Katil Mi?

184 49 131
                                    

 "Sen ciddi misin?"

Reyna'nın yaşadığı şaşkınlık bir anlığına da olsa yüzüne vurmuşken Ren, kendinden emin bir tavırla cevap verdi.

"Hem de oldukça. Bu konuda ben bile şaka yapmam. Üstelik Zaina az önce binaya giriş yapan birkaç kişiyi bildirdi, kim oldukları hakkında bir tahminin var mı?"

Reyna kollarını birleştirip "Onlar mı, şimdiden mi? Dur, olayı özetleyelim. Yalnızca birkaç dakika önce dört büyük liderden Rowan'ın sağkolu öldürüldü. Diğer taraftan da daha müzayedeye bir hafta olmasına rağmen Asin ve Orion haber verme gereği duymadan buraya geldi. Muhtemelen olaydan haberleri yok, aksi takdirde kimseye görünmeden geri dönerlerdi. Ayrıca, haber ağın şaşırtıcı bir şekilde hızlanmış," dedi.

Ren, Reyna'nın tahmininin doğru olmasını oldukça normal karşılayarak başını salladı.

"Doğru ve bir şey olduğunda diğerlerinden sonra o olayı öğrenirsen bana kızıyorsun, tabii ki de hızlanmak zorundaydım."

Reyna böyle bir yanıta sadece alaycı gülümsemesiyle karşılık verdi.

Ren etrafa ufak bir bakış attıktan sonra merakını gizlemiş olmayı umarak rahat bir tavırla "Ee, siz ne hakkında konuştunuz?" diye sordu.

Reyna yanından geçtikleri her dükkân ve müşteriye dikkatle bakarken "Louis'le mi? Hiç, sadece önemsiz şeyler. Şimdilik gözlem yapalım, ileride işimize yarayacak bir müşteri, en azından o potansiyeli taşıyor, anlarsın ya," dedi ardından aklına gelen şeyle hızla Ren'e döndü.

"Asıl sorulması gereken şey, bir grup öğrencinin buraya nasıl geldiği, gerçi önceliğin cinayet meselesi. Hızlansan iyi olur, bugünkü olay tamamen beklenmedikti. Hangi aptalın bölge liderlerine bulaştığını çözmek için toplanmamız gerekeceği su götürmez bir gerçek. Şimdi, diğer bölgelerden gelen haberleri takip et ve şu zorba takımının burayı nasıl bulduklarını araştır. Ayaktakımını kendi bölgemde istemiyorum, zaten yeterince yokmuş gibi... Asin'e de odamda olduğumu söylemeyi unutma. Bakalım yeraltı güzeli bu sefer ne isteyecek."

Ren hiç vakit kaybetmeden işe koyuldu. Hızlı adımlarla Asin'in, bir diğer değişle dört büyük liderdeki strateji uzmanının, yanına gitti. Konuşmaya başlamadan önce ensesine dek uzanan siyah saçlarını hızlıca karıştırdı.

"Patron sizi odasında bekliyor."

Asin, duruşuyla bile ortamın havasını değiştirecek türden bir kadındı. Ciddiyetiyle tanınan liderin en büyük eğlencesiyse hiç şüphesiz Kâbuslar Şehri'nin varlığı. Her seferinde sinirlendiği durumsa, Ren gibi birini kendi grubuna dâhil edemeyişiydi diyebiliriz. Bu dünyada tek başına güçlü olmanın yeterli olmadığına inanıyor. Bu sebeple de yanında yer alan insanların varlığı onun için çok önemlidir. Hatta belki de her şeyden fazla.

"Sana da selam Ren. Yüzündeki memnuniyetsizliği saklamak için biraz da olsa çaba sarf etmen gerekmez mi? Her seferinde aynı manzarayla karşılaşmak zaman zaman rahatsız edici olabiliyor."

Bu sözlerin üzerine Ren, yüzüne sahte bir tebessüm yerleştirdiğinde, Asin yürümeye başladı ve sakince, bir o kadar da umursamazca "Boşversene..." demekle yetindi.

İçeriye girdiklerinden beri Asin'i bir an olsun yalnız bırakmayan Orion'sa Ren'e ufak bir baş selamı verip Asin'i takip etmeye devam etti.

Asansöre yöneldiklerinde Ren de onlarla birlikte en üst kata çıktı. Uzun ve geniş koridorda onlardan başka hiç kimse yoktu. Attıkları her adım etrafta yankılanırken, kapıya yaklaştıkça da insan gözünü neredeyse kör edecek kadar parlak olan ışıklar, giderek azalmış ve en nihayetinde loş bir ortama ev sahipliği yapmaya başlamıştı.

Başlangıcın SonuWhere stories live. Discover now