aşkın lacivert tonu

582 14 0
                                    

neyse ben böyle geri dönüş yaptım. ama espri yok size^^ ama uyarı yapmasam da olmaz işte ben diyim +18 siz diyin +20 dileyen okumayabilir^^ hatta okumayın siz.

bıçağı boğazıma dayamıştım dayamasına da, derine bastırmak gelmiyordu içimden. öyle çok yaşanmamışlık vardı ki. Böyle olmak istemiyordum. insanların eksikliklerini tamamlamaktan bıkmıştım. sevdiğim adam ellerimden tutmadıkça ne anlamı vardı yaşamın. boştaki elimle ateşi önüme çektim. insanların çoğu barı boşaltmıştı. alya da çenesini kapaması için bar sahibine yüklü bir para vermişti.

avcunu açıp bıçağı eline bıraktım ve yere diz çöküp gözlerinin içine baktım.

"ya öldür ya yaşat. ama yaralı bırakma." gözlerimi yumdum. "bunca sene insanların istedikleri şeyi elde etttim. güç. ama ben sevilmek istiyorum. yargılanmadan sevilmek. beni görmek istemiyorsan öldür. ya da düşmem yakandan ateş." gözlerimi yumarak gelecek bıçak darbesini bekledim. gözyaşı elime düştü. bıçağı yere atıp yanıma eğildi. kollarını bedenime sarıp kulağıma fısıldadı. "seni seviyorum. seni sevmekten asla vazgeçmedim. sen benimsin. benim sevdiğim kadın, tek varlığım. herşeyim. Böyle olduğu için çok Üzgünüm. affet beni" o ağladığı için bende ağlıyordum. gözlerini elimle sildim. "ağlama lütfen"

bu dünyadaki en değerli şey bir erkeğin gözyaşıdır benim için. bir erkeği ağlatacak kadar incilttiyseniz kendinizi affettirmeniz gerekir. "ormandaki eve?" ayağa kalktı "ormandaki eve." arkamı döndüm. ondan önce yapmam gereken bir şey vardı.

koşarak alya'nın yanına gittim. "seni o evde çürümeye terk edemem. bizimle gel." gülümsedi. "iyi olacağım. hem o evde de çürümeyeceğim zaten. yeni bir erkek arkadaş buldum. ciddi düşünüyoruz. onunla yaşayacak hatta evleneceğiz de. sanırım yani. git sen. hadi vedaları sevmem. daha sık gel beni nerde bulacağını biliyorsun" diyip kocaman bir gülümsemeyle dışarı çıktı. evet. biliyorum kardeşim.

elini sımsıkı tutarak dışarı çıktım. üzerimden büyük bir yük kalkmış gibiydi. ve dahası kalkmıştı da. ateşin arabasına bindik. ormandaki evime gittim. Bugün yeterince şey yaşamıştım ve bizimkilere uzun bir açıklama yapacak enerjim de kalmamıştı zaten. araba şehrin sesinden uzaklaşmaya başladıkça ortamdaki gerilim de arttı. o söyleyene kadar parmaklarımla cama vurduğumu fark etmemiştim bile.

"gerçekten iyileşemez, şeytanın teki olduğumu mu düşünüyorsun?" derin bir nefes aldı. "düne kadar evet. öyle düşünüyordum"

"sonra ne oldu?" gülümsedi. "seni gördüm." çok basit ama açıklayıcı bir cevap olmuştu.

ortam git gide geriliyordu. ama bunun nedeni bu sefer daha farklıydı. birbirimize olan özlemimiz fiziksel bir boyut bulmuştu. daha önce hissetmediğim bir şey hissediyordum şimdi. arzu. onun da koyulaşan gözlerinden ve direksiyonu sıkmaktan beyazlayan parmak boğumlarından bunu anlayabiliyordum. derin ve sık nefesler alarak kendini sakinleştirmeye çalışsada bu nefesleri beni daha da tahrik ediyordu. evin önüne geldiğinde sertçe el frenini çekti. başını direksiyona yaslayıp hiç kıpırdamadan durdu. siktir! iradesi benim irademi zorluyordu. elimi omzuna koydum. göz göze geldiğimizde bu sefer ikimizdede aynısı vardı. Aşk ve şehvetin laciverte bürünmüş hali.

"duramayabilirim" diye fısıldadı. tam gözlerinin içine baktım. "durma" anında ensemden tutup dudaklarımızı birleştirdi. hemen ayrılıp arabadan indi. bende indim.

kolumu tutarak yatak odasına ilerledi. odaya girdiğimizde kapıyı kapatıp beni duvara yasladı. öpüşmemize kaldığımız yerden devam ettik. ellerini tişörtümün altından vücudumda gezdiriyordu ve bu beni daha da deli ediyordu. Yüksek sesle inledim. bende ellerimi onun sırtında gezdirdim. kaslarında karnında omuzlarında... ayrılıp tişörtünü başından sıyırdı. sonra da benimkini çıkardı. dudaklarını açlıkla; dudaklarımda, boynumda, omuzlarımda gezdirdi. gözbebeklerim geriye doğru kayarken südyenimin açıkta bıraktığı yerleri öptü. bacaklarım titriyordu. o da bunu fark etmiş olacak ki yatağa yatırdı ve ardından üzerime çıkarak öpücüklerini ısırıklara bıraktı. dayanamıyordum. bu işkenceye son vermesi için yalvarmak istedim ama dilim kelimelerini bulamıyordu.

psikopat ve sadistDove le storie prendono vita. Scoprilo ora