~ hikaye ~

838 24 4
                                    

hayatın bize ne vereceğini bilemeyiz çoğu zaman. mutluluk bir adım uzağımızdayken bu.. "kulağını tut" dediklerinde diğer kulağını tutmana benzer mesela. önemli olan çaba harcanması. 

Bu saçma sorulardan kurtulup yanımda tavanı izleyen ateşe baktım. gözünü kırpmadan bakıyordu.

gözünü kırpmadan? SIKTIIRR!!

"ateeş!!"

diye üzerine abandim. ani bi şokla beni itti.

"noluyo lan!!"

karnına dirseğimi geçirdim.

"öldün sandım gerizekalı! nerdeyse ben ölüyodum!"

"nerdee o günleerr?"

ne dedin?

"ateş sabah sabah siktirtme belanı!!"

"tamam ya şaka yaptk be s.s"

"sen bu emirle çok fazla vakit geçiriyosun."

"dimii"

ateşle kavga edemeyecek kadar yorgun olduğumdan kafamı yeniden yastığa gömdüm.

*****

sessizce anahtarımı alıp evden çıktım. biraz temiz hava iyi gelebilirdi. kulaklığımı takıp sahile doğru yürümeye başladım. sahilde boş bir banka oturdum.

"selam."

kafamı kaldırdığımda benim yaşlarımda sarışın yeşil gözlü çok taş bi cocuk gülümseyerek bana bakıyordu. uzattığı elini sıktım ve en içten gülmümsememle "selam" dedim.

arkasındaki bir grup tip tip bize bakan insanı göste- lan! bunlar bizim okuldaki gerizekalılar? hahahaa.

neyse nerde kalmıştık he onları gösterip

"ımm.. şey biz şişe çevirmece oynuyorduk.. ve ımm.."

"ve sana geldi onlarda sana buraya gelip bana selam vermeni istediler?"

eliyle saçlarını karıştırdı.

"söyledikleri kadar zekiymişsin ama hiçte beklediğim gibi çıkmadın."

"ne bekliyordun?"

dedim tek kaşımı havaya kaldırıp.

"biraz önceki anlatımlarına göre:

-burda sesini değiştirir- kesin seni kesicek. dua etde yanlızca denizdeki balıklara yem etsin gibi şeyler söylediler ve galiba satanistmişsin ama yanılmışlar"

dedi otuziki diş sırıtıp. tutamayip kahkaha attım.

"birincisi aslında seni balıklara yem edicektimde bu kadar tatlı çocuğa yazık olur dedim. ikincisi onlar hiç abartısız haklılar. üçüncüsüde o satanist değil sadist dahi çocuk."

ağzı açık söylediklerimi dinleyen taş çocuğun yanağından makas alıp eve doğru yürümeye başladım.

anahtarı çevirip gördüğüm manzara karşısında şoklarda kaldım. emirle bilge? yok yok ben yanlış gördüm. o zaman karşımdaki ne? istemsizce ağzımdan sesli bir yuh çıktı. bir anda neye uğradığını şaşıran emirin yüzü kıpkırmızı kesildi.

ağzımı tam açtım ki ne diyeceğimi bulamadım.

"Hayırlı olsun."

oha? ciddi misan?

harbiden diye bunu mu demiştim? bu lafım üzerine emir daha da kızardı.

"yakında gökkuşağına bağlamadan ben sussam mı?"

psikopat ve sadistWhere stories live. Discover now