屮 девятнадцать 屮

292 53 7
                                    

Bugünlerde çok yazma isteğim olduğundan kitaba sık sık bölüm gelebilir ehe Ama buda kitap çabuk biter demek değil mi...:'((

Bundan sonra oy ve yorum sınırı koyuyorum çünkü etkileşim olmadıkça canım sıkılıyor...

20 oy ve 15 yorum olsun

hadi yine gözüm yüksekte değil lkadlkasjdk ama bu sınırlar geçene kadar nah yb

[okuyup da oy vermeyende nebilim yani]

...

Mikael uzaktan konuşan ikiliye çatık kaşlarıyla bakarken içindeki rahatsız his bir türlü gitmiyordu. Utangaç olan genç sanki böyle davranmak için ekstra bir çaba sar ediyordu, bunu sadece o fark etmiş gibiydi. Kızıl saçlı karşısındakinin davranışlarının pekte göze battığı söylenemezdi.

Valeri karşısındaki gence meraklı gözlerle bakarken ne söyleyebileceğini tahmin etmeye çalışıyordu. Bu kadar önemli olan ne olabilirdi, yalnız konuşmalarını isteyecek kadar.

Xin gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı, nefesini geri verdiğinde gözlerini Valeri'ye büyük bir ciddiyetle dikti. "Ben, Jungkook'la konuşmaya karar verdim. Ona her şeyi anlatacağım." Duyduklarıyla Valeri'nin kaşları daha da yukarı kalktı. "Sana anlattıklarımı ona da anlatmak istiyorum. Beni affetmesini beklemiyorum ama yalan yanlış şeyleri bilip hayatına öyle devam etmesini de istemiyorum."

Valeri birkaç saniye öylece durup en sonunda eliyle saçlarını geriye atıp düşündü. Eninde sonunda bunların söylenmesi ikisinin abi-kardeş ilişkisi açısından gerekli bir şey olabilirdi. Fakat onca yılı işkencelerle dolu geçiren Jungkook'un onu dinlemek isteyeceğinden, hatta görmek isteyeceğinden bile emin değildi.

Sıkıntılı bir nefes alıp karşısında kararlı bir şekilde duran Xin'e baktı. "Kararına ne karşı gelebilirim ne de kafana koyduğu yap diyebilirim. Aranızdakileri az çok ondan ve senden duyduklarımla bildiğimden seninle konuşmak isteyeceğinden bile şüpheliyim."

Genç anlayışla kafasını sallayıp elleriyle daha çok oynamaya başladı, stresli görünüyordu. "Biliyorum, beni görmek bile istemez ama denemek zorundayım. Kardeşimi bu dünyadaki her şeyden daha çok seviyorum. Kendimden bile. Beni azıcıkta olsa abi gibi görmesini sağlayabilirsem benim için yeterli. İsterse vursun kırsın, ağzımı burnumu kan içinde bıraksın, bağırsın bana küfür etsin ama beni bir kerecik dinlesin istiyorum."

Valeri gözleri hafiften dolan gence bakıp içtenlikle tebessüm etti. Aralarında geçen o kadar şeyden sonra en azından bir şeyleri düzeltmek istemesi bile büyük cesaret istiyordu. Belki de bu, kardeşini ne kadar sevdiğinin göstergesiydi.

Kızıl kafa sırtını arkasındaki salıncak direğine yasladı. "Boşu boşuna bunu bana söylemeye gelmezsin. Yardım istediğini yüzünden anlayabiliyorum."

"Ben," diye başladı Xin. Sıkmaya başladığı ellerinin avuç içlerinde tırnak izleri çıkmıştı. "Jungkook'la konuşup onu benimle konuşması için ikna etmeni istiyorum. Ben birden kapısına gitsem açmaz bile, kaldı ki dinlemesi."

Bir anda söylediği şeylerle Valeri boş gözlerle düşüncelerine daldı. Genç adam bunu yanlış yorumlayıp telaşa kapıldı ve ardından ekledi. "Eğer yapmak istemezsen anlarım, zorunda değilsin sonuçta. Ben sadece şansımı denemek istemiştim."

Xin'in gözleri dolduğunda içi bir garip olsa da ellerini havaya kaldırıp kendini savunmaya geçti. "Düşüncelerime dalmıştım saniyelik olarak o yüzden yüzüm garip bir hal olmuş alabilir. Özür dilerim."

Genç adam burnunu çekip kirpiklerinin altından kızıla baktı. "Yani bana yardım etme şansın var mı?"

Kızıl kafalı sıkıntıyla nefeslenip etrafına bakındı. Daha ona söylemesi gereken şeyler varken Xin'in de isteği omuzlarına bir yük daha bindirmişti. Hayır demek istemiyordu, içinden gelmiyordu. Sonuçta onunda bir kardeşi vardı ve kardeşi için her şeyi yapacağını kendisinden daha iyi bilen yoktu. Şimdi karşısındaki, kardeşiyle arasını düzeltmeye çalışan kişiyi nasıl olur da geri çevirirdi?

Cursed Doll 屮JiKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin