beni hatırladın mı?

18.7K 429 10
                                    

sabah yüzüme gelen ışıkla gözümü açtım. kalkmak istedim ancak ateşin kolu öyle ağırdı ki mecbur uyanması icin dürttüm. ama kalkmadı. bende daha sert bir şekilde dürttüm. sinirle gözlerini açıp tısladı.

"ne var!"

Kızmıştı. gözüme yerdeki şey takıldı. aniden işler tersine döndü. Çünkü anda ben mavi gözlerimin iyice koyulaştığına emin olabileceğim kadar sinirliydim.

"sen!"

diye kükredim. hala bana anlamadım der gibi bakmaya devam etti.

ateş.

"sen!" diye bağırdı.

nedenini anlamadim.ama çok kızgın olduğu belliydi. gözlerinin nereye baktığını kestirmek zaten yeterince zor değilmiş gibi üstüne birde sabah sersemliğim eklenince hiçbir şey anlamamıştım.

"gömlek!"

gömlek? Ah yapma be! Yersiz bir açıklama pozisyonuna girdiysemde; yersizdi. Çünkü erica sinirliyse gözü döner ve hiçbir şeyi görmezdi.

"Daha sabah olmadan başka bir kız mı? Seni adi it herif!" hakaretine aldırmadan yanlış anlaşılmayı ortadan kaldırmaya çalıştım.

"bak dinle" sözümü yine kesip tısladı.

"duymak istemiyorum!"

artık gözlerinde öfkeden çok acı ve kırgınlık vardı. ellerim ile vücudunu sardim onu sakinleştirmeye çalışıyordum. beni iktirdi ve kapiyi çarpıp odasına geçti.

saatler geçmek bilmedi.  sürekli bir şeyleri kırıyor sonra ses kesiliyordu. sinirinin geçmesini beklemekten başka yapacağım hiçbir şey yoktu. oturup bekledim. en sonunda siniri geçmeyince hırsla odama daldı.

"aptal! Nasıl aldatabildin beni ha nasıl!" sıkılmış gibi yaparak derin bir nefes aldım.

"bitti mi?" cevabını da bağırarak verdi.

"bitti!" yanına gidip elini tuttum.

"seni yeniden bulmuşken kaybetmeyi göze alır mıyım sence?" ellerini geri çekti.

"Gömlekteki ruj?" diye hesap sordu. gözlerimi devirdim. ve işte en utanç dolu o an. Anlatmamak hatta unutmak için o kadar direnmişken bir gömleği sepete atamayacak kadar getizekalıydım.

"anlatacağım ama gülmeyeceksin?" omuz silkti. "pazarlık yapacak durumda değilsin." el mecbur anlatmaya koyuldum.

"bizimkiler gece 3 gibi geldiler. Tabi hepsi içkiden payını almış, kör kütük sarhoş. sen git kızların rujunu al kendine sür sonra ben kızım diye git eşcinsel kıza yavşa. o kadar yani. sonra ben bunu yukarı taşıyordum-" daha bitirmeme bile izin vermeden gülmekten yerlere yattı.

"sonrasını da anlamışsındır zaten!" dedim. kahkahalarî arasından zorlukla başını sallayıp bu utanç verici anımı daha da zorlaştırdı.

"neyse işte hadi gidiyoruz" diye konuyu değiştirdim. şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı. "nereye gidiyoruz?" sırıttım. "bizim mekana" üzerindeki giysinin iyi olduğuna karar verip arabaya bindi. Bende sürücü koltuğuna geçtim. yarım saatlik yoldan sonra bar taburelerimize oturmuş, emire kız arıyorduk.

"şuna ne dersin"

"fazla iri"

"peki şu"

"fazla sarhoş"

"alt tarafi bir gecelik ne olacak ki" diye tısladım. emire kafa göz girişmek için başka bir neden daha!

"bir gecelik ama olsun. bak şu güzel" ileride güzel bir kız gösterdi. zaten oda olmasaydı onu masaya gömecektim.

hepimiz onaylayinca yanına gitti. tam böyle konuşurken birden ericanın yanına giden çocuğa baktım.

"beni hatirladin mi maviş?"

maviş? benim Sarışınıma üstelik? Koruma içgüdüsüyle kolumu omzuna attim. Nerden bilebilirdim ki?

psikopat ve sadistOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz