《 18.Bölüm 》

574 64 153
                                    


Selamın aleyküm kar çiçeklerim 🙋‍♀️

Sembolümüzü alayım hemen ❄💕

Multi: Güneş Lara Soykan

Keyifli Okumalar...

❄💕

Nefret? Ne denli büyük bir duygu öyle değil mi? Hayatınız nefrete dayalı geçmişse sevgiyi hiç tatmamışsınız demektir çünkü nefret ve sevgi aynı yerde olmazdı. Hayatım boyunca belki çoğu kişiye gülünç gelecek ama benim için büyük olan sorunlarla uğraşmıştım ancak ne olursa olsun gülmeyi bırakmamış, hiç nefret edememiştim.

İlkokulda ezik dediler vurup düşürdüler benimle dalga geçtiler hakaret ettiler ağladım, üzüldüm ama eve gelince anneme belli etmemek için güldüm.

Ortaokula geçtim bu sefer gözlerin çok çirkin, bakmaya dayanamıyorum dediler diş tellerimle alay edip beni herkesin içinde küçük düşürdüler. Tüm okulun önünde üzerime yumurta atılar un attılar güldüler. Ben yine ağladım gözlerimi saklamak istedim kimseye bakamaz oldum ama Uraz'ın Cemre'nin yanına gelince yine güldüm.

Lisede bir çocuğa aşık oldum. Ya da olduğumu sandım. Çok yakışıklıydı hani filmlerde kitaplarda olur ya böyle herkesin hayran olduğu kızların peşinde koştuğu işte öyleydi. Çok güzel seviyordum uzaktan. Neyi sevdiğini saat kaçta kahve içip kahveyi nasıl sevdiğini yüz mimiklerinden duygu durumunu el kol hareketlerinden ne hissettiğini... Her şeyini biliyordum. Ona şiirler yazardım kendi halimde.

Bir gün kafeteryada onun grubundan olan kız bana sataşmak için masama gelmişti. Ha söylemeyi unuttum ben lisede de eziktim...

O gün kız benimle dalga geçmiş grubu da gülmüştü o çocuk dışında... Masamda ki kitapları defterleri düşürdüğünde dosyamda ki Tolga için yazdığım şiirler bir bir dağılmıştı. Daha ben toplayamadan kız onları almış yüksek sesle okumuştu ve tüm okula rezil etmişti. Başımı yerden kaldıramamış utancımdan yerin dibine girmek istemiştim. Oysa utanılacak bir şey yapmamıştım.

Sadece... Sevmiştim.

Kimseye zararım olmamıştı ki benim. Ben kendi halimde severek mutlu oluyordum. O güldüğünde gülüyor, üzüldüğünde üzülüyordum.

Hepsi bana gülerken benim gözyaşlarım yine yüzümden akmaya başlamıştı o sıra yerdeki tüm şiirleri toplayan kişi Tolga'ydı. Beni yerden kaldırmış kitap ve defterlerimi verirken şiirlerimi alarak çenemi kaldırmış benimle göz göze gelmişti. O güzel gülümsemesi ile " Bunlar bana ait sanırım. Bende kalmasında bir sakınca var mı?" dediğinde ne diyeceğimi bilmez şekilde başımı iki yana sallamıştım şaşkınlık ile.

Masmavi gözleri ile bana ışıl ışıl bakmış gözyaşımı sildikten sonra gitmişti.

Ondan sonra aylarca sen kim Tolga kim iye dalga geçilse bile ben şiirlerimi almış olmasını düşünüp yine gülmüştüm.

Ve asıl önemli olanı ne biliyor musunuz? Hiç birinden nefret edip intikam almaya çalışmadım.

Aksine neden böyle davrandıklarını araştırmaya başladım. İnsanların ailelerinde ki olayları arkadaş çevresinden veya toplum içinde ki konumunu belli etme gereği duyduğunu öğrendim. Daha fazla ilgimi çekti. İnsan psikolojisi ile ilgili onlarca kitap bitirdim birçok psikiyatrist ve psikologla insanlar hakkında konuştum ve üniversitede tıp seçme sebebim oldular.

İnsanlarla ilgilenmek, ruh hallerini analiz etmek istiyordum, onları anlamak yardımcı olmak istiyordum ve bunu yapacaktım.

Şimdi ben bütün bu nefret meselesini neden anlattım ya da başıma gelen onca şeyi neden söyledim güldüğümü niye anlattım bana salak demeniz için mi? Hayır.

KAR ÇİÇEĞİWhere stories live. Discover now