2.6

20.1K 968 39
                                    

Bol bol yorum bekliyorumm.

Yeniden telefon çalmaya başladığında ofladım. Ayberk sabahtan beri arıyordu, bende sabahtan beri aramalarını reddediyordum.

İstersem engelleyebilirdim ama elim engel tuşuna her gittiğinde kalbim ağrıyordu. Sanki içeriden biri kalbimi defalarca bıçaklıyordu.

Kalbimın sızısını en derinlerimde hissediyordum.

Tekrar reddettim. Tekrar aradı. Gözlerimin dolduğunu hissederken, ellerimi yumruk yapıp sıktım.

Hayır Beyza. Ağlamayacaksın, hayır.

Ağzımdan çıkan hıçkırıkla göz yaşlarım akmaya başladı. Tutamıyorum. Saat gecenin biriydi. Herkes uyuyordu ve benim sessiz olmam gerekiyordu. Gerçi sessiz olmasam da pek uyanacaklarını sanmıyordum. Hande'nin uykusu ağırdı, Sarp ise henüz bebek olduğundan seste uyumaya alışmıştı ve bunun onu uyandıracağını sanmıyordum. Şuan uyanabilecek tek kişi Eren'di.

Gözlerimden yaşlar boşanırken, tek yapabildiğim sessiz olmaya çalışmaktı. Tekrar aradı, ekrana bile bakmadan tekrar aramayı reddettim. Bildirim sesi geliyordu, büyük ihtimalle Ayberk ben açmayınca mesaj atmaya karar vermişti.

Artık gözlerim ağlamaktan yanmaya başlarken, burnumun ucunun ve yanaklarımın da kızardığını karşımdaki aynada görebiliyordum.

Yatağıma geçtim ve oturdum. Telefonu kucağıma koydum. Sesini duymak istiyordum ama açamazdım. Şuan hazır değildim.

Aramayı tekrar reddedeceğim sırada gözüm ekrana takıldı. Bu sefer Ayberk aramıyordu, Özgür arıyordu.

Hemde görüntülü.

Ayağa kalktım ve makyaj masamın çekmecesinden peçete çıkarıp yüzümdeki yaşları sildim. Ama kızarıklıklar ve dolu gözlerim tamamen ortadaydı.

Yüzümü yıkamaya gitsem, kesinlikle telefon kapanmadan gelemezdim. O yüzden bir kere daha kendimi inceleyip yatağa geçtim. Anlamazdı herhalde.

Telefonu elime aldım ve açtım.

Özgür hiç beklemeden büyük ihtimalle hazırda beklettiği cümlelerini sıralamaya başladı.

"Kızım sen bana kafayı mı yedirttireceksin? Hayır mesajlarıma bakmıyorsun ama aramalarımı itinayla reddetmek ne demek? Bir saatir mesaj atıyorum ve yaklaşık on dakikadır arıyorum." Durdu, nefes aldı. Birkaç saniye yüzümü inceledi. Kaşları yavaş yavaş çatıldı. Devam etti. "Ayrıca neden yüzün böyle?"

Aynen gerizekalı fark etmez. Adam komutan değil zaten. Diyerek beni azarlayan iç sesime göz devirdim. Ancak bunu Özgür kendi üstüne alındı.

"Göz devirme bana ve yüzünün neden kızarık olduğunu ve gözlerinin neden dolu dolu olduğunu söyle."

Ofladım.

"Ofalama!" dedi.

"Tamam." dedim.

"Tamam." dedi sinirli bir şekilde. Sanırım onu merakda bırakmama sinirlenmişti. Beni merak ettiği için bana kızıyordu...

"Şimdi açıklama yap, neden ağladın."

"Ağlamadım." dedim bıkkınlıkla. Sorgulamaması daha iyi olurdu. Sorgularsa anlatırdım çünkü ve anlatırsam onu sıkmaktan korkuyordum. Sürekli bir derdim olduğunda ona koşuyordum ve bu onu sıkabilirdi.

"Mal mıyım ben Beyza?"

"Belki biraz."

"Neyy." dedi ve benim gibi göz devirmeye çalıştı. Yapamadığında güldüm.

"Nasıl yapıyorsun?" dedi tekrar deneyerek. Yine yapamadı.

"Sır."

"Peki ama alırım bir ara sırrını."

Gülerek kafamı salladım. O an fark ettim, beni güldürmeye çalışıyordu.

Boğazını temizledi.

"Normalde gecenin bu saatinde özellikle bir kadını görüntülü arayacak bir adam değilim. Tanımışsındır beni az çok. Ama mesaj attım, cevap vermedin. Sesli aradım, reddettin. Bende şansımı görüntülü aramada denemek istedim. Açacağını düşünmüyordum." Durdu. Nefes alıp devam etti. "Ayrıca, bu iki oldu. Beni bir daha merakta bırakırsan bizzat kendim oraya gelir ve iyi olup olmadığını öğrenirim. Neden ağladığın konusunda ise sıkboğaz etmeyeceğim ama anlatmak istersen buradayım. "

Kafamı salladım. "Söz, eğer içimde tutmazsan ve anlatmak istersem anlatacağım sana."

"Aldım sözünü." dedi.

"Al bakalım sözümü." dedim.

İkimizinde yüzünde hafif bir tebessüm vardı. Onunla her konuşurken yüzümde bu tebessümden oluşuyordu, o da böyleydi fakat sadece benimle konuşurken mi böyleydi bilmiyordum. Belki de herkesle konuşurken böyleydi, bilemezdim.

"Benim şimdi kapatmam gerek. Merak ettiğim için aradım. Uyuyup dinlenmem lazım çünkü yarın yorucu bir koşu yapacağız. Uykumu almam iyi olur. Sende daha fazla ağlama. Her ne olduysa da gözyaşlarını akıtmana değeceğini düşünmüyorum. "

Kafamı salladım.

"İyi geceler o zaman."

"İyi geceler."

Aramayı sonlandırdım. Son arananlara baktım. Ayberk 42 kere, Özgür 15 kere aramıştı.

Telefonu kapattım ve şifonyerin üstüne koydum. Birkaç dakika öyle durduktan sonra kapı tıklandı. Ardından Eren içeriye girdi.

Ayağa kalktım.

"Bir şey mi oldu canım?"

Kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Sadece... Rüyamda annemi gördüm de, biraz korktum." dedi dudaklarını büzerek.

Kafasını tutup göğsüme çektim ve sarıldım ona.

"Merak etme annen size bir şey yapamaz. Cezasını çekmesi için elimden geleni yapacağım."

Belime sardığı kolları titriyordu. Kendisi yaş olarak küçük olsa da ruhu yaşlıydı, bunu hissedebiliyordum.

"Beraber uyumak ister misin?" diye sordum. Yüzüme birkaç saniye baktı ardından kafasını salladı.

Beraber yatağa uzandık ve üzerimizi sıkıca örttük. Eren bana sarıldı ve gözlerini kapatarak uyumaya çalıştı. Bende bastıran uykumla birkaç dakika sonra uykuya daldım.

Özgür ve Beyza'nın,

"Aldım sözünü."

"Al bakalım sözümü."

Konuşmalarına bayılıyorum. Kesinlikle harikalar.

İnstagram: hasan.bunlar.ciddimi
Tiktok: bcywattpad

Komutan | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin