屮 четыре 屮

2.6K 298 175
                                    

Bazılarınız anlamamıştır diye buraya yazıyorum ki sonra bu neden böyle falan diyen olmasın.

Jungkook'un kaldığı ev eski yıkık bir yer ama tam donanımlı. Yani çamaşır makinesi, koltuk, yatak, buzdolabı falan her şeyi var. Sadece biraz eskiler o kadar.

...

Elinde tuttuğu poşetleri hafifçe zıplatıp saplarını daha sıkı kavradı. Aldıklarını iki hafta içinde rahatça tüketebileceğini düşünüyordu. Çok bir şey almamıştı fakat tek yaşayan biriydi ve çok yediği de söylenemezdi.

İlerideki sokaktan sağa dönüp yürümeye devam ederken, vücuduna gelen ani ürpertiyle birden olduğu yerde durdu. Marketten çıktığından beri garip bir şekilde üzerinde gözler varmış gibi hissediyordu. Takip edilmişlik hissine yenik düşüp birkaç kez arkasına bakmıştı ama şüpheli diyebileceği hiç kimseyle karşılaşmamıştı. 

'Namjoon hyung'un söylediklerinden sonra paranoya yapmaya başladım' düşüncesiyle yoluna devam etse de, sırtında hissettiği gözler varlığını korumaktaydı.

Poşetleri daha sıkı kavrayıp aniden kafasını arkaya çevirdi. Boş sokakta kimseyi göremeyince kaşları çatıldı. Sokağın her köşesine dikkatli bir şekilde bakınıp, saklanmış olabilir düşüncesiyle etrafını incelerken bunun imkansız olduğunu gördü. Saklanılacak bir yer veya şey yoktu. Sokak ciddi anlamda bomboştu.

Derin bir nefes alıp son kez sokağa bakıp yoluna kaldığı yerden devam etmek için önüne döndü ve kendi kendine mırıldandı. "Bir tek delirmediğim kalmıştı."

Yaşadığı apartmana giden yolun yarısında başka şeyler düşünmeye çalışıp üstündeki paranoyadan kurtulmaya çalışmış, evine girip aldıklarını yerleştirirken ise çoktan aklı başka şeylerle meşgul olmuştu bile.

Aldıklarını yerleştirdikten sonra cebinde duran zarfı eline alıp içinden ödemesi gereken kira parasını çıkartıp mutfak tezgahının bir köşesine koydu. Bugün kira parasının son günüydü ve büyük ihtimalle paralardan sorumlu olan kişi birkaç saatte gelirdi. O zamana kadar kendine güzel bir kahvaltı hazırlayıp iş ilanlarına göz atsa hiç fena olmazdı.

Odasına gidip elindeki zarfı komodinin üstüne koyup üstünü değiştirdi. Elindekileri çamaşır makinesine atmadan önce kıyafet dolabını açıp içine baktı. Normalde sahip olduğu kıyafetlerin yarısından daha azı duruyordu şu an karşısında. Maalesef evden yaka paça atılmadan önce bu kadarını alabilmişti. 

Derin bir nefes alıp kafasını iki yana salladı ve dolabın kapaklarını sertçe kapattı. Dolap ani gelen şiddettin sonucu olarak sallandığında, Jungkook yüzünü sıvazlayıp odadan hızla çıktı. 

Ailesinin yaptığı ikiyüzlülük aklına geldiği her an üzülmenin yanında istemsizce agresif hareketler sergiliyordu. Ailesi dediği insanların üzerinde kullanamadığı gücü eşyaların üzerinde kullanıp kendince rahatlamaya çalışıyordu.

Söylene söylene elindeki kirlileri çamaşır makinesine atarken kapıya birkaç kez vurulduğunu duydu. Çamaşırları koymak için eğildiği yerden doğrulurken göz ucuyla duvardaki saate baktı. Kira parasının alınma saatine daha vardı ve kesinlikle misafir beklemiyordu ki zaten onu ziyaret etmek isteyecek kadar kimse ne seviyor ne de önemsiyordu. Ailesinin bile nerede yaşadığını bildiğini sanmıyordu.

Çamaşır makinesinin kapağını diziyle itirip kapanmasını sağlarken, banyodan çıkıp kapıya doğru ilerledi. Her kim geldiyse çok sabırsız biri olmalı diye düşündü Jungkook. Kapıyı kırmak istermişçesine durmadan vuruyordu.

"Geldim!"

Kapının kilidini açıp demir kulpunu aşağıya indirdi. Kapıyı yarıya kadar açıp şüpheyle karşısındaki iki kişiye baktı. Önde olan kişinin saçları kırmızıydı ve garip bir şekilde çok tanıdık bir simaya sahipti. 

Cursed Doll 屮JiKookWhere stories live. Discover now