KAR ÇİÇEĞİ

《 35. Bölüm 》

Selamın aleyküm kar çiçeklerim 🙋‍♀️

Sembolümüzü alabilir miyim ❄

Keyifli Okumalar...

♡

Sabah gözlerimi Demir'in kollarında açtığımda yüzümde büyük bir tebessüm oluşmuştu. Sabah ezanını duymamla usulca Demir'in kollarından çıktım. Banyo da abdestimi alıp salona geçerken sessiz olmaya çalışıyordum uyanmaması için ama Demir'in "Güzelim." Diyen uyku mahmuru sesini duyunca içim sıcacık oldu. Başımda ki şalı düzeltirken "Canım." Diye mırıldandım.

Koltukta toparlanırken "Günaydın." Dedi karanlık havaya bakarak. Bu haline kıkırdayarak "Daha çok erken sen biraz daha uyu namazımı kılıp geleceğim." Dediğimde ne dediğimi bile anladığından emin olamazken onaylayıp gitti. Namazımı kıldıktan sonra mutfağa bakmaya gittiğimde hazırlayacak hiçbir şeyin malzemenin bile olmadığını görünce üst kata odaya çıktım.

Odaya girdiğimde Demir yüz üstü yatıyordu. Çok güzel görünüyordu. Gülümseyerek yanına gidip "Demir ben eve geçip hayvanlarımın yemini vereceğim, sende sporunu yaptıktan sonra alışverişe gider misin? Misafirin için hiçbir şey yok." Dediğimde tek gözünü aralayarak bana bakıp "Tamam bebeğim giderim ben." Dedi.

Yataktan çıkmak için hareket edecekken belime doladığı kolu ile yanına çektiğinde gözlerim şaşkınlıkla ve heyecanla deli gibi çarpmaya başladı. Nefesim kesilirken "Günaydın demeden mi gidiyorsun." Dediğinde boynuna sımsıkı sarılıp "Günaydın iki gözüm." Dedim mırıl mırıl bir sesle.

Demir derince iç çekerken ondan ayrılıp yanan yanaklarımla koşarcasına çıktım evden. Hemen karşıya geçip eve girdiğimde bebeklerimin çoktan uyandığını gördüm. Yemeklerini verdikten sonra duşa girip çıktım ve mutfağa girip güzel bir börek yaptım. Beğenir inşallah. Tamam güzel yemek yapıyordum ama Demir'in yakını olduğu için beni sevmeyebilirdi ve bu beni geriyordu.

Demir sporunu bitirince bana anahtarı getirip Elvin gelirse içeri alır mısın demişti ve bende onaylamıştım hızla. Mutfağa geçip Börekleri bir tepsiye dizerken dışarıdan bir araba sesi duyduğumda cama koştum baktım, genç bir kız gördüm. Misafirin o olduğunu anlayınca hızla mutfakta ki üzerini kapattığım böreği alıp montumu da giyip çıktım dışarı.

Kapının önünde sinirle söylediği sözleri duyunca şaşkınlıktan ve kızarmaktan ağzım bir karış açıldı. " Sikeceğim ha belanı Demir. Geleceğimi bilmiyor musun amına koyduğum." Erkeklerin küfür etmesi iğrençken kadınların da etmesi daha iğrençti bence. Hiç yakışıyor muydu ki ne kadar da güzel bir kızdı. Hareketleri biraz beni korkuttuğu için sessizce mırıldandım. "Şey, Demir'e bakmıştınız?"

Sesimle beraber bakışları bana döndüğünde gözlerinin buz gibi mavisi safirlerimle çarpıştı. Beni öylece incelemeye başladığında üzerimde ki pembe kazağıma ve siyah taytıma pis bir şeye bakar gibi bakıyordu. Kabanımı bile gözden geçirdiğinde huzursuzluğum arttı iyice. Onun üzerinde ince bir siyah tişört ve kot vardı. Yüzü ve özellikle saçları çok güzeldi. Boyu benden uzun ve oldukça kıvrımlıydı.

Soğuk bakışları gözlerimi delip geçerken " Nerde o hıyar?" dediğinde dudaklarım şaşkınlık ile aralandı. Gözlerim de eş zamanlı olarak benden bağımsız irileşirken bu kadar kötü bir kelimeyi neden basit bir kelime gibi söylediğini anlamadım. Yanaklarım kıpkırmızı olurken "Bir misafiri gelecekmiş de onun için alışverişe gitmişti." Dedim hala şaşkınlığımı atamadan.

Misafirin o olduğunun farkındaydım Demir'i alışverişe gönderen kişi de bendim ama kadın bana öyle garip davranıyordu ki ne diyeceğimi yapacağımı birbirine karıştırmıştım. Gözlerini devirerek "Ne gerek varsa amına koyum sanki kraliyette doğduk. O elinde ki ne?" diye sorup tepsiyi çekip elimden aldığında ağzım şaşkınlıkla tekrar açıldı.