Arya

429 17 0
                                    

bölüme geçmeden önce belirtmek istiyorum ki bölümleri sonradan okumaya başlayıp ( daha önce de okuyan) hala da okumaya devam eden bir kesim var ve ben onlara çok teşekkür ediyorum :*

"lanet olsun!" elimi başıma götürerek gözlerimi araladım. sanki birisi beynime matkap sokuyormuş gibi bir acı vardı kafamda. bir kaç saniye sonra bayıldığımı anladım. bu çok sık olmazdı. dizlerimin titremesine rağmen ayağa kalkabildim. herhangi bir şey görme riskini göze alamayıp aynadan gözlerimi olabildiğince uzak tuttum.

buradan bir an önce çıkmam gerekiyordu.

sendeleyerek kapıya ulaştım. adımlarımı dikkatli atmam gerektiğinin farkındaydım.

her şey bitmişti. beni terk etmişti. içimde bir boşluk vardı şimdi. kalbimin olması gereken yerde koca bir boşluk. aşk ile kalbimi yakacak bir Ateş yoktu artık. Artık ne arkadaşım kalmıştı ne ailem ne de sevgilim. yapayanlız olmuştum. tıpkı istediğin gibi.

oysa benim istediğim bu değildi. benim istediğim... sen ne istediğini bile bilmiyorsun. senden utanıyorum! 

evet. ben de kendimden utanıyorum.

yalnızlık hiç de sanıldığı gibi değilmiş. düşüyorsun ve seni kaldıran olmuyor. bu da seni daha güçlü yaptığı gibi vahşi ve yabancı kılıyor. sonunda da yalnızlıktan deliriyorsun işte.

istediğin bu muydu!

"evet! istediğim buydu! yalnızlıktan gebermek! ah! kendi kendime hesap veriyorum!"

ileride 3 kişiden oluşan kampçılar beni izliyordu.

"siz neye bakıyorsunuz öyle!" diye tısladım. arkalarına bakmadan uzaklaştılar. içimden bir ses eğer aynaya baksaydım nedenini anlayacağımı söylüyordu.

bir zamanlar çok güzeldim, sevdiklerim yanımdaydı şimdi değil.  Şimdi hiçbir şey kalmadı bana. karanlıkta beni takip ettiğini bildiğim gölgeler dışında.

"ateş! geri dön!" umudun değil, çaresizliğin sesiydi bu. geri dönmeyeceğini bilmeme rağmen üstelik.

*****

tereddütle kapıyı çaldım. beni içeri alacağını zaten biliyordum. yoksa buraya kadar gelmeme bile izin vermezdi.

kapı açılırken derin bir nefes aldım. uzun zaman olmuştu. içinde olduğu kişinin aksini yansıtan sesini duydum.

"hoşgeldin"

oda aynı hatırladığım gibiydi. alya herzamanki gibi cam kenarındaki sandalyesinde oturmuş sigarasını içiyordu. büyümüş, elmacık kemikleri belirginleşmişti. ama hala bana benziyordu. benzemek zorundaydı.

sigarasını söndürüp ayağa kalktı.

"oldu değil mi? ben haklı çıktım."

bakışlarımı kaçırdım. olmuştu. o haklı çıkmıştı. 

"elbette ben haklı çıktım! sana onların bizi anlayamayacağından bahsetmiştim. ama sen beni hiç dinlemedin ki!" küllüğü duvara fırlattı.

"ya ne yapsaydım! senin gibi yalnızlıktan çürümeyi mi bekleseydim!"

tam önümde durdu. gözlerindeki hissizliğin arkasında hep bir pişmanlık vardı. sadecee gözlerimiz aynı değildi bizim kaderimiz de aynıydı.

"bazen tehlikelerin asla dışarı salınmaması gerekir."

bileğini sertçe tuttum.

"bırak da buna tehlikedekiler karar versin tehlike değil!" diye tısladım. Biz birbirimizin arkasını hep korurduk. hislerimiz de aynıydı. yalan söylediğini çok iyi biliyordum. o asla insanları düşünmezdi. o hep zayıf olan karakter olmuştu. ben mutluluğu ve dayanıklılığı bir bedende barındırırken o zayıflığını hissizliğiyle gizlemişti. onun duyguları hep ağır basıyordu oysa ben vazgeçmeyi biliyordum. yanına iyice sokuldum.

"kendini böyle yıpratma. her şey bir yana sen benim kardeşim, ikizimsin! her zaman burda olduğunu bildiğim tek insansın Alya. seni kaybedemem!"

gardını indirdi. gözleri pişmanlıkla doldu.

"bazı şeyler asla geri alınamaz sadece saklanmaya çalışılır. sen nasıl kimseye esas adını söyleyemiyorsan ben de öyle tekrardan hayatıma devam edemem."

gözlerimi kaçırdım.

"aynı şey değil..."

"ah! aynı şey."

derin bir nefes aldım. ona ihtiyacım vardı.

"adımı söyleyeceğim ve sen de yapman gerekeni yapacaksın. uzun bir süre önce yapman gerekeni." itiraz edecekken ses tonumdaki kararlılığı fark edip sustu. gardını tekrar kuşanmıştı.

"blöf yapıyorsun!"

"blöf yapılacak bir şey yok senin için Alya! Sadece senin için."

elleriyle saçlarını çekti. odada volta atmaya başladı.

"ama bu çok büyük bir fedakarlık!"

"Alya senden başka kimsem kalmadı!" diye yalvardım. kimsem kalmamıştı artık. gülümsedi.

"tamam adın sende kalsın yardım edeceğim arya"

psikopat ve sadistHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin