4.1

14.5K 693 121
                                    

Düzenleme önceki bölümden itibaren bitmiş ve bu bölümler daha önce hiç yayınlanmamıştır!

Birkaç saniye nefessiz kaldığımı hissettim. Nefes alamadım, sadece yüzüne baktım.

Bu ciddi ciddi sevgili olmak istiyordu.

Dudaklarımı araladım. Ellerinin içindeki ellerime baktım. Uyumluydular.

Nefes aldım. Bakışlarım tekrar yüzüne çıktı. Bana büyük bir hevesle bakıyordu. Kabul etmemi istiyordu.

Kafamı salladım. "Olurum." dedim sadece. Devamı gelmedi, zihnim şuan dinleniyor gibiydi. Hiçbir şey düşünemiyor, hiçbir şey diyemiyordum.

Bu adam bana ne yapıyordu böyle?

Beni kendine çekti heyecanla. Elini belimde hissettim. Sarılıyordu sıkıca. Mutluydu, haraketlerinden belliydi.

Kafamı göğsüne gömdüm. Kokusunu içime çekmek için derin bir nefes aldım. Evimde gibi hissettiren kokusu burnuma dolduğunda, kolları arasında iyice mayıştım.

Elimi aramıza sokup, kalbinin üstüne, göğsüne koydum. Çok hızlı atıyordu elimin altındaki kalbi. Huzurla iyice kafamı gömdüm göğsüne.

Göğsünün sol tarafında elim, sağ tarafında başım vardı. Huzurlu hissediyordum, daha önce hissetmediğim kadar huzurlu.

Elini çenemde hissettim. Nazikçe çenemi kavradı ve başımı kaldırdı. Uzandıp yanağıma, uzun ama bir o kadar da narin bir öpücük bıraktı. Dokunuşları çok nahifti. Sanki camdan bir parçaymışım da, fazla zorlarsa kırılacakmışım gibi davranıyordu.

Yanağımdaki dudaklarını birkaç saniye sonra çekti. Şakaklarıma öpücük kondurdu bu sefer. Hissettiğim mayışıklıkla gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu. Son hissettiğim, kapalı olan iki gözümün üstünden öpen dudaklarıydı.

....

Çalan alarmın sesiyle, gözümü açmadan elimi gözüme attım ve gözümü ovuşturdum.

Gözlerim hâlâ kapalıyken, burnuma dolan koku ile gözlerimi açtım. Birkaç saniye kendime gelmeyi bekledim. Zihnime dün geceki anılar dolduğunda, biraz doğruldum uzandığım yerden. Koltuğun dış tarafında Özgür, vücudunun yarısı dışarıda bir şekilde uzanıyordu. Onun yanındaki ben ise kendimi küçültebildiğim kadar küçültmüştüm.

Tek elim belindeydi. Sıkı sıkı sarılmıştım ona. Bırakmak istemiyordum.

Boşta olan elimi kaldırdım ve koltuğun kenarındaki telefonumu aldıp alarmı kapattım. Kalkmam gerekiyordu, işe gitmemiz lazımdı.

Hafifçe kolunu dürttüm. Bedenimin sırt kısmında olan eli haraket etti. Gözleri yavaş yavaş açıldı. Güzel kahveleri, yeşillerimde birkaç saniye oyalandı. Ardından gülümseyerek yüzüme bakmaya başladı. Dünkü anıların zihninde canlandığına yemin edebilirdim.

Uzanıp gülüşüne ufak bir öpücük kondurdum. Daha da çok gülümsedi, gözleri kısıldı. Ölmek istermiş gibi baktım kısılan kahvelerine. Bu adam gerçekten kalbime zarardı.

"Kalkmamız gerekiyor," diye fısıldadım. Gerçekten kalkıp hazırlanmamız gerekiyordu, yoksa geç kalacaktık. Buradaki ilk iş günümden geç kalmak istemezdim.

Kafasını salladı ve koltukta doğruldu. Boynunu hafif kıtlattı. Sanırım birkaç gece daha burada yatarsa boynu tutulacaktı.

Ayaklarını yere koydu ve ayağa kalktı. Bende kalktım. Gözlerimiz buluştuğunda gülümsedik birbirimize. Salondan çıktım ve direkt banyoya geçtim.

Komutan | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin