4.2

13.4K 729 138
                                    

Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorumm.

Gelirken arabamı almadığım ve Özgür'ün arabasıyla geldiğim için mecburen taksiyle gidiyordum.

Özgür'le öğlen olan konuşmamıza göre, aldığımız eşyaların büyük bir kısmı eve gelmişti. Yerleştirmeye bugünden başlamışlardı. Tim ve kendisi gitmişti bildiğim kadarıyla.  Şimdi bende oraya gidiyordum.

Telefonumu çıkarttım ve Hande'yle olan sohbetimize girdim. Bu aralar çok konuşamıyorduk.

Siz: Napıyorsun yavrum

Birkaç dakika bekledim. Cevap gelmeyince, instagrama girdim. Öylesine gezerken yaklaşık beş dakika sonra cevap geldi.

Benim kari: Eve geçeceğim birazdan bebeğim sen

Siz: Bende öyle eve gidiyorum eşyalar gelmiş onları yerleştireceğiz

Benim kari: Bir boşluk yaratıp gelmeye çalışacağım ya özledim seni :(

Siz: Oy oy

Siz: Çen beni mi özledin çen

Siz: Yerim çeni

Benim kari: Dalga geçme ya

Benim kari: Alışmışım varlığına, geçen kahve alacaktım yanlışlıkla iki tane aldım

Siz: İkisini de içseydin 💅🏻

Benim kari: Öyle yaptım zaten 💅🏻

Siz: İşte benim karım

Vardığımızı fark ettiğimde, telefonu kabanımın cebine koydum. Taksiciye yol parasını verdikten sonra arabadan indim.

Apartmana doğru yönelirken, kabanımın cebinden telefonumu çıkarttım.

Siz: Aşkım şimdi gitmem lazım akşam konuşuruz olur mu

Benim kari: Tamam bebeğim görüşürüz

Siz: Görüşürüzz

Dış kapıyı Özgür'ün bana söylediği şifre ile açıp, apartmana girdim. Asansörü es geçerek merdivenlerden evin olduğu kata çıktım.

Kapıyı derin bir nefes alarak çaldım. Birkaç saniye sonra açıldı. Okan'ı karşımda görünce el salladım.

O da el sallayıp. "Hoş geldin," dedi sevecen bir tavırla. Okan ve Kutay aralarında en samimi bulduğum kişiler olabilirlerdi, diğerleri biraz daha ciddi duruyordu.

"Hoş buldum. Ne kadarı kaldı?" diye sordum eve girerken. Ayakkabılarımı çıkarttım ve hole koydukları terliklerden giyindim.

"Daha bir saat oldu geleli. Çok işimiz var." dedi. Ardından kulağıma eğildi. "Doğruyu söyle, komutanımızı görmek için geldin değil mi? Yoksa hiç gelesin yoktu."

Yüzüne tip tip baktım. "Saçmalama Okan ya. Ne yapayım ben Özgür'ünüzü?"

"Bilemiyorum artık," diye imalı bir şekilde seslenip salona geçti. Kabanımı çıkartıp, pakedi açılmış ve yerleştirilmiş vestiyere astım. Ardından terliklerimi yere vura vura peşinden gidip salona girdim bende.

Gözüm ilk kendini yere atmış, bayılma taklidi yapan Kutay'a takıldı. Bu hâlini birkaç saniye gülerek izledim. Ardından gözlerim salonun geri kalan kısmını taradı hızlıca.

Göksun, yüzündeki ciddi ifadeyle Kutay'ı kaldırmaya çalışıyordu. Özgür ve Atakan ise koltuğu taşıyorlardı. Açelya, sandalyeleri büyük ihtimalle ben gelmeden önce yerleştirdikleri masanın yanlarına diziyordu. Aydın ise televizyon ünitesini halletmeye çalışıyordu.

Komutan | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin