karanlık

807 12 22
                                    

ben veda edemem. sevmem öyle şeyleri yapamam yani. sizlere veda etmeyeceğim bu yüzden. kitabımı okuduğunuz için ya da o her birini severek okuduğum, cevapladığım yorumlarınıza da teşekkür etmeyeceğim. bencilim çünkü biraz ben, hatta baya. bencilim yani. erica pişman. böyle olduğu için bende pişmanım. iyi okumalar

***

ışık yakınımdaydı ve gittikçe yaklaşıyordu. her adımımda biraz daha huzur buldum derken ışık kesildi. karanlıktaydım. yok oluyordum. yok oluyorduk. ölümün çığlığı kulaklarımızı sağır etmişti. ellerimizden kayıp giden ruhunu, bedeniyle tutamamıştık. tutamıyorduk. kimseleşmiştik. zaman kavramı yok olmuştu. ruh bizi de beraberinde almıştı. ölümün sesi ve sessizliği bir olmuştu. yıkılmıştık. zıtlıklar ve eşlikler... her şey iç içeydi. tam anlamıyla boktan bir durumdaydık. soğuktum. elini kalbime daldırmış ve orda ne kaldıysa almıştı benden. her şeyi. ölüyordum. ölmüştü. ölmüş müydü?

sahi ben yaşıyor muydum ki? başım döndü. çok fazlaydı. bu kadarı çok fazlaydı! çığlık attım. tüm ölüm sessizliğini yaran benim sesimdi. onu almıştı. orospu çocuğunun teki onu almıştı! kimseye dokunmadım. jiletten tırnaklarımla kazıdım derimi. kanına kanım karıştı. lütfen ölme lütfen! gözyaşlarım kanına karışıyordu. lütfen! hıçkırıklarımın ardı arkası kesilmiyordu. kollarımın arasında mavilerinden gecenin ışığı yansıyordu. Onu sevdiğimi adam akıllı söyleyemeden gidiyordu. Buz gibi teni gerçek olamayacak kadar cansızdı.

nefesim buharlaşırken artık tek yapabildiğim yalvarmaktı. tanrıya! Allah'ım ne olursun onu bana geri ver! vermedi. beyaz bana hiç bu kadar korkunç gelmemişti. Yasın rengi. Acının rengi! Acının rengi olur muydu ki? Tenindeki beyaz acımı körüklüyordu oysa.

bedenini düzgünce yere bıraktım ve yanağına bir buse kondurdum. Bu kadar basit miydi herşey? Canınız bildiklerinizin gitmesi bu kadar kolay mıydı? Hiç mi önemli değildi geriye kalanlar! üzerine damlayan gözyaşımı silip soluk gözlerini kapattım. Öylesine bırakıp gitmeye değer miydi hayat? O halde neden hala burdaydım? Defalarca kez ölüme kucak açmıştım. Ne boynuma bıçak dayamadığım kalmıştı ne de bileğimi kesmediğim. Ama sanırım içlerinde en acı vereni bu olacaktı. Hayata sıkı sıkıya bağlandığın dalın kopup gitmesiyle en dibe düşecektim. Herkes susuyordu şimdi. Ne diyeceklerdi ki zaten. Boşver geçer mi? Geçer miydi? Hayır. Hiçbir şeyin geçtiği yoktu.

Aynaya bakıyormuşum gibiydi. Ölen o değil bendim sanki. Zaten o değil ben olmalıydım. Benim yüzümden ölmemeliydi. Tek suçu bana benzemesiydi. Siktir. Bu daha da yaktı canımı.

geri çekildim ve koştum. Zifiri karanlık gökyüzüne umutla ilerledim. anlayanlar geç kalmıştı. tanrı onu almıştı. şimdide bana kucak açması içi dua ettim ve uçuruma doğru bir adım attım.

Ben uçuruma düşmeyi beklerken yakaladı bileğimi. Kaçamadım. Gözlerine yalvarırcasına baktım.

"Sadece izin ver öleyim. Lütfen!" Buz gibi soğuk çehresinde gözlerinden damlayan bir damla yaş kararımı sorgulattı bana.

"Hayır. intikamını almadan ölecek misin! Bu kadar kolay mı pes etmek! Erica sen böyle bir insan değildin! Sen korkak değildin!" O da ben de bağırıyorduk artık. Acımın dinmesine izin vermedikçe daha da öfkeleniyordum.

"Yeter sus artık! Erica değilim ben! Arya benim adım! Hayatımda, sizin sandığınızın aksine duygularımda yalan! Korkusuz falan değilim ben!" Beni ikna edebileceğini sanıyordu. Biraz daha alçalttı sesini.

"Hiçbirimiz korkusuz değiliz ki! Ya er- arya... beni böylece bırakıp gidecek misin? Hiç mi sevmedin geride bırakacaklarını? Hiç mi önemsemedin? Ya ben! Bu kadar kolay mı beni bırakıp gitmek!" Eli yorulmuştu. Eğer biraz daha boyle durursak eminim ki beni tutamayacaktı. Eğer beni tutamadığı için düşersem biliyorum ki kendini asla affetmezdi. Buna izin veremezdim. Beni yukarı çekmesine izin verdim.

psikopat ve sadistWhere stories live. Discover now