3.4

18K 1K 836
                                    

Bol bol yorum bekliyorumm.

Kulaklarıma dolan kapı açıp kapama sesiyle Özgür'ün eve geldiğini anladım. Heyecanla nefes aldım. Kaç saatir onun gelmesini bekliyordum ben.

Birkaç saniye sonra salona heybetli vücudu ile girdi. Göz kamaştırıyordu yiğidim.

Ayağa kalktım. "Hoş geldin."

Napacaktım lan? Ben iki yıl boyunca yalnız yaşamıştım. Biri eve gelince ne yapılırdı? Özellikle bu hoşlandığım kişiyse.

Gülümsedi. "Hoş buldum."

Yanıma geldi ve ufak bir sarılıp hemen geri çekildi. Karşılık bile verememiştim.

Koltuklardan birine oturduğunda, bende kendime gelip bir koltuğa oturdum.

"Nasıl geçti günün?" diye sordu.

Dürüst oldum. "Sıkıcıydı."

"Çıksaydın dışarıya. Bende daha erken gelmek isterdim ama maalesef gelemedim."

Kafamı belli belirsiz salladım. "Bilmiyorum ya buraları, çıkmak istemedim. Bir ara beraber çıkarız gösterirsin bana her yeri."

Gülümsedi. Yine ve yine gözleri kısıldı. Gözleri neden bu kadar güzeldi? Normal kahverengi diyebilirsiniz ama bence öyle değildi. Çok güzeldi gözleri.

"Boş bir günümde seninle mutlaka gezmek istiyorum. Benimde pek gezmek için vaktim olmuyor, boş günlerimde evde dinleniyorum sürekli."

Birkaç saniye sessiz kaldık. O bana baktı, ben ona. Ardından telefonumu aradı gözlerim. Bütün gün boyunca elime almamıştım telefonumu. Dün gece nereye bıraktıysam oradaydı büyük ihtimalle.

Ben telefonumu nereye bırakmıştım?

Hatırlamaya çalıştım. En son Özgür'le konuşmuştuk ve telefonu odada bırakmıştım. Ayağa kalktım. Özgür'ün bakışları bana döndü.

"İçeriden telefonumu alacağım." dedim yalnızca. Kafasını salladı.

Kaldığım odaya geçtim. Şifonyerin üzerinde değildi. Yatağa baktığımda, yatakta da yoktu. Neredeydi bu?

"Özgür," diye seslendim

"Mutfaktayım," diyen sesini duyunca, odadan çıkıp mutfağa girdim. Elinde eldivenle, kabın içindeki tavukları sosla karıştırıyordu.

"Telefonu bulamıyorum da. Arasan olur mu? Zil sesi açık, ordan buluruz."

Gözleri bana döndü. "Masanın üstüne telefon, sen arasan olur mu? Eldiveni bir daha çıkarıp takmayayım."

Kafamı salladım. "Olur tabii. Şifresi ne?"

"1905."

Şaşkınlıkla ona döndüm. "Galatasaraylı mısın?"

Kafasını salladı. "Fanatik."

Gülümsedim. Bir ortak yön bulmuştum sonunda. "Bende."

O da gülümsedi. Ardından önüne döndü ama yüzündeki gülümsemenin silinmediğini görebiliyordum.

Telefonunu masanın üzerinden aldım ve şifreyi girdim. Kişilere girip, beni kaydettiği gibi 'Beyz' yazdığımda hiçbir sonuç çıkmadı. Kaşlarım çatıldı. Kaydetmemişmiydi lan beni?

Numara kısmına numaramı girdiğimde, beni Ineffable diye kaydettiğini gördüm. Bana, beni 'Beyz' diye kaydettiğini söylemişti fakat.

Kelimenin anlamını bilmiyordum, ingilizce olduğu belliydi. İngilizcem çok iyi olsa da hatırlayamıyordım. Aklımda tuttum kelimeyi, telefonumu bulduğumda googleden bakacaktım.

Komutan | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin