17.Bölüm⚓️

4.6K 558 354
                                    


BARKIN

Sarı saçlarını savurdu, üstüme eğildiğinde gülümsüyordu.

"Barkın..."

Yine beni kahreden beyaz elbisesi üstündeydi. İnledim ve başımı geriye attım.

"Git başımdan!"

Dudağını büktü.

"Seninle kalmak istiyorum."

Bana sokuldu. Dayanamadım ve sarı saçlarını okşadım. Beni delirtmek zorunda mıydı?

"Abin fark eder, sorun çıkar." Diye mırıldandım.

Aniden çenemi tuttu ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

"O zaman konuş abimle, bizi anlat. İzin verir. Lütfen Barkın..."

Delirecektim...

Kaptan'a bunu nasıl söyleyebilirdim?

Kucağıma gelip kalçasını bastırdı. Minicik beyaz elbisesi daha çok açıldı. Sertçe yutkundum ve bakışlarımı kaçırdım.

Yeniden çenemi tuttu ve ona bakmamı sağladı. Tekrar dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Dayanamadım ve onu kendime çektim.

Hızla onu altıma çektim. Saçları yatağımı süslüyordu. O kadar seksiydi ki aklımı başımdan almıştı...

Bacağını üstüme attığında yavaşça bacağını okşadım. İncecik belini sımsıkı sarmak, onu saatlerce öpmek istiyordum...

Hızla gözlerimi araladım.

Siktir, siktir!

Yine onu görmüştüm!

Aceleyle yataktan kalktım ve banyoya girip yüzümü bol suyla yıkadım.

Aynada kendimi izlerken ellerimi lavaboya dayadım.

"Allah'ım sen yardım et..." Diye mırıldandım.

Ne yapacaktım ben? Bu kız benim sürekli rüyalarıma mı girecekti?

Elime telefonumu aldım.

Onun numarasını yazıp profilini inceledim. Profil fotoğrafında neşeyle gülüyordu, deniz kenarında çekilmişti. Gözleri kısılmıştı, saçları savrulmuştu... Çok güzel gülüyordu.

Ben bu fotoğrafı daha önce de görmüştüm, hiçbir şey hissettirmemişti. Şimdi ise öyle değildi. Bu fotoğraf benim kalbimi acıtıyordu, ruhumda derin bir sızı oluşturuyordu.

Fotoğrafından çıktım. Uzun süre sohbetimizi okudum. Zaten çok kısaydı.

"Barkın abi günaydın, abim mallar geldi dedi. Haberin olsun. Telefonu çekmeyebilirmiş."

"Tamam Asiye, sağ ol."

Oldukça duygusuz...

"Barkın abi doğum günün kutlu olsun. Sevdiklerinle mutlu ve sağlıklı yılların olsun."

"Teşekkür ederim Asiye."

Ben onun doğum gününü aynı yıl kutlamamıştım bile...

"Abi ofisin kapısı kapalı, çok soğuk dondum. Kimseye ulaşamıyorum."

"Bekle beş dakikaya geliyorum."

Böyle gidiyordu...

Hep geçiştirmeli, düşünmeden verilmiş cevaplar... Şimdi olsa on saat ne yazacağımı düşünürdüm.

Karanlık Liman AlaboraDonde viven las historias. Descúbrelo ahora