3.Bölüm⚓️

3.7K 577 157
                                    


ŞURA

Gergin bir şekilde ona yaklaştım. Neden öyle bakıyordu?

"Bir şey mi oldu?" Diye sordum.

Bizi mi dinlemişti? Bu çok ayıptı! Otuz yaşlarında bir kadına hiç yakışmıyordu!

"Bence hayallere kapılma, Barbaros evli bir kadına hayatta bakmaz. O yüzden çok kapılma derim."

Gözlerim kocaman oldu.

Ne saçmalıyordu?

"Ne ilgisi var? Ben onu dost olarak görüyorum! Ona da söyledim bunu! Lütfen ona aşıkmışım gibi davranmayı bırakın!"

"Bu kadar celallenmene gerek yok. Ablan olarak uyarmak istedim. Bir de o kendine karışılmasından hiç hoşlanmaz. Kendi bildiğini okur yani. Öyle denize açılma falan deme. Adamı iyice sinir etme."

Sadece onun iyiliğini düşünmüştüm!

"Ben onun iyiliğini düşündüm ve söyledim! Giderse kendisi bilir, ayrıca bizi dinlemeniz de hoş değil. Belki de gerçekten özel bir şeyimi paylaşacaktım."

Yüzüne bakmadan hızlıca yanından ayrıldım. Asuman'la da anlaşmam mümkün değildi. Kadın gizlice bizi dinlemişti!

Odama geldiğimde kapıyı kapattım.

Yatağıma oturdum ve sinirle gözlerimi kapattım, herkes gerçekten tuhaftı! Yaptığım normal bir konuşmayı bile hoşlanma belirtisi sanıyorlardı!

Kapı tıklatıldığında doğruldum.

"Gel."

Kaptan'ın abisini gördüm.

"Nasılsın? Rahatsız etmedim umarım."

Ayağa kalktım.

"İyiyim, siz? Rahatsız etmediniz."

Gülümsedi.

"Evi gezdireceğim sana. Asuman gezdirirse çok soru sorar, seni bunaltır dedim." Dedi gülerek.

Karısını çok iyi tanıyordu.

"Cevaplardım, sorun olmazdı. Hem zahmet etmeyin. Zaten odamdan başka yere çıkmam."

Bana ters bir bakış gönderdi.

"Olur mu öyle şey? Hepimizin odalarını bilmen gerekiyor. Acil bir şey olursa ne yapacaksın? Gel lütfen."

Sanırım bu adam gerçekten iyi biriydi. Birlikte odadan çıktığımızda bana evi gezdirmeye başladı.

"Burası Kaptan'ın odası." Kapıyı açtı.

Dudaklarımda bir tebessüm belirdi. Odasını mavi ve beyaz döşemişti. Yatağının başında büyük bir gemi dümeni vardı.

Odasında ahşap gemi maketi vardı. Yatağının hemen yanında çapa modelinde bir saati vardı. Gerçekten denizciliği çok seviyordu.

"Ben korkarım denizden, o çok seviyor."

Başını salladı.

"Duydum, uyarmışsın onu." Güldü. "Biz de çok uyarıyoruz ama artık bıraktık. Adam inat, Laz inadı. Uyarsak da dinlemiyor. Allah'a emanet edip yolluyoruz, ne yapalım?"

Tam bir ahmaktı!

"Hava çok kötü olduğu için uyardım. İnsalık görevi yani."

Omzumu sıvazladı.

"Ben seni anladım, merak etme."

Gözüme beyaz raf çarptı. Demek kitap okumayı seviyordu. Oldukça geniş bir raftı. Kitap okumayı ben de çok seviyordum. Ona döndüm.

Karanlık Liman AlaboraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin