屮 двадцать шесть 屮

221 35 6
                                    

Mikael'in açtığı ipten kurtulup ayağa kalkan Jungkook acıyan bileklerini ovuştururken, karşısında adeta alev topuna benzemeye başlayan kızıl kafaya bakıyordu. 

Jungkook'un iyi olup olmadığını yan bir gözle kontrol etmiş, fiziksel bir sorunu olmadığını gördüğünde hareketsiz bir şekilde duran kadının önüne geçmişti. Bakışları bir an için bile olsa kadından ayrılmazken aklından geçenler belirsizdi. Yüzündeki ifade duygularını belli etmekten kaçınırcasına düz dururken saçlarındaki, gözlerindeki ve kollarından ellerine uzanan damarların kızıllığı aslında ne kadar sinirli olduğunu gösteriyordu. 

Jungkook bir an için yanlarına gitmek istese de, vazgeçip aklındaki soruyu sormak için Mikael'e döndü.

"Viktor nerede?"

"Güzellik uykusunda."

Mikael'in yüzündeki sırıtmayla verdiği cevap gencin kaşlarını merakla kaldırmasına neden olsa da, durumun ciddiyetiyle bir beyninde bir şeyleri birleştirebiliyordu. Büyük ihtimalle Valeri kardeşine bir şey olmasın diye buraya getirmek istememişti. 

Yutkunup karşı karşıya duran ikiliye tekrardan baktı. Elena'nın sinirden dolan gözleri net bir şekilde belli olurken, dudaklarını birbirine bastırmıştı. "Valeri." Jungkook'un ismini seslenmesiyle kafasını hafifçe ona doğru döndüren kızılın suratı gözle görülür bir şekilde yumuşadı.

Genç adam temkinli bir şekilde yanına gelen gence baktı. 

"İyi misin?"

Kendisinin sorması gereken soruyu karşı taraftan duyan Valeri, bir an için ne cevap vereceğini bilemedi. Bu durumda bile başkalarını düşünen Jungkook, kızıl kafalının vicdanının daha da çok sızlamasına neden oluyordu. Bunca şeyi başına getiren ve bütün bunlara sebep olan Valeri ve Viktor'ken, o hala kendini es geçip iki kardeşin yardımına iki kez düşünmeden koşuyor ve ilk onların iyi olup olmadığını kontrol ediyordu.

Bu çocuk fazla iyi kalpliydi.

Valeri kafasını 'problem yok' anlamında salladığında Jungkook hafifçe gülümsedi. Kızılın bakışları iki yanağındaki kızarmış yerlere kayarken yüzü sinirle gerildi. 

"Mikael, al Jungkook'u eve götür."

"Hayır!" dedi Jungkook hızla. "Seni burada yalnız bu kadınla bırakmam." 

Valeri, Jungkook'un bu haline içten bir şekilde gülümseyip gencin saçlarını karıştırdı. "Merak etme bana bir şey olmaz. Mikael güç bariyerini ve birçok şeyi ortadan kaldırdı, bu saatten sonra bana gücü yetmez. Hadi git. Viktor evde seni bekliyor."

Jungkook itiraz edecek gibi olsa da Valeri'nin yüzündeki ifade geri adım atıp, dediğini yapmasına neden oldu. Elena'nın sinirden dolan gözlerine kısaca bakıp Mikael'in yönlendirmesiyle dışarı çıktığında ortalığı kulak sağır edecek bir sessizlik kapladı. 

Kızıl kafalı genç derin bir nefes alıp ilk önce başını, daha sonra vücudunu Elena'ya döndürdü. Ağzını sıkıca kapatmış kadının öfkeli bakışlarını görmezden gelip ona yukarıdan sakince baktı. 

"Ses tellerinde bir problem yok, konuşabilirsin."

Elena boşa çabaladığını bilse de tekrardan hareket etmeye çalıştı fakat başarısız oldu. Ağzında bir küfür geveleyip, kasılan çenesiyle Valeri'ye baktı. "Nasıl... Buraya geldiğin an güçsüzleşmen lazımdı senin!"

"Sen beni kendin gibi salak mı zannettin?" Bir adım daha atıp kadının yüzüne iyice yaklaştı. "Ne yaptın da tekrar karşımıza çıktın bilmiyorum ama, emin ol ikinci ölünün geri dönüşü olmayacak."

Cursed Doll 屮JiKookTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon