4.3

14K 727 104
                                    

Kafeden çıkarken oflamamak için kendimi zor tutuyordum. Açelya ve Atakan sayesinde herkes fazlasıyla gergindi. Hayır beni sıkan şey gergin olmaları değil, merakımdı. Neler oluyor çok merak ediyordum.

Yanımda yürüyen Aydın'ın kulağına yetişebildiğim kadar uzandım. Özgür'den birkaç santim kısa olduğu için çok zorlanmamıştım.

"Aydın, neler oluyor?" diye sordum büyük bir merakla. Birkaç saniye etrafımıza baktı timin devamı bizi duyuyor mu diye, ardından bana geri döndü.

"Şuan olmaz. Sabret, eve gidince anlatırım."

Kafamı salladım. Arabaya yaklaştığımız sırada Göksun'a kısa bir bakış attım.

"Yine aynı şekilde mi oturacağız?" diye sordu Aydın. Okan kenardan atıldı.

"Sizi bilmem ama ben Kutay aşkımdan uzağa gidemem."

Kutay ona ters bir bakış attı. "Bana mı halleniyorsun lan sen?"

Okan bir öpücük attı. "Senden başka kime hallenebilirim aşkım?"

"Hay senin.." dedi Kutay. Büyük ihtimalle devamını bir küfürle getirecekti fakat Özgür'ün boğazını temizleyerek onu uyarmasıyla sustu.

Kutay derin bir nefes aldı. Tam yolcu koltuğunun kapısını açacaktı ki, Özgür ona seslendi.

"Siz Okan'la arkaya geçin. Göksun ve Beyza öne geçsin."

Kutay kafasını kaldırıp bize baktı. Güzel güzel gülümsedim. Sırıtarak elimi 'kış kış' anlamında salladım.

"Ama komutanım, biz nasıl sığalım arkaya?"

Özgür kaşlarını çattı. "Kutay, Göksun seninle aynı boyda ve kiloda sayılır. Ne diyorsun?"

Kutay Göksun'a kötü kötü bakarak arka kapıyı açarak oturdu. Okan bize kısa bir bakış attı, ardından öpücük yollayıp Kutay'ın kucağına oturdu. Bizim gibi dizlerinin ucuna oturmak yerine direkt yayılıyordu.

Göksun yolcu koltuğunun kapısını açarak koltuğa oturdu. Dizlerine vurarak gelmemi sözsüz bir şekilde emretti. Etrafıma kısa bir bakış atarak dizlerine oturdum. Birkaç saniye içinde herkes arabaya zorda olsa binmişti. Gelişte olduğuna göre çok daha rahattım. Göksun'un dizlerinde, bakışlarım Özgür'e çevrili olacak şekilde vücudumu çevirdim. Başımı Göksun'un omzuna koyarak Özgür'ü izlemeye başladım. Arkadaki yoğunluktan kimsenin ona baktığımı fark edeceğini sanmıyordum.

Özgür'ün bakışları birkaç saniye sonra bana döndü. Gülümsedim. O da gülümsedi ve göz kırparak kaza yapmamak adına önüne döndü. Yanağımı Göksun'un omzuna hafifçe sürttüm.

Belimde hissettiğim cimcikle yüzümü buruşturdum.

"Ne yapıyorsun be?" dedim kafamı kaldırarak sadece Göksun'un duyabileceği bir sesle.

"Bakma öyle, diğerleri anlayacak. Sizin için demiyorum da Okan ve Kutay her buldukları fırsatta dalga geçerler komutanımla."

"Nasıl dalga geçecekler ki? Komutanınız değil mi Özgür, kızmaz mı?"

Arka tarafta bi' göz gezdirip tekrar bana döndü. "Görev ve komutanımızın çok ciddi olmadığı günler dışında arkadaş gibiyiz. Komutanım uyarsa da, çok ciddi bir şekilde uyarmadığı sürece devam ederler." dedi. Kafamı salladım.

"Dikkat ederim."

Bu sefer bakışlarım cama denk gelecek şekilde kafamı Göksun'un diğer omzuna koydum ve dışarıyı izlemeye başladım.

Komutan | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin