6.Bölüm⚓️

4K 594 301
                                    


ŞURA

Çolpan Hanım'a döndüm. Merakla bana bakıyordu. Gözyaşlarımı sildim ve yavaşça başımı salladım.

"Tamam..."

Sonunda yüzü güldü.

Hemen yanından kalktım. Yanında durmak istemedim. Yüzüne bakmak bile istemedim.

"İyi, ben sana vakit belli olunca söylerim. Aman ha kimseye belli etme! Asuman'a hele... Kimse duymasın. Sadece bunu kızım biliyor. O da planı o yaptı, ondan... Yoksa ona bile söylemezdim."

Demek beni gönderme planını o yapmıştı...

"Zahmet etmişsiniz... Ben zaten gidecektim. Oğlunuzda da gözüm yoktu, evinizde de..." Çok şey söylemek istiyordum ama dilim varmıyordu.

Omuz silkti.

"Zor durumdasın diye oğlum seni bırakmazdı. Ondan bu planı yaptım."

Hiçbir şey söylemeden başımı salladım. Geri yatağıma oturdum. Başım çok dönüyordu, midem bulanıyordu.

Yatağa uzandım ve üstüme örtüyü çektim. Ona arkamı döndüm.

Şu anda uyuyup uyanmasaydım eminim herkesi büyük bir dertten kurtarırdım...

"Şura..." Kolumu sıvazladı. "Yapma böyle kızım... Ben kötü biri değilim. Sadece oğlunun iyiliğini düşünen bir anneyim. Anne olunca sen de anlayacaksın."

Vicdanı mı sızlıyordu?

Yaralı bir kadına yaptıklarından dolayı sızlamalıydı da... Tabii o da haklıydı. Önce canını düşünüyordu. Kendi canı varken beni mi düşünecekti?

Ona döndüm.

"Her şey kabulüm. Kabul ediyorum Çolpan Hanım. Evet, siz de iyi bir annesiniz."

İyi bir insan değildi...

Gözlerime baktı.

"Eminim annen hayatta olsaydı benim yaptığımı yapardı."

"Yapmazdı..."

O öyle biri değildi ki... Yardıma ihtiyacı olan bir kadına sorgusuz sualsiz evini açardı. Ben onun kızıydım. Tüm huylarımı ondan almıştım. Benim annemi tanımıyordu bile...

Aldığı cevapla şaşırsa da bir şey diyemedi.

"Oğlunuzdan uzak duracağım Çolpan Hanım. Merak etmeyin. Yemeklere de katılmak istemiyorum. Ben dışardan söylerim. O masaya oturmak istemiyorum. Buna da saygı duyarsanız diye umuyorum."

Gözleri irileşti.

"Olur mu öyle? Barbaros anlar bir şey olduğunu! Olmaz! Masaya gelmen lazım. Bir sorun olduğunu belli etmemen lazım."

Ödü kopuyordu anlar diye...

İç çektim.

"Peki. Çok durmadan kalkarım o zaman. Oğlunuzla da konuşmam. Başka benden istediğiniz bir şey var mı?"

"Seni orada zorda bırakmayacağım, böyle yapma. Kalacak yerini ben ayarlayacağım. Kiranı da öderim. Yemek de gönderirim. Seni zorda bırakmam. Biliyorum zorluklar yaşadığını, kalpsiz değilim."

Hayır, kalpsizdi.

Onun göndereceği yemeğe ihtiyacım yoktu, zaten orada kendim çalışıp kazanırdım.

"Gerek yok. Benim param var. Orada da mesleğimi yapar geçinirim. Zaten orada çok kalmam. İtalya ya da İspanya'ya giderim. Siz de benden haber alamazsınız, tam istediğiniz gibi." Dedim.

Karanlık Liman AlaboraWhere stories live. Discover now