Cebinden çıkardığı bir kolyeyi bana uzattı. Anlamayarak kolyeyi elime aldım."Bu ne?" Diye sordum şaşkınca.
Bana mı almıştı?
Gümüş bir kolyeydi. Ucunda küçük, taşlı bir çapa vardı.
"Limanın oralarda yaşlı bir esnaf vardı, onda görüp aldım. Aklıma sen geldin. Beğendin mi?"
Ne?
Neşeyle kıkırdadım.
Aklına ben gelmiştim demek... Kolyeyi görünce beni düşünüp almak istemişti. Mutlulukla başımı salladım.
"Çok güzelmiş... Kaptan Bey teşekkür ederim. Beni mahcup ediyorsunuz." Kolyeyi ona uzattım. "Hadi tak bakalım." Arkama geçti.
Nefesini ensemde hissettiğim an tüylerim ürperdi. Kolyeyi boynuma taktı. Sıcacık nefesi derin bir iç çekmemi sağladı...
"Nasıl oldu? Beğendin mi?" Ona döndüm.
"Güzel, zaten ben seçtim." Kıkırdadım.
"Bunu hiç çıkarmayacağım. Benim için çok özel. Çok teşekkür ederim."
Omuz silkti.
"Bu kadar mutlu olacağını düşünmemiştim. Hatta belki sevmezsin dedim. Daha pahalı şeylerden hoşlanabileceğini düşündüm ama orada bu kolyeden bir tane vardı. Orada kalsın istemedim."
Dudağımı büktüm.
"Saçmalama, aldığım en güzel hediye bu. Pahalı olmasından ziyade anlamı benim için önemli. Hayatımı kurtaran yakışıklı kaptanın beni düşünerek aldığı en tatlı hediye... Hiç boynumdan çıkarmayacağım."
Asla çıkarmayı düşünmüyordum.
Sonuçta aklına ben gelmiştim değil mi?
"Yakışıklı kaptan..." Belime dokundu. "Eyvallah." Dudağımı ısırdım.
İşte bunu söylediğimin hiç farkında değildim...
Yine erken gelen bir kesit bırakıyorum.⚓️🩵
YOU ARE READING
Karanlık Liman Alabora
General FictionBüyük gemide emin adımlarla ilerledim. Topuklu ayakkabılarımın beni sarsmasına rağmen düşmemeyi başardım. Alyansımı aceleyle cebime koydum. Kimsenin beni görmediğine emin olduktan sonra oraya girdim. Arkası dönüktü. Boğazımı temizlediğinde bakışları...