23. Bölüm-"Geçmişten Gelen"

609 56 41
                                    

Bizimkilerin olduğu masada yalnızca iki kişi kaldığında bulanan midemi rahatlatmak için tuvalete gitmeye karar vererek ayağa kalktım. Kalktığımda başım dönmüştü çünkü birkaç dakika önce yarın yokmuşcasına içmiştik. Ayaz'a dokunan bakışlarım umursamazca geri çevrildi. Yanındaki kızla biraz fazla ilgilenmişti ve ben yalnız kalmıştım. İnsanların arasından sarsıla sarsıla geçerken yüzündeki gülümsemesiyle bana bakan barmeni umursamadım. Onun bana nasıl baktığı umrumda değildi, daha güzellerini görüyordum her gün.

Mekan fazla güzel olmasa da iğrenç sayılmazdı ama ne varki tuvalet kısmı hayvanların bile girmek istemeyeceği cinstendi. Bu yüzden buraya yalnızca çok zor durumda kalanlar geliyordu ve aslına bakarsak her hafta sonu burada olmama rağmen benim bile ikinci gelişimdi. Üzerindeki işaretlerin silikleştiği kapılara bakarak hangisinin kadınlar için olduğunu anlamaya çalışırken bileğime dokunan bir elle dikkatim dağıldı. Arkama baktığımda barmeni görmüştüm.

"Selam," dedi bana doğru bir adım yaklaşarak. Ama zaten aramızda neredeyse hiç mesafe yoktu, bu haraketi az kalsın beni yere devirecekti. Bunun olmasına engel olan da yine o olmuştu, şuan belimden tutmuş, benide kendine bastırmıştı.

"Tuvalet..." dedim peltekçe ve ondan uzaklaşmaya çalıştım ama başaramadım.

"Boşver tuvaleti, buraya kimse gelmez." dediğinde ne saçmaladığının farkına varsam bile kendimi ondan kurtaramadım.

"Bırak!" Bağırdım sandım ama hayır, bağırmamıştım. Kendime gelmek adına gözlerimi sımsıkı kapatıp geri açacakken adamın dudakları dudaklarıma kapandı. Elleri arsızca bedenimin her zerresinde gezinirken gücümü toplayarak onu ittim. Adam bir anda benden uzaklaşırken gücüme hayret ederek nefes nefese bir şekilde arkama çıkıp sırtımı kapıya yasladım. Karşımdaki kızı görünce hâlâ ne kadar güçsüz olduğumu anlamıştım.

Kız, adamı bir çöp gibi yere attıktan sonra yanıma gelerek endişeyle yüzüme baktı. "İyisin!" dedi öyle olmamı isteyerek. Hızlıca başımı sallayınca arkamdaki kapıyı açarak içeriye girmem için beni yönlendirdi. "Yürü, elini yüzünü yıka."

Elimi yüzümü yıkadıktan sonra bir köşeye oturmuş öylece duvarı izleyen kızın önüne dikildim. Bu kadar sarhoş olmasına rağmen nasıl az önceki adamı benden uzaklaştırmıştı? "İyi misin?" diye sorduğumda koyu kahve gözlerini bana çevirdi ve bir kere başını salladı. Burada ölüpte başıma kalmasını istemezdim. İyiymiş gibi durmuyordu, ondan kurtulmam gerekirdi. Elimi yüzümü yıkamıştım, tabii ondan önce de içimde ne varsa hepsini çıkarmıştım. Bu da kendime gelmemi sağlamıştı.

"Biraz hava alacağım." dediğimde yavaşça ayağa kalkarak duvardan tutundu. Benimle gelecekti sanırım. Yanımda kendi isminden bile bir haber olan kızla birlikte dışarıya çıktığımda etraftaki insanları görmekten rahatsız olarak yüzümü buruşturdum. Biraz daha sessiz bir ortam gerekiyordu kendimi toplayabilmem adına. Adımlarım mekanın arkasına yönelince kız da benimle birlikte geldi.

Onu oyuna ben davet etmiştim ama sürekli peşimde olmasına gerek yoktu. Zaten oyuna davet etmemize bile gerek yoktu ama Ayaz bir kere isteyince vazgeçmiyordu. Onu, isteğini geri çeviremeyecek kadar çok seviyordum. Bu istek normalde selam vermeyeceğim türden bir kızı aramıza çağırmak olsa bile... Geri dönerek ona baktığımda onun da adımları durdu. "Niye geliyorsun?" diye sordum sabırsızca. Ayaz'ın yanında olması gerekirdi, benim değil.

Parmak Uçlarındaki Yabancıحيث تعيش القصص. اكتشف الآن