《 30. Bölüm 》

440 48 0
                                    


Selamın aleyküm kar çiçeklerim 🙋‍♀️

Sembolümüzü alabilir miyim ❄

Keyifli Okumalar...


Girdiğim şoktan çıkamazken nefes almayı unutmuş gibiydim. Demir bana evlenme teklifi etmişti hem de damdan düşer gibi bir anda. Beni kalp hastası yapacaktı bu adam. Bana hevesle bakarken yutkunarak "Demir," dedim nasıl devam etmem gerektiğini bilemeden. Demir umutlu gözlerle yüzüme bakarken "Efendim güzelim." Dediğinde güçlükle konuştum. "Daha ben seni o kadar tanımıyorum ki."

Demir'in güzel bal rengine çalan kahve gözleri durgunlaşırken umutlu bakışının paramparça olduğunu görmek telaşa düşmeme neden oldu. Benden uzaklaşmasına izin vermeden yüzünü avucumun içine alarak "Bak sana olan hislerimin boyutu yok, kendi içimde ki senden delicesine korkuyorum. Bu hoşlantı değil, sevgi değil, aşk değil bu bambaşka bir his. Bunun tarifini yapmaya kelimelerim yetmez." Dedim hızla.

Işığı sönen gözleri tekrar parlarken "Senin dışında biriyle evlenmeyi düşünmeyi bırak aklımın ucuna bile gelmiyor zaten. Varsa yoksa sen, her anımda her zaman sen. Elbette evlenirim seninle ama şu an bizim için daha erken." Dediğimde anlayışla başını salladı. "Biliyorsun Demirim, sen beni yıllardır tanıdığın için eminsin ama ben daha tam tanımıyorum ki. Yeni yeni alışıyorum bu hislere. Korkuyorum da bu kadar her yanımı sarmış olmandan. Aklım, kalbim, ruhum ve hatta bedenim her şeyiyle seni istiyor."

Demir sertçe yutkunurken ben bunları söylemenin utancıyla yanıyordum ama beni yanlış anlamasını onu istemediğimi ya da ona güvenmediğimi düşünmesini istemiyordum. Eğilip alnına bir buse bırakırken "Zamanı gelince elbette karın olmayı çok isterim. Beni anlıyorsun değil mi?" dedim sakin bir sesle.

Demir gülümseyerek "Her sözünle, her davranışınla beni nasıl kendine daha fazla bağlayabiliyorsun inan anlamıyorum. Haklısın güzelim beni daha tam tanımıyorsun." Dediğinde yüzünde ki gülüş soldu. Onu tekrar çekip sıkıca sarılırken "Tanırım, tanısam da bir şey değişmeyecek ki hep böyle olacağız." Dedim kendimden emin bir ifadeyle ama Demir sessiz kalmıştı.

Bana anlatmak istediği ama çekindiği bir şeylerin olduğunun farkındayım. Yine de üzerine gidip daraltmak daha da sıkmak istemiyordum. Bir süre sonra Demir'in düzenli nefes alışlarını duyduğumda bende gülümseyerek gözlerimi kapatıp yastığa koydum başımı. Onun benim kokumla uyuyabildiği gibi bende onun kokusuyla mayışıyordum. Çok geçmeden de kendimi karanlığa kapılırken buldum.

*

Sabah namazına uyandığımda Demir yanımda değildi ve ben yatağımdaydım. Dudaklarımı büzerek yataktan kalkmadan yan yastığıma baktığımda bıraktığı notu ve gülü görünce gülümsedim. Notu heyecanla alırken komodinin üzerinde ki lambayı yakmayı unutmadım.

"Günaydın güzel gözlüm, günümü güzelleştiren Güneşim. Güzel kokundan erken ayrılmak durumunda kaldım annem rahatsızlanmış kusura bakma."

Okuduğum not ile kalbim korkuyla kasıldı ciddi bir şeyi yoktur değil mi annesinin. Bana ilk kez ismimi söylemesinin şokunu dahi yaşayamadan merakla telefonumu elime alıp hemen Demir'i aradım. İkinci çalışta açılan telefonla "Safirim." Diyen iç çekişini duydum. Üzüntüsüne içim daha da sıkılırken "Demir annen nasıl neyi var? İyi mi şimdi? Neredesin? Hastanedeysen geleyim mi?" diye sıraladım peş peşe soruları.

Demir sakin bir sesle "Önemli bir şey yok güzelim evdeyiz şimdi. Anneme ilik nakli yapıldı, hala uyum aşamasında o yüzden arada ateşleniyor." Dediğinde bir nefes bıraktım. Allah annesine yardım etsin İnşallah onlar bizim baş tacımızdı. Öyle deyince aklıma gelenle birlikte Aysel teyzeyi de merak etmeden duramadım. Bende ona ilik vermiştim durumu nasıldı acaba?

KAR ÇİÇEĞİWhere stories live. Discover now