2.7

20.4K 2K 2K
                                    

Kafam çok karışıktı. Melih'in ban karşı tavırlarını anlamaya çalışırken beynimden vurulmuşa dönüyordum. Takıntılıydı birisiydi ve bu takıntısı ikimizi de içine alan bir ateş çukuruna dönüşüyordu. Yanmamak kaçınılmazdı.

Bana söylediği yalan ve haftalardır beni bir başkası gibi oynatması hafife alınacak bir şey değildi. Öncelikle içinde bir insan yattığını ve istediği zaman insanca konuşabileceğini anlamıştım. Maviyle konuştuğumda güvenli alan gibi hissediyordum. Duygusal ve içten cümleleriyle bana iyi geliyordu. Demek istediğinde Melih de duygusal birisi olabiliyordu. Fakat neden hiç de öyle durmuyordu? Neden duygusuz bir şerefsizmiş gibi davranıyordu? Öyleydi belki de.

Kesinlikle öyleydi hem de.

Yumurtamı yerken bakışlarım masada geziniyordu. Kahvaltıda tüm aile üyeleri olarak masadaydık.

Melihle konuştuğum zamandan beri kafam allak bullaktı. Evdekiler de bunun farkındaydı. Dalgın dalgın geziyordum çünkü.

Tenimdeki yanma hissi ile hışımla elimi çekip yüzümü ekşiterek yan tarafıma baktım. Ablam sıcak çay kaşığını elimin üstüne bastırıp geri çekmişti.

"Abla ne yapıyorsun ya?" diye çıkıştım.

"Ne bu hal günlerdir? Bir şeyler oluyor belli. Anlat." dedi dedektif edasıyla.

"Bir şey yok."

"Oğlum anlatır mısın?" diye araya girdi hemen annem. Babamla Muhammet de bakıyordu imayla. Dördü de benden bir şeyler beklediğini belirten bakışlar atıyordu.

Bir nefes verip elimdeki çatalı bıraktım. "Ben sanırım okuldan kaydımı aldıracağım."

Hepsi şaşkınlıkla kaşlarını çattı. "Neden?" diye sordular.

"Çok uzak. Yoruluyorum, günümün yarısı yolda geçmiş gibi oluyor." dedim gözlerimi kaçırarak. Melihten bahsetmek istemedim. Bahsedesim gelmedi.

"Abi sen bu okula girdiğinde hepimiz yorulursun uzak dedik de bizi dinlemedin. Çok isteyerek gidiyordun. Ne oldu şimdi?" diye sordu Muhammet.

"Harbiden." dedi ablam çayından bir yudum almadan önce.

"Oğlum hani bu okul üniversite için kolaylık sağlayan bir okuldu? Anlaşmalı olduğu üniversitelere direkt sokuyordu falan diyordun. Çok iyi diyordun." dedi babam anlamaya çalışırcasına.

"Öyle baba tabii ama..." Duraksadım. Ne diyeceğimi bilemedim.

Aslında okuldan ayrılmak istemiyordum. Bunun Melihle de alakası yoktu. Bunun benimle alakası vardı.

Melihle aramız hiç iyi olmamıştı. Bana sayısız zorbalıklar yaparak okul hayatımı zindana çevirmişti. İşin sonunda saçma sapan bir ilişki içinde bulmuştuk kendimizi. Bu yüzden benim suçumdu biraz da.

En başından beri onunla öpüşmemeliydim, elini tutmamalıydım.

İstemeye istemeye ona karşı içimdeki nefretin yumuşadığını hissediyordum. Buna izin veremezdim. Ona sempati beslemeye başlarsam sonunun nereye varacağını biliyordum. Bunu kendime yapmak çok büyük kötülük olurdu.

Okuldan gitmek istemiyordum ama Melih'e aşık olmak da istemiyorum. Zorbalıklarına katlanabilirdim ama aşkına katlanamazdım sanırım.

Masada ne kadar konuştuk bilmiyordum ama okula daha fazla geç kalmamak için çıktım yine ve yollara düştüm. Normalde bu saate kalmıyordum tabii. İlk iki saat boş olduğu için evdekilerle kahvaltı edecek zamanım olmuştu.

ZORBA | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin