2.4

20.1K 939 51
                                    

Yaklaşık yarım saatlik bir dinlemenin ardından ayağa kalktım. Gözlerim fazlasıyla yanıyordu. Şifonyerin üzerindeki telefonumu aldım ve salona geçtim.

Hande'nin kucağında Sarp vardı, onunla ilgileniyordu. Evet, bebeğin adı Sarp'tı.

Abisinin adı ise Eren'di. İsminin anlamı yetişen, ulaşandı. Kardeşine de aynen öyle yetişmişti.

Eren ise koltukta oturmuş, dalmış bir şekilde halıya bakıyordu.

İlk önce Hande'nin kucağındaki Sarp'a yakınlaştım ve yanağına ufak bir öpücük kondurdum.

Gözlerinin içine baktım. Gözlerinin rengi henüz tam belli olmasa da mavi gibi duruyordu. Annesinden almıştı gözlerini. Ona kıyan annesinden.

Derin bir nefes alıp geri çekildim. Eren'e gözüm kaydı, fazlasıyla durgundu. Ona doğru ilerledim ve yanına oturdum. Kolumu omzuna attım.

"Naber yakışıklı?"

Gülümsedi. Kahverengi gözleri heyecanla açıldı. Sanırım onunla konuşacağımı düşünmüyordu.

"İyiyim Beyza abla. Sen nasılsın?" dedi, sesi hafif titriyordu.

Gülümsedim.

"Bende iyiyim canım."

Birkaç saniye salonda sessizlik hüküm sürdü. Tek ses Sarp'ın ufak mırıldanmalarıydı.

"Bir şey istiyor musun? İstiyorsan sakın çekinme. Direkt söyle."

Kafasını olumsuz anlamda salladı. O an birkaç gündür duş almadıklarını fark ettim. Ayağa kalktım ve Eren'in elinden tuttum.

"Eren şimdi gidiyoruz bir güzel duş alıyoruz. Senden sonra kardeşini de beraber duş aldırırız. Olur mu?"

Kafasını salladı ve ayağa kalktı. Ruhu çekilmiş gibiydi. Ne dersem yapıyor, asla itiraz etmiyordu. Kesinlikle bir psikoloğa ihtiyacı vardı.

Onun peşinden bende ayağa kalktım ve kolumu omzuna atıp onu banyoya doğru yönlendirmeye başladım.

Banyonun kapısını açıp içeri girdik. Banyo dolabının alt çekmecesini gösterdim.

"Havlular orada," sonra üst çekmeceyi işaret ettim. "Bornozlarda orada."

Kafasını sakladığında banyodan çıktım ve onu orada yalnız bıraktım.

Tekrar salona geçtim.

Telefonumun zil sesinı duyduğumda, telefonu cebimden çıkardım. Sinan görüntülü arıyordu.

Aramayı yanıtladım ve Sinan'ın yüzü ekranda göründü.

Yatakta uzanıyordu, saçları yüzünde dağılmıştı ve yanakları kızarmıştı. Burnunu çektiğinde kahkahayı patlattım.

Kendimi durduramayarak gülerken, Sinan bana kötü kötü bakıyordu.

"Oy sen hasta mı oldun sen?"

Tekrar kahkaha attım. Sinan'ın hasta olduğundaki hallerini bir tek ben, annem ve babam bilirdik. Çok komik oluyordu, saçı yüzüne düşüyordu ve alnı terliyordu.

Kahkahamı bastıracak şekilde ofladığında, kahkaham ufak bir gülümsemeye döndü. Tekrar burnunu çektiğinde gülmemek için kendimi zor tuttum.

"Noldu, niye aradın?"

"Sonunda sorman gereken soruyu sordun. Nasıldı Ayberk abiyle, hallettiniz mi yurt işini?"

Boğazımı temizledim. "Hallettik, hallettik."

Kafasını salladı.

"Ablaa,"

"He yavrum?"

"Bana bi' 300 veya 400 lira gönderebilir misin? Annemden istedim de daha dün verdiği için vermiyor."

"Ne yapacaksın?" dedim. "Ayrıca kadın haklı Sinan. Hemen harcıyorsun paranı, dikkatli ol biraz."

Tamam para sıkıntı değildi ama Sinan çok fazla para harcıyordu.

"Arkadaşlarımla buluşacağım, bende var biraz. Sende atarsan iyi olur." dedi. Oflayarak kafamı salladım.

"At ibanını bakarım birazdan aşkım."

Gülümsedi.

"Sen bir tanesin ya." dedi. "Sahip olunabilinecek en iyi ablasın."

Eyvallah der gibi elimi göğsüme vurdum.

"Biliyorum canım, biliyorum." sonra yüzümü düşürdüm. "Tamam yeter sırnaşma, kapa."

Nah çekti.

"Anneme söyleyeceğim seni dövsün de aklın başına gelsin." dedim ama dövmeyeceğini biliyordum. Hastaydı, kıyamazdı.

"Hastayım ben bir kere dövmez."

"Biliyorum, kapa."

"Görüşürüz, teşekkür ederim yeniden."

"Görüşürüz bebek."

Telefonu kapattım ve tekrar cebime koydum. Koltuğa oturdum ve Hande'yle konuşmaya başladım.

"Anlat bakalım, öğlen neden öyleydin?" diyerek Hande yeniden o konuyu açtığında moralim bozuldu.

Anlattım. Uzunca anlattım, sabırla dinledi. Her geçen saniye yüzündeki sinirli ifade daha da artıyordu.

Konuşmam bittikten sonra uzunca Ayberk'e sövdü.

Ayberk'i de anlamaya çalışıyordum ama maalesef anlaşılacak bir durum yoktu. Belki de sadece konuşmak istememişti, bir zamanlar kız kardeşim dediği insanla.

Sohbet etmeye devam ettik. Farklı konular açıldı ve Ayberk konusu tamamen kapandı.

Yaklaşık on dakika sonra Eren banyodan çıktı.

Ardından Sarp'ı hep beraber, dikkat ederek duş aldırdık. Hasta olmasınlar diye ikisini de sıkı sıkı giydirdim ve Sarp'a mamasını verdim. Maalesef anne sütü bulmamız şuan imkansızdı. Çevremde yeni doğum yapmış bir tanıdığım yoktu.

Ertesi gün işe gitmem gerektiği için erkenden yatağa geçtim ve uyumaya çalıştım. Öğlen uyuduğum için biraz zorlansam da yatakta birkaç kez döndükten sonra uyuyabildim.

Oy vermeyi unutmayınn.

İnstagram: hasan.bunlar.ciddimi
Tiktok: bcywattpad

Komutan | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin