Misafir

117 28 42
                                    


Güneş batmak üzereydi ve gökyüzü, dalga misali gelen renk cümbüşüyle boyanmıştı. Ren ve Reyna Kâbuslar Şehri'ne geri dönerlerken sokaktaki çoğu iş yeri kepenklerini yeni yeni açıyordu. Birkaç saat öncesinde yakalandıkları sağanak yağmurla Ren, Reyna'ya imalı bakışlar atmayı ve elbette bu konu hakkında ona sataşmayı ihmal etmemişti. Reyna ise hem yorgun hem de keyifli bir şekilde yol boyu onu dinlemiş, her yediği lafla da gözlerini devirmişti. Geçtikleri son birkaç sokağın ardından sessizliğe gömüldükleri sırada Reyna'nın gözüne bir şey, daha doğrusu birisi takılmıştı.

Kâbuslar Şehri girilmesi yasak olan bir ormanın hemen önünde, geniş ve çıkmaz bir sokağın sonunda bulunuyordu. Görkemli, kilometrelerce öteden bile fark edilmesini sağlayan yapısı ve ince işçiliği, orayı herkesin odak noktası yapıyordu. Fakat böylesine dikkat çeken bir yeri gizlice gözetlemek istiyorsanız, Kâbuslar Şehri'nin en yakınındaki dükkânlardan birinde oyalanıp, Kâbuslar Şehri'ne sık sık büyük bir panik eşliğinde bakmanız tabii ki de akıl kârı değildir. Ne var ki saklanma konusunda bu denli beceriksiz olan birisi gerçekten vardı.

Reyna, Ren'i dirseğiyle dürtüp başıyla ilerideki bir yeri işaret eder etmez, yüzünde büyüyen gülümsemesiyle adımlarını hızlandırdı. Oluşmuş ufak su birikintilerine basmamaya özen göstererek birkaç büyük adımda Louis'in yanına vardı. Louis pürdikkat Kâbuslar Şehri'ne bakarken Reyna'nın birdenbire "Selam!" demesiyle olduğu yerde sıçramıştı.

Birkaç saniyelik şaşkınlık, kalbinin hızla çarpmasına yol açmıştı. Louis yakalanmış olduğu gerçeğiyle telaşlansa da yakalandığı kişinin Reyna olması onu az da olsa rahatlatmıştı. Aslında bir yandan buna anlam da veremedi, sonuçta Reyna sadece bir kez karşılaştığı birisiydi ve o tek görüşmenin çok da normal geçtiği söylenemezdi. Bir bakıma zaten tam da bu yüzden buradaydı ya. Geçen sefer sormak istediği şeyi dile getiremediği ve merakına yenik düştüğü için buraya gelmeye karar vermişti.

Reyna karşısındaki genci hızla süzdükten sonra "Buraya yeniden gelecek kadar aptal olmanı beklememiştim," dedi. Eğer dudaklarındaki tebessümü olmasaydı Louis kendini daha az kötü hissedebilirdi. Hatta yüzündeki ifadeyi gördükten sonra böyle bir şeyi duymasına bile gerek kalmazdı.

Louis bir elini ensesindeki saçlarına götürürken "Seninle konuşmak istedim, o söylediklerinden sonra hiçbir şey olmamış gibi hayatıma devam etmem mi gerekiyordu?" diye söylendi.

Reyna'nın gülüşü sanki mümkünmüşçesine daha da alaycı bir hal alırken "Tam olarak evet! Neyse, gel hadi burada ne yapıyorsun? Biraz daha bu şekilde davransaydın sokağın başındaki çete üyelerini şüphelendirebilirdin," dedi.

Louis şok olmuş bir halde Reyna'yı takip edip silah dükkânından çıkarken Ren'in onları beklediğini gördü. Louis duruşunu düzeltip sırtını dikleştirdi ve hafifçe boğazını temizledi.

Kâbuslar Şehri'ne doğru giderlerken Ren'in kim olduğunu çözmeye çalışıyordu. Geçen sefer Reyna gittikten sonra ne yapacağını bilemez halde dolaşırken Ren, onu bulup çıkışa kadar ona eşlik etmişti. İsmini henüz bilmese de Reyna'yla yakın olduğu çıkarımına varması ve onun için çalıştığını tahmin etmesi zor değildi.

Reyna büyük, çift kanatlı kapının aksine farklı bir yere yöneldiğinde Louis kafa karışıklığıyla "İçeriye girmeyecek miyiz?" diye sordu.

Ren elleri cebinde ilerlerken "Senin önceden girdiğin kapı sadece gece yarısı açılıyor. Kâbuslar Şehri'nin 5 farklı giriş ve çıkışı var, şu an sadece bizim kullandığımız kapıdan geçeceğiz. Bu da diğer kapı gibi zemin kata açılıyor," diye açıkladı.

Başlangıcın SonuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin