13. KÜPELİ HOCA

1.8K 177 197
                                    

Önceki bölümü okumayı ve oy vermeyi unutmayınız. İyi okumalar <3

"Hocam, kaç yaşındaydınız?"

Öğretmen masasının üstüne oturmuş elimde sınıf defteri varken öğrencilerle sohbet ediyordum.

Açıkcası, İhsan'dan duyduğum bomba olayından sonra o kadar korkmuştum ki bugün okulların kapatılıp çocukların güvenli bir şekilde eve dönmelerinin sağlanmasını istemiştim ancak İhsan bunun mümkün olmadığını söyleyerek beni sakinleştirmeye çalışmıştı.

Yaklaşık on beş dakika geç girmiştim sınıfa bu olaylar yüzünden. Neyse ki sınıfıma girmeden kendimi düzeltmeyi başarmıştım. Yüzümde şuan ki ruh halimi belli edecek herhangi bir ifade olmaması gerekiyordu. Bugün okulun ilk günüydü. Başlangıcı onlar için güzel yapmam gerekirdi.

Ki, yaptığımı düşünüyordum.

"23 yaşındayım Hamza." dedim beni soru yağmuruna tutan çocuğa. Sınıfımdaki herkes o kadar heyecanlıydı ki enerjim yükselmişti. Beyaz lakoslarının içindeki çocukları incelemeye devam ederken başka bir soruyu daha işittim. 

"Hocam evli misiniz?" Soran kız çocuğuna çevirdim gözümü. Kara kaşlı kara gözlü buranın yerlisi olduğu belli olan bir çocuktu. Elini çenesinin altına koymuş ayaklarını sallaya sallaya beni izliyordu. Bu hareketine gülmemek için kendimi sıkarken, "Değilim, Sevda." diyebildim. Herkese adını sormuştum sınıfa ilk girdiğim zaman. İsim hafızam kuvvetli olduğu için bir iki kere üstünden geçersem asla unutmazdım isimlerini.

"Yaa... yaşlanmışsınız hocam nasıl evli değilsiniz?" diye sordu şokla Hamza. Kaşlarım havalanırken yanında oturan Doğuş, "Batıda herkes geç evleniyor salak!" diyerek ensesine bir tane geçirmişti. Gözlerim kısılırken, "Çocuklar!" diye uyardım onları. Anında kendilerini düzelterek yerlerinden dikleştiler. Tahtanın yanından tebeşir alırken, "Elimden tebeşiri yiyen ilk öğrencilerim olmak istemezsiniz değil mi?" diye sorup tehditkar bir şekilde ikiye böldüğüm tebeşiri onlara göstermiştim. Doğuş yutkunurken Hamza sırıttı. "Hocam ilk olursam kafanızdan asla silinmem değil mi?" derken omzuyla Doğuşu kenara ittirmişti. "Çok yedim zaten. En azından şimdi bir amacım var." 

Hamza'nın tebeşiri yemek için daha çok yaramazlık yapmayı planladığını fark ettiğim an yarım tebeşiri bir kez daha ikiye böldüm ve yerinde duramayan ikiliye fırlattım.

Kimse bunu beklemediği için kahkaha ve bağırışlar aynı anda yükselirken Hamza son anda eğilerek tebeşirimden kaçındı. O bile inanamıyordu bunu yaptığıma, suratından anladım. Sinsice gülerken, "Artık yediniz. Aklındaki planları iptal et bakalım." derken yerimden kalkmış ve sandalyeme doğru ilerlemiştim. Hamza, "Off hocam yaa..." derken sınıftan bağırış çağırışlar gelmeye devam ediyordu. Herkes nasıl oluyorsa birbirini tanıyor gibiydi -şehir küçüktü belki ondandı- o yüzden laflar geçmişe dokundurmalıydı.

Öğretmen masamın önünde oturan Hümeyra arka tarafa burun kıvırarak bakarken, "Hocam kusura bakmayın." demişti. Sınıfa ilk girdiğim andan beri heyecanla izleyen kıza bakarken gülümsedim ve yoklama tarafını açarken, "Bu günlük izin veriyorum sadece. Kendimden bildiğim için size bir kıyağım olarak düşünün." derken gözlerimi otuz isim üstünde gezdirmiştim. Beklediğimden az öğrencim vardı.

"Ay hocam iyi ki bizim sınıf hocamızsınız ya." diye mırıldandı Ecem. Sınıfı gözlerimle sayarken Ecem'e yan bir bakış attım. Birkaç kişi hariç hepsi kendi aralarında sohbete dalmıştı. Ecem ve Hümeyra yan yana oturuyorlardı. Bir de diğer sıranın ilkinde oturanlar bizi dinliyordu. Zayıf ve erkek olan Cihan'dı. Diğer biraz iri olan ise Kazım. Cihan gözlük takıyordu ve önünde bir defter duruyordu. Sınıfın çoğunda yokken onun açması derslerine önem veren biri olduğunu anlamamı sağladı. Gülümsedim ve Ecem'e döndüm. "Rahat biri olarak göründüğüm içinse hiç sevinmeyin Ecem." dedim sinsi bir sesle. Sınıf şuan otuz kişiydi yani eksik yoktu. Yine de dersin bitmesine yakın yoklama alacaktım.

KARA GECENİN GÜNÜ AYMAZ | bxbWhere stories live. Discover now