona olan aşkımı fark etmiş miydi?

"Siz gittikten sonra hyungum her şeyi anlattı. Kook şey... Ben bu olanları duymadan önce senin değil, Tae hyungun sana karşı bir kuzenden daha fazlasını hissettiğini fark etmiştim," bakışlarım bir anda yüzüne odaklandığında kaşlarımı çatmıştım.

"Taehyung bana karşı bir şey hissetmiyor Jay. O... o gay değil erkeklere ilgi duymuyor ve beni... yalnızca kuzeni olarak görüyor,"

"Hayır, yani evet hyung erkeklerden hoşlanmıyor ben de anlamadım yani diğer erkekler hiçbir şekilde ilgisini çekmezken sana karşı ilgisinin olması garip görünüyor ama yani konu sensin. Sence de normal değil mi gözlerini aç ve aynaya bak. O seninle aynı evde yaşıyor. Yaşıt olsak ben bile senin için gay olurdum diyorum," dediğinde ona ters ters bakıp daha sonra gözlerimi kaçırmıştım. Taehyung'un bana ilgisi falan yoktu. Jay neden böyle konuşup umutlanmama neden oluyordu?

"Hyungum her şeyi anlattı diyorum. Hem Tae hyung ona kendisi söylemiş. Gerçekten o da seni seviyor," tekrar yüzüne baktığımda göğsümün sıkıştığını hissediyordum.

"Ne?" dediğimde gülerek bana doğru kaymış ve elini omzuma koymuştu.

"Kook sevgin karşılıksız değil. Nasıl fark etmezsin Tae hyung sana çok fazla değer veriyor. Sana karşı hislerinin üstünü kapatmasının sebebi bile sensin,"

"Jay ne diyorsun?" derken zorca yutkunmuştum. Gözlerim dolmuştu bir anda. Hayır hayır onun karşında da zayıf düşemezdim.

"Diyorum ki, Tae hyung da seni seviyor ama sana karşılık vermekten korkuyor çünkü ikinizin arasında bir şey olduğu duyulursa herkesin yalnızca olumsuz tepkisini alırsınız. Özellikle sen. Kimse ilişkinize normal bir gözle bakmaz çünkü siz... kuzensiniz," içime derin bir nefes çekerken anlatılanları algılamaya çalışıyordum. Beni seviyor muydu gerçekten?..

"Sen?" dedim yüzüne bakarak. "Kuzen olmamız sizi de rahatsız etmiyor mu?" Jay omuz silkerek gülümsedi. "Kang hyung da ben de... size baktığımızda yalnızca birbirini seven iki insan görüyoruz," gözlerimde yükselen sıvı seviyesine daha fazla engel olamamıştım. Göz kapaklarım kırpıldığı ilk anda yanağıma duruca bir yaşım süzülmüştü. Hızlıca onu silip alt dudağımı dişlerimin arasına aldım.

Eight Letter Love • TaekookWhere stories live. Discover now