17. YILDIZ

1.7K 191 309
                                    

Son birkaç bölüme gelen oy ve yorum sayısı arttı harikasınız. Siz oy ve yorum yaptıkça ben daha çok bölüm yazmak istiyorum. Aynı şekilde bu bölüme de bekliyorum enerjinizi yerim hepinizi <3

Hazırlanmak için onu on beş dakika salonumda bekletmiştim.

On beş dakika benim literatürümde uzun bir zaman dilimi değildi. Açıkcası gayet de hızlı geçen bir süreydi ama yine de İhsan sıkılmasın diye hızlı hızlı giysi seçmeye çalışmıştım. O salonumda otururken beyaz bir ince gömlek ve siyah pantolonumu giyerken aynı anda takılarımı karıştırıyordum. Hafif uzun gümüş zincirleri bulunca elim bir süre gitmedi. Taksam abartı olur muydu?

Sadece zincirlerdi. Yerimde stresle dudaklarımı yerken ani kararla kulaklarıma zincirleri geçirdim. Dudaklarıma da parlatıcı sürdüm. Parlayan dudaklarıma bakarken memnuniyetle gülümsemeden edemedim. Bu arada abartılı bir parlatıcı değildi. Zaten tadı da çilekliydi. Neden sürdüm ben de bilmiyordum. Güzel gözükmek istemiştim.

Hafif kokan bir parfümü üstüme sıktıktan sonra telefonumla cüzdanımı aldım. Param da tamdı. Anahtar kapının üstündeydi. Giyeceğim ayakkabı da ayakkabılığımdaydı. Hazırdım yani.

Odamdan çıkarken gergindim. Çok abartmış mıydım?

Bir kez daha kendime göz attım.

En sade halimdeydim aslında. Neler neler giymiştim zamanında...

Yine de titrek bacaklarla salona girerken bunu kendime inandıramadım. İhsan koltuğuma yayılmış bir halde televizyon izliyordu. Kumanda elindeydi. Bir an gülesim geldi bu görüntüye. Dizilerdeki aile babaları hep bu tip oluyordu.

Aile babası İhsan... Aşırı yakışırdı.

Hayranlıkla adama bakarken, "Giyindin mi-" diyerek bana döndü ancak lafını bitiremedi. Gergince ona bakarken dudaklarımı ısırdım. Umarım beğenirdi beni.

Yerinde dikleşirken yeşilleri baştan aşağıya yavaşça beni süzdü. Suratımdan bacaklarıma oradan yine suratıma kadar. Dudakları bana bakarken aralanmıştı. Şaşkın bakışlar altında dudaklarımı yaladım ve, "Ben hazırım." diye mırıldandım. Elimle kapıyı gösterirken, "Gidelim mi?" diye sormuştum tatlı bir sesle. Aşırı kibar davranasım vardı şuan. Zaten kibardım da...

Cilveli falan?

Acaba cilve yapsam anlar mıydı? Zamanında bir tek cilveyi Ivan Sokolov'a yapmıştım o da ergenliğin getirdiği bir azgınlık vardı diyeydi. Hoşlanmıştım bir de işte. Sevişmek için cilve yapmam gerekiyordu bende youtube'den dizilerden öğrenip uygulamıştım. İşe de yaramıştı ve istediğimi almıştım.

İhsan'a da cilve yapasım vardı. 

Onun bana olan davranışlarında arkadaşlıktan öte bir şeyler hissediyordum. Kadınlarla geçmişini bilsem bile belki de biseksüeldi diye düşünmeden edemiyordum. Yani ilk kez bir erkekten hoşlansa bu kadar rahat davranmazdı değil mi?

Benden hoşlandığı kanısına nereden vardığımı bende bilmiyordum. Düşüncelere dalmışken İhsan ayaklandı ve bana doğru ilerledi. Kafamı geriye atıp uzun adama bakarken nefesimi tuttum. "Parfümün." dedi dibime gelince. Gözlerini hafif kısarak bana bakarken elini sarı tutamlarıma attı. Ben dudağımı ısırarak onun hareketlerini izlerken, "Çok güzel kokuyormuş." diye devam etti. Kalbim pır pır etti ve iltifatı karşısında kızardım. "Ayrıca çok güzel olmuşsun Nedim." diye devam etmesini beklemiyordum. Gözlerim irileşirken bayılıp kalacağımı sandım. İhsan sanki hipnoza girmiş gibi bana bakarken yutkundu ve kafasını iki yana sallayarak geri çekildi. Saçımdan ayrılan eline hüzünle baktım. Keşke okşasaydı.

KARA GECENİN GÜNÜ AYMAZ | bxbWhere stories live. Discover now