pişmanlık

426 15 0
                                    

önüne düşen saçlarını kulağının arkasına itti.

"şimdi ne yapacağız?" koşmaktan takadimiz kalmamıştı ama bu iş bugün olacaktı o kadar!

"sen kapıda onları oyala. olay falan çıkart. unutma çok pişman bir delisin. kamera nerde?" ceketinin cebinden çıkarıp uzattı.

"bunun işe yarayacağından emin misin?"  elimi omzuna koydum.

"güven bana farkı anlamayacaklar. tıpa tıp aynıyız. unuttun mu?"

gülümsedi ardından koşarak kapıyı çaldı. kapıyı ateş açmıştı. kavga başladığında ne kadar onu izlemek istesem de kendimi ordan uzaklaştırdım. pencerenin demirliklerine tutunarak kendimi yukarı çektim. ayağımı balkon demirlerinden atıp odaya daldım. Şimdi sıra videodaydı. ateşin alya'yı tanımamasını ummaktan başka çarem yoktu. beni dinlemesinin tek yolu bu video olacaktı. tabii onu da kırmazsa!

Kayıt tuşuna bastım.

"burası senin evin ateş. bu eve birde benim gözümden bakmanı istedim." kamerayı odayı görecek şekilde çevirdim. aşağıdan sesimi duymasınlar diye fısıldıyordum.

"burası hiçbir zaman bizim evimiz olmadı. beni anlayamayacağınızı biliyordum. hiçbir şekilde haklı bulunamam çünkü berbat şeyler yaptım. Ama bu benim doğam. söylesene ateş; bir kez dahi bana inanıp da beni düzeltmeye kalktın mı!"

sesim yükseldiğinde sakinleşmek için biraz bekledim. vaktim azalıyordu. sesler kesilmişti.

"demek istediğim şu ki-" cam sesiyle kapıya döndüm. pekala onları oyala derken kastettiğim kesinlikle bu değildi. daha fazla vakit kaybetmeden kameraya döndüm.

"demek istediğim eğer bir kez beni ciddiye alıp dinlemiş olsaydın bunlar olmayacaktı. bu... uyuşturucu gibi. daha fazlasını istiyorsun sürekli. çok fazla! Çok fazla daha fazla! kan! tek istediğin bu oluyor." derin bir nefes aldım.

"keşke böyle olmasaydı. seni iyi tanıyorum. gurur yapıp dönmeyeceksin biliyorum." üzüntü ve keder karıştı. duygularım allak bullaktı. omuzlarımı dikleştirdim.

"ben erica olarak bilinen Arya Güneş. yanlış anlaşılan kız. yeni bir sayfa açayım diye tüm defteri mahfettim ve geri dönüşü yok. sadece şansımı deneyeceğim. beni affeder misin? nerde olacağımı biliyorsun..." diyip kamerayı kapattım.

masadan kağıt kalem alıp "pişmanlık" yazdım. ardından kameranın üzerine yapıştırıp hızla camdan atladım. kimliklerimiz artık açığa çıkabilirdi bir önemi yoktu. alyanın kolunu tutarak koşmaya başladım. arkamda bıraktığım şaşkın bakışların farkındaydım. bir yandan koşuyor bir yandan da sitem ediyordum.

"sana camı kır mı dedik!"

"bilmem farkında mısın ama sesin ta aşağıya kadar geliyordu!"

o kadar bağırmış mıydım? hadi canım!

"o kadar bağırmış olamam abartma!"

"siylisini itiş bini hiç inlimiyi çiliştin mi!" sinirden kıpkırmızı oldum. bir işi de tam yap be erica! herkesin maskarası olup duruyorsun!

"kes sesini" diye tıslayıp caddeyi döndüm. sırtımızı duvara yaslayıp nefesimizi düzene girmesini bekledik. caddenin sonundaki ışıklara baktım. Aynı fikirde olduğumuzu bile bile ona baktım. sırıttık. elini omzuma atıp bağırarak yürümeye başladı.

"yeni bir sayfayı kirletmeye başlamamızın şerefine!"

psikopat ve sadistWhere stories live. Discover now