evlilik

822 21 2
                                    

Simsiyah bir gelinliğin içinde gelinliğe tezat oluşturan bembeyaz tenimle ben duruyordum. Bilgenin tüm itirazlarına karşın ateş odaya daldı ve büyülenmiş gözlerle beni süzdü. Nihayet pes eden bilge ikimizi yalnız bıraktı.

"Çok güzel olmuşsun" usulca yanıma yaklaşıp elini yanağıma koydu. Bembeyaz damatlığı içinde yanımda dururken aynada birbirimize baktık. Bizim rengimiz belliydi. Siyah ve beyazdık.

Skayler Grey- I know you çalmaya başladığında gitme vaktimizin geldiğini anlamış olduk. Derin bir nefes alıp elini tuttum ve kapıyı araladım. Salona girmemizle bütün davetlilerin gözleri üzerimize çevrildi. Davetlilerden kastım; magazin, iş arkadaşları, tanımadığımız birçok isim ve kardeşimiz gibi sevdiğimiz insanlar. Bu insanlarla yıllarca sırt sırta savaşmıştık. Ailemiz olmuşlardı. Ve yine ailemiz olarak burdaydılar.

Mum ışıkları arasındaki yoldan ilerleyip salonun ortasına gittik. Bizim düğünümüz ya ilginç olmazsa olmaz zaten. Misafirlerin şaşkın bakışları arasında avucumuzun ortasına gümüş bıçakla kalbin yarısını kazıdık. Sol yarısı bende sağ yarısı ondaydı. Ellerimiz birleştiği vakit kalpler de birleşti.
Dans etmeye başladığımızda kulağıma eğildi.

"Şu düğün hemen bitsin de eve gidelim" eli belimden aşağılara doğru kayarken omzunu uyarırcasına sıktım.

"Misafirleri boşver de magazinlerde manşet olmak istemiyorum. Eline koluna sahip ol." Gözlerini devirdi. Kahkaha atmama engel olamadım. Herkes şaşkınlıkla bizi izlerken canım sıkılmıştı. Şu aptal düğün muhabbeti daha yeni başlamasına rağmen sıkmıştı. Peki ben bu düğün organize edilirken yerimde durmuş muydum? Asla.

Daha şarkı bitmeden çaldığım ıslıkla adamlarım ellerinde yüzlerce yastıkla içeriye girdiler. Katy perry-last friday in night duyulduğunda mikrafonu elime aldım. Peki bu yaptığım gizli organizasyondan bir kişinin dahi haberi var mıydı? Tabiki Hayır!

"Basit bir savaşa ne dersiniz? Silahlarınızı kuşanın yoldaşlarım! Erkekler ve kızlar savaşı başlasın!" Herkes suratıma aptalca bakarken yastığı kaptığım gibi ateşin suratına geçirdim. Dengesini kaybedip yere düşerken bana kızmasını bekledim. Fakat o bunun yerine yanındaki yastığı alıp suratıma fırlattı. Birkaç kadının da benim yaptığımı tekrarladığını gördüm. Daha sonra tüm salonun bir savaş içinde olduğunu gördüm.

Ulaş arkamdan bana saldıracağı sırada meriç yolunu kesti. Kadın dayanışması sonuçta. Her kadın bir feministtir.

Yaklaşık 1 saat kadar süren bir cebelleşmenin ardından erkeklerin beyaz bayrak sallamasıyla düğünü bitirme kararı aldık.
Zaten hiç düğün hayali falan kurmamıştım ben. Benim hiç bembeyaz bir gelinlikle Düşlerimi süsleyen bir prensim yoktu. Hep kaos ve acı vardı. Nihayet birini sevdiğimde ise her sabah ona bir şey olursa diye uyandım. Pişmanlık duyacağım o kadar çok şey yaptım ki gecelerim gündüzüme karıştı. Her çocuk gördüğümde çığlıklar doluyordu beynimde. Şimdi keşke desem ne fark ederdi ki. Asla affı olmayacak hatalarım vardı. Bir geçmişim vardı ki içinden kirli ayak izleriyle çıktığım. Ve bu mazide bıraktığım her ayak izi temizlenmeliydi. Ama imkansızdı. Ölen bir çocuğu diriltemezdim. Ölen yüzlerce insanı geri getiremezdim. Bu izlerle yaşayacaktım. Bu da benim cezamdı. Duygusuzken her şey kolaydı oysa şimdi duyguları yeni yeni kabullenmişken pişmanlık vardı bir de. Hepsi üzerime geliyordu. Pişmanlığımı ilk kez Tanrıya anlattım. Vicdanıma dönüp af diledim ve kabul oldu tüm dileklerim.

"Bu düğün saçmalığı bittiğine göre gidebilir miyiz artık karıcığım?" Gözlerimi kısıp elimi göğsüne koydum.

"Gözlerindeki ifade hiç hoş değil." Ne olduğunu anlayamadan beni kucağına alıp dışarı çıkardı.

"Gizli organizasyonlar yapan tek sen değilsin güzelim." Merak duygusu içimi kemirirken sessizligim sadece arabaya binene kadar sürdü.

"Ne yaptın ki?" Ana yola girerken suratıma ciddi misin? Ifadesiyle baktı.

"Gizli kelimesinin sözlük anlamına bir bak istersen." oflayıp arkama yaslandım. Gelinlikle oturmak ne kadar rahatsız edici olsa da zar zor kendimi zapt ettim. Ne kadar aptal bi giysiydi bu böyle? Evimize geldiğimizde anlayamadan suratına baktım. Kapımı açıp inmemi bekledi. Bin bir güçlükle indiğimde elimi tutup kapıyı açtı. Kapıda donakaldım.

Burnuma dolan vanilya kokusuyla mest olmuş bir halde usulca içeriye adımımı attım.

"Ama bu çok güzel!" Duvarda ikimizin anılarından oluşan kocaman bir renk cümbüşü vardı.

"Günlerdir bunun için uğraşıyorum. beğendin mi?"

"Bayıldım."

Gelinliğimin fermuarını açıp yere düşmesini sağladı. Elimi avcuna alıp yatak odasına çıkarttı. Üzerini çıkarıp yatağa yattı beni de kolları arasına aldı. Şaşkınlıkla gözlerimi kırptım.

"Ben daha farklı şeyler bekliyordum." Bu sefer o şaşkınlıkla gözlerini kırptı.

"Bu kadar seks bağımlısı olduğunu bilmiyordum." Sinirle omzuna vurdum.

"Değilim." Sırıtıp kulağıma eğildi.

"Öylesin."

psikopat ve sadistWhere stories live. Discover now