14. BİNGÖL OLAYLARI

1.5K 156 97
                                    

Aile üyeleri arasında her zaman mükemmel bir ilişki olması mümkün değildi.

Yapım gereği herkesle iyi anlaşabilen biriydim. Çıkarlarını önde tutan aile üyelerim hatta annem ve babam bile iyi anlaşacağı üyeleri seçerdi. Fakat ben hiçbir zaman seçmemiş, herkese aynı oranda iyi davranmıştım. Buna Erkan da dahildi.

Erkan, evlilik dışı bir çocuk olduğu için kabul edilmesi zor bir çocuktu. Zaten çok sonradan soyada sahip olabilmişti. Annem ve babam benim pozisyonumu elimden alma ihtimalinin farkında olduğu için Erkan'ı sevmemişlerdi. Soyadını almasına karşı çıkan gruptalardı hatta.

Şu işe bak, her şeyi bir kenara itip bütün gücü altın tepside Erkan'a sunan bendim. Onların korkularını Erkan değil ben yaşatmıştım.

Vedat Karaul denilen adama bakarken ikili arasındaki ilişkinin kötü olduğunu görebiliyordum. İhsan'ın vücut tepkileri bile her şeyi gösteriyordu.

Vedat bana bakmadı bile. Sadece kuzenine bakarak sırıttı ve, "Seni defalarca aradım kuzen. Bir açsaydın keşke, belki biri öldü?"

İhsan düşmek üzere olan kitabı yerine ittirirken bir adımla Vedat'a yaklaşmıştı. Bir adım geriledim. Elimdeki aşçılıkla ilgili kitabı sıkarken gözlerim ikisi arasında gidip geldi. Kendi ailemden gördüğüm düşmanca bakışlar şimdi ikisinin gözünde körüklenmişti.

Evet, Vedat sırıtsa bile İhsan'dan nefret ettiğini gizlemiyordu.

"Ölebilecek sadece iki kişi var onlar da umurumda değil." diye mırıldandı acımasız bir sesle İhsan. Sözleri anlamlandıramazken aşkınca İhsan'a baktım. Bu kadar acımasız sözleri sarf etmesini beklemiyordum

Ailesini sevmiyordu.

Vedat bu sefer sinirle büktü ağzını. Çenesi gerilmişti. "Saygısız piç. Hep böyleydin! Dedemiz senin adını sayıklayıp duruyor, dediklerine bak!" İhsan'a ettiği küfür sinirimi bozdu. Açık yeşilleri ile İhsan'a olan iğrenç bakışlarını gördükçe daha da sinirlendiğimi hissettim.

İhsan piç deme hakkını nerden buluyordu bu adam?

"Kes sesini Vedat! Dua et yalnız değilim yoksa çoktan kırmıştım o çeneni. Eğer yine benden dayak yemek istemiyorsan siktir git şuradan!"

İhsan bir eliyle onu geri ittirirken tehditkar bir biçimde konuşmuştu. Vedat geriye sendelerken İhsan'ın ettiği laflara gözlerini kıstı. Bakışları bana kayarken yeni fark etmiş gibi duruyordu. Baştan ayağı incelemesini rahatsızca kıpırdanarak izledim. Yargılayıcı bakışlarını oymak istiyordum.

Ağzının içinde kürtçe bir şeyler mırıldandı. Kaşlarım çatık onu izlerken İhsan onu yakasından kavradı ve, "Düzgün konuş!" diye tehdit etti onu sarsarak. Vedat, ondan daha sıska kaldığı için kum çuvalı gibi bir o yana bir bu yana sallayabiliyordu İhsan. Bana ne dediğini bilmiyordum ama kötü hissettirdi. İhsan aşırı öfkeli duruyordu.

"Şimdi de gavurlarla mı arkadaşlık ediyorsun İhsan efendi? Korucu olman yetmedi bir de yabancılarla takılıyorsun! Utanmaz herif, bir dedeme anlatamadık ne halt olduğunu." derken o kadar iğrenç bakıyordu ki İhsan'a, araya girip gözüne bir tane çakasım geldi. Sanki dünyadaki en büyük suçu işleyen İhsandı. Korucu olmasını suç olarak sayması ilgimi çekerken bu Karaul ailesinin nasıl bir aile olduğunu ilk kez merak ettim.

"Yalnız ben öğretmenim." diye araya girdim. Kendimi tutamadım. Bu vasıfsızdan daha önemli biri olduğumu düşünüyordum. Hakaret etmesine izin veremezdim. Yakası İhsan tarafından tutulan adama bir adım yaklaşırken çenemi dikerek devam ettim. "Ayrıca Türküm beyefendi. Gavur olsam bile sizi ilgilendirmezdi. Bir daha benim hakkımda ileri geri konuşup hakaret ederseniz resmi mercilere başvururum. Sizin için iyi olmaz." derken daha önce hakaret davası açmanın verdiği rahatlığı yaşıyordum.

KARA GECENİN GÜNÜ AYMAZ | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin