1.1

19.3K 1.7K 981
                                    

Dudaklarımda istemsizce silemediğim bir gülümseme vardı. Bugün doğum günümdü. On sekiz yaşına girmiş, reşit olmuştum. Muhtemelen eve gittiğimde ailecek pasta kesecektik fakat bu bile beni her seferinde iyi hissettiriyordu.

Doğum günleri bana ne ifade ediyor bilmiyorum ama özel günleri oldum olası sevmişimdir. Kimse için özel olmasam da, özel günleri seviyordum.

Bulut bana mesaj atıp doğum günümü kutlamıştı ama bununla yetinmeyeceğini biliyordum. Hediye yollardı her doğum günümde. Ulaş acaba hatırlıyor mudur diye düşünmeden edemedim. İlk tanıştığımız zamanlar konuşmuştuk doğum günlerimizi. Unutmuşsa bile önemli değildi, olabilirdi. Üzerinden üç-dört ay geçmişti sonuçta.

Okul binasından içeriye girdikten sonra merdivenleri çıkıp sınıfa yürüdüm. Bugün uykum vardı. Geç yatmıştım. Zaten sabahın beşinde yollara düştüğüm için hiçbir zaman tam anlamıyla uykumu almıyordum ya, neyse.

Çantamın kopçalarını omzumda kavrayıp sınıftan içeriye girmiştim ki yüzüme yediğim ıslak şeyle dondum kaldım. Kulaklarıma saniyesinde akın eden kahkaha ve iyi ki doğdun sesleri zihnimde yankılandı adeta. Gözlüklerime ve yüzüme yapışan pastayla neye uğradığıma şaşırdım. Bir süre şok içinde kaldım.

Ellerimi yüzüme getirip pastayla lekelenmiş gözlüklerimi çıkardım neler olup bittiğini anlamak için.

Melih ve arkadaşları kahkaha atıyorlardı bana bakarak. Kaşlarımı çattım dehşetle onları izlerken. Sınıfın diğer tarafında kollarından tutulmuş Ulaş'ı fark ettim. İki kişi tarafından tutuluyordu ve öfkeyle bir şeyler söylüyordu.

"Bugün doğum gününmüş," diyerek karşıma geçti Melih. "Arkadaşın sürpriz pastasıyla seni bekliyordu. Bizde dedik katılalım sürprize ortak olalım. Umarım beğenmişsindir sürprizimizi." Sırıtarak alayla konuşuyordu.

Yüzüm pastayla kirlenmişken sinirden dolan gözlerimle kafamı kaldırmış Melih'in ela gözlerine bakıyordum. Allah biliyor ya, öyle bir suratına yumruk geçiresim gelmişti ki. Bunu yapamıyor olmak çok yoruyordu.

Kalbim avucundaydı ve her fırsatta eziyordu. Tüm bunları yaparken, doğum günümde benimle böyle alay ederken hiç mi kalbi sızlamıyordu?

Dolu gözlerimle Ulaş'a çevirdim bakışlarımı. Kollarından tutan çocuklara küfürler ederken benimle göz göze gelince üzgünce omuzlarını düşürdü.

Sınıftaki birkaç kişi gülüyordu. Hiçbiri müdahale etmiyordu. Tam tersine, bu zorbalığa ortak olup seyirci kalıyorlardı.

"Şşş." Dolu ve öfkeli bakışlarımı sesin geldiği kişiye, Melih'e çevirdim tekrardan. Dudaklarındaki serseri gülüşle bakıyordu bana. "Ne o? Ağlayacak mısın?"

Boştaki elimin tırnaklarını avuç içime bastırdım. Bakışlarımı pastayla kirlenmiş gözlüklerime çevirdim. Camları mahvolmuştu. Aynı şekilde alnıma düşen saçlarım ve yüzümün her yeri de pastayla kaplanmıştı.

Titrek bir nefes çektim içime.

"Bak bir şey diyeyim mi," Kirpiklerimi kaldırıp gözlerimi Melih'e diktim tekrar. "Yüzünün çok az kısmı gözüküyorken daha güzelsin. Pastayla biraz daha tatlı oldun en azından."

"Sen gerçekten çok kötüsün." dedim istemsizce kırık çıkan sesimle. Ağlamamak için kendimi sıkıyordum. Boğazıma bir yumru oturmuştu ve yutkunamıyordum.

Alayla kıvrıldı dudağının kenarı.

"Teşekkür etmen gerekiyor. O kadar sürpriz yaptık sana." dedi.

ZORBA | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin