12.Bölüm⚓️

4.3K 617 329
                                    


ŞURA

Ona güzel bir kahvaltı hazırladım. Dolap neyse ki doluydu ve tüm ürünler açılmamıştı. Bu yüzden içim çok rahattı. Her şeyi ne ara düşünmüştü bilmiyordum.

İkimize krep yaptım. Reçeller, yağ ve kızarmış ekmekleri masaya koydum.

Onu uyandırmaya gittim.

Bebek gibi uyuyordu.

Gülümsedim ve ona yaklaştım.

Uyandırmasa mıydım acaba?

Kararsız kaldım. Çok da güzel uyuyordu. Nefes alışverişlerini dinlemek istesem de cesaret edemedim.

Tam ayağa kalkacaktım ki birden beni altına çekti. Kalbim korkuyla çarparken çığlık attım. Neler oluyordu?

"Şura..."

Korkuyla ona bakıyordum.

"Kaptan, iyi misin?" Diye sordum telaşla.

Gözlerime uzun süre baktı. Ellerimi tutup öyle bir hızla başımın üstünde birleştirmişti ki ne olduğunu bile anlayamamıştım.

Hareket dahi edemiyordum. Bu kadar güçlü olduğunu bilmiyordum.

Kaptan derin bir nefes verdi.

"Şura..."

Adımı çok keskin söylemesi hoşuma gitti.

"Ne yapıyorsun? Seni öldürmeye gelmedim, bırak ellerimi. Acıttın kolumu."

Hemen kollarımı bıraktı.

"Kızım ne bileyim, uyku sersemiydim."

Hızla altından kalkacaktım ki çok ağırdı. Üzerimden kalkmadı.

"Sana kahvaltı hazırlamıştım. Uyandırmaya gelmiştim ki beni boğdun."

Kıkırdadığımda başını iki yana salladı.

"Sürekli niye iş yapıyorsun kızım? Gerek yoktu."

Omuz silktim.

"Hazırladım işte. Hadi yiyelim." Duraksadım. "İzin verirsen kalkacağım."

Göz göze geldiğimizde yutkundum.

Üzerime eğildiğinde irkildim. Yavaşça kolumu tuttu.

"Canını çok mu yaktım?"

Ses tonu o kadar hoşuma gitti ki... Ona gülümsedim.

"Bir şey olmaz." Dedim.

Kaşları çatıldı.

"Ne demek olmaz? Yaktım mı söyle!"

Dudağımı büktüm.

"Kaptan ben kemerlerle dayak yedim... Sence bu canımı ne kadar yakabilir? Daha önce de canım çok yandı, alışkınım yani. Kafana takmana gerek yok."

Kaşları daha çok çatıldı.

"Sikeyim..." Sinirle elini başına götürdü. "Keşke seni o zaman tanıyıp yanıma alabilseydim... Keşke bana erken gelseydin! Kahretsin, bunları yaşamana asla izin vermezdim. O adamları öldürürdüm!"

Derin bir iç çektim.

"Boş ver, güvendeyim. En azından şimdilik. Umarım Allah beni hep korur."

Çenemi tuttu.

"Önce Allah korur, sonra da ondan gelen emaneti alan ben... Hep senin yanında olacağım, seni bırakmayacağım."

Burukça gülümsedim.

Hafifçe doğrulup yanağına kısa bir öpücük kondurdum.

"Teşekkür ederim Kaptan."

Karanlık Liman AlaboraWhere stories live. Discover now