KARA GECENİN GÜNÜ AYMAZ

9.5K 463 172
                                    

Şimşek göğü inletti.

Bütün öfkesini kusarcasına yağan yağmur ve ona eşlik eden rüzgar yeryüzünü temizlemek ister gibiydi. Şimşekler çakıyor, hava nefretini kusarcasına gürlüyordu. Sanki büyük bir hata vardı da ortada. Bir şeyleri yok etmek istiyor gibiydi.

Kendi evinin koridorunda çökmüş adam kollarını bacaklarına sarmış bir şekilde otururken ağlamaktan kızarmış gözleri iri iri açılmıştı. Kısa kısa nefesler alıp vermese yaşam belirtisi vermeyen adamı aydınlatan şimşek dışında hiçbir ışık kaynağı yoktu. Kıpkırmızı gözleri duvara doğru dikilmeye devam etti.

Camdan bir uğultu koptu. Fırtına mümkünmüş gibi daha da şiddetlenmişti.

Adamın eli hareketlendi. Bacaklarına sarmış olduğu kollarını çözmeden eliyle küçük bir ritim tutmuştu. Gözlerini boş duvardan ayırmıyordu. Bir süre sessizce eliyle ritim tuttu. Sonra bir şarkı söylemeye başladı çatallaşmış sesiyle.

"Dandini dandini dastana..." Dudaklarını ısırdı yavaşça. Boğazındaki adem elması titriyordu. Gözünden birkaç damla yaş aktı.

"Danalar girmiş..." Yüzü kalbinin verdiği ağrıdan dolayı buruştu. Gözlerinden yaşlar akmaya devam ederken boğazından bir hıçkırık yükseldi. Göğsü sıkışıyordu. Kalbi kara eller tarafından sıkılıyormuş gibi kasılıyordu. Kurtulamıyordu. Dudaklarını daha sert ısırırken devam ettirdi sözleri. "...bostana. Kov bostancı danayı..."

Devam ettiremedi. Sesli sesli ağlarken karşı duvara bakmak dışında bir şey yapamadı. Elleri titriyordu. Sıkı sıkı bacaklarını tutsa da yetmiyordu. Adamın bütün vücudu deli gibi titriyordu. Ağlaması şiddetlendi.

"Neden..." dedi sonunda kurumuş boğazından dolayı çatallı çıkan sesiyle. Deli gibi su akan gözlerini kısa bir an kırptı. Dışarıda şimşek çaktı. Karanlık ev kısa bir süre aydınlandı. Adam soğuk yerde oturmaya devam etti. Kendisine daha çok kapandı. "Neden..." dedi cevap almak istercesine.

"Bir insan neden böyle bir şey yapar?"

Dışarıdaki ağacın dalları rüzgarla savrularak cama çarptı ve tıkırtılar oluşturdu. Adam seslice burnunu çekti. Aklını kaybetmiş gibi duruyordu.

"Yardım edin..." diye mırıldandı gözleri iri iri boş duvarı izlerken. Bütün vücudu elektrik akımı yemiş gibi titredi ve başını iki yana hızla salladı. Gözlerindeki yaşlar kenara savruldu. "Ben değil. Bana değil..." diye fısıldadı delirmiş gibi. Ağzından bir hıçkırık daha kaçtı. Kendisini kontrol edemiyordu.

Adam, ölmek istiyordu.

Bu hissi başkaları yaşaması gerekirken.

"Koruyamadım." dedi ağlayarak. "Beceriksizin tekiyim. Korumam gerekiyordu. Yapamadım." Duvardaki gölgeler gözünde büyüdü. Kalbi kriz geçirirmiş gibi fırlarken doruk noktasına kapısı yumruklanmaya başlayınca ulaştı. Ağzından korku dolu bir nida çıkarken gözleri birkaç metre ilerisindeki demir kapıya döndü. Nefes nefeseydi. Dışarıdaki fırtına daha da şiddetlendi. Adamın gözlerinden yaşlar akmaya devam etti.

Kapı sertçe, bir an bile durmadan yumruklandı. Yerde oturan adam ellerini yere koyarak bedenini destekledi. Yavaşça ayaklanırken bedeni deli gibi titriyordu. Gözü karardı.

Bugün ölmeyi isterdi.

"AÇ KAPIYI!" Kapıyı yumruklayan kişiden bağırtı koptu. O bağırtı içerideki adamın göğsüne saplandı. Yüzü buruşurken ağzından hıçkırık kaçmasın diye eliyle dudaklarını örttü. Cevap vermedi.

KARA GECENİN GÜNÜ AYMAZ | bxbWhere stories live. Discover now